Kahvenin tahtını sarsan çayın Türkiye serüveni
Anadolu'dan binlerce kilometre ötede keşfedilmesine karşın, bu topraklara geldiği andan itibaren "kırk yıl hatırlı kahve"nin tahtını sarstı. En koyu muhabbetlerin yoldaşı, dünyaca meşhur Türk kahvaltılarının vazgeçilmezi oldu. Peki, sosyal yaşantımıza kattığı değerlerin yanında "ekonomimizin yeşil altını" olan çay, Türkiye'ye ne zaman geldi? Çay yetiştirmeye yönelik ilk girişim neden Abdülhamid döneminde gerçekleşti? En sağlıklı çay neden Türkiye'de yetişiyor?
Giriş Tarihi: 01.10.2019
10:06
Güncelleme Tarihi: 01.10.2019
10:08
Tarih kitapları Türklerin, Anadolu'ya gelmeden önce Orta Asya'da çayla tanıştıklarını yazıyor. Kazan Tatar Türklerinden dil ıslahatçısı, Abdül'l-Kayyûm Nâsırî, "Fevakihü'l–Cülesâ" adlı eserinde, 12'inci yüzyılda Kazakistan'da yaşayan Türk şair Hoca Ahmet Yesevi'nin çay içen ilk Türk olduğunu anlatıyor.
Nâsırî, Hoca Ahmet Yesevi'nin misafir olduğu Türkmen komşunun evinde içtiği sıcak çayın yorgunluğunu giderdiğini ve "Hastalarınıza bundan içirin ki, şifa bulsunlar" diye dua ettiğini yazıyor.
ÇAYIN TÜRKİYE TOPRAKLARINA İLK YOLCULUĞU
Batı'dan çok önceleri İpek Yolu aracılığıyla Türkiye'ye giren çay, özellikle Kuzey Kafkasya ve Türkistan çayı olarak çok eskilerden bu yana Anadolu'da biliniyordu. Üretimi için Osmanlılar zamanında ilk atılım, 19'uncu yüzyılın sonlarında oldu.
İLK GİRİŞİM ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE
Osmanlı'da çay yetiştirmeye yönelik bilinen ilk ciddi girişim, Sultan II. Abdülhamid zamanında gerçekleşti.
Dönemin Maliye Nazırı İsmail Paşa tarafından Çin'den getirtilen çay fidanları ve tohumları Bursa'da dikildi. Ancak, bölgenin iklimi çaya uygun olmadığı için verim alınamadı. İkinci deneme, 1892 yılında Japonya'dan getirilen çay tohumları için yapılsa da, sonuç yine hüsrandı.
Osmanlı'da çay o kadar sevildi ki, 1890 yılında Mehmet İzzet Efendi tarafından, "Çay Risalesi" adlı kitap basıldı. Çaya olan düşkünlüğünden dolayı da "çaycı" lakabıyla anılmaya başlandı.
Mehmet Efendi Hicaz Vali Vekilliği, Harem-i Şerif Müdürlüğü ve son olarak da Adana Valiliği görevlerinde bulunmuştu. Bunun dışında çay tiryakilerinden biri olan Mehmet Arif Bey de, "Çay Hakkında Malumat" adlı kitapta çayla alakalı faydalı bilgiler vermişti.
YENİ DÖNEMDE İLK GİRİŞİMLER
1917 Bolşevik İhtilali'nden önce, mevsimlik tarım işçiliği vazifesiyle Kafkas bölgelerine çalışmaya giden Karadenizliler, yanlarında çay tohumu ve fidanıyla dönmüşlerdi.
Çay, ilk etapta süs bitkisi olarak yetiştirilse de, sonraları bir gelir kapısı oldu. Osmanlı beldelerinde ise çay, ilk olarak Batum ve çevresinde 1918 yılında üretildi.