Maddelerle tarihteki evlilik gelenekleri
Gündelik hayatımızın bir parçası olan evlilik ritüellerinin tarihi kökenlerini merak ettiniz mi? Alyans takma geleneğinin ilk ne zaman ortaya çıktığını, gelinlerin başlarına neden buğday serpildiğini, sağdıçların düğün esnasında ve sonrasında üstlendiği değişik rolleri biliyor muydunuz? İşte maddeler halinde tarihteki evlilik geleneklerine dair birtakım detaylar...
Giriş Tarihi: 13.05.2020
09:35
Güncelleme Tarihi: 13.05.2020
12:27
Yoksulluk dönemlerinde şekil değiştiren düğün pastaları
Fırlatılan yiyeceğin, çoluk çocuk açısından bolluk ve bereketi sembolize ettiği düğün pastası töreni, Ortaçağ başlarındaki yokluk zamanlarında şekil değiştirdi. Gelin yeniden çiğ buğday veya pirinç yağmuruna tutulmaya başlandı. Bir zamanların süsleme amaçlı yapılan pastaları, yenilecek basit bisküviler, çörekler halini aldı. Ayrıca konuklar merasime kendi pişirdikleri pastaları getirme yönünde teşvik ediliyordu. Kalanlar ise fakirlere dağıtılıyordu.
Günümüzdeki düğün pastası geleneği nasıl ortaya çıktı?
Bisküvi ve çörek dağıtma gibi sade bir gelenek Fransız bir şefle birlikte değişime uğradı. Efsaneye göre, İngiliz düğün törenlerinde çörekler, bisküviler ve pişirilmiş diğer şeyler kocaman bir dağ oluşturacak şekilde bir yere yığmak gelenek haline gelmişti. Bu yığınak, ne kadar yüksek olursa o kadar iyiydi. Zira yükseklik, çift için refaha işaretti. 1660'larda Kral II. Şarl döneminde bir Fransız şef Londra'yı ziyaret etti ve orada bu pasta yığma merasimine şahit oldu. Rastgele üst üste yığılan ve sonrasında yıkılan pastaların görüntüsünden şefin aklına, bu yumuşak bisküvi dağını kremalı, çok katlı pastaya dönüştürme fikir geldi.
Günümüzde "gelinlik" olarak adlandırdığımız düğün elbiseleri de geçmişte evliliğe adımın önemli parçalarından biriydi. Eski Roma'da gelinin düğün elbisesi için sarı renk tercih edilir ve gelinin yüzünü alev sarısı bir tül kapatırdı. Kullanılan bu örtü veya tüller kimi zaman zarafetin ve entrikanın, alçakgönüllülüğün ve yas tutmanın sembolü olmuştur.
Kuzey Avrupa ülkelerinde sadece kaçırılan gelinler örtü takardı. Renginin bir önemi yoktu, önemli olan onun aracılığıyla gizlenmekti. M.Ö 4. yüzyıla kadar Yunanlıların ve Romalıların düğünlerinde ince, transparan duvaklar revaçtaydı. Bunlar saça iliştiriliyor ya da kurdelelerle tutturuluyordu. Ayrıca duvak ve gelinlik için sarı renk tercih ediliyordu.
Ortaçağ'da renk temel sorun olmaktan çıktı. Kumaşın zenginliği ve süsleme aksesuarları önem kazandı. İngiltere ve Fransa'da yazarlar düğünlerde beyaz giyme adetine dair ilk olarak 16. yüzyılda yorumda bulunmuşlar. Beyaz saf ve temizliği simgelediği için gelinlikte bu renk tercih edilmişti. Fakat bu durum birtakım tartışmalara yol açtı. 18. yüzyılın sonuna doğru beyaz, çoktan standart gelinlik rengi haline gelmişti. Moda tarihçileri bunu, o dönem elbiselerin çoğunun beyaz olmasına ve beyazın resmi giyimin rengi haline gelmesine bağlıyorlar. 1813'te ilk beyaz gelinlik ve duvak modelleri Fransız gazetesi Journal de Dames'te çıktı. Bu noktadan itibaren de beyaz iyice yaygınlaşmaya başladı.