Modern kimyanın kurucusu: Cabir bin Hayyan
Hem su geçirmeyen kağıt hem de paslanmayan çeliğin mucidinin bundan asırlar evvel bu topraklarda yaşadığını biliyor muydunuz? Ebu Musa Cabir bin Hayyan, Müslüman kimyacıların en ünlüsü ve çok yönlü alimidir. Ayrıca Hayyan, maddenin en küçük parçası atomun parçalanmasının mümkün olduğunu bundan 1200 sene önce söyledi. Batı'da modern kimyanın mucidi olarak anılan Cabir bin Hayyan'ın hayatını derledik.
Giriş Tarihi: 29.09.2019
15:21
Güncelleme Tarihi: 29.09.2019
16:29
HAYATININ ÇOĞU KUFE'DE GEÇTİ
(Câbir b. Hayyân'ın es-Sırrü's-sâr ve sırrü'l-esrâr adlı risâlesinin son sayfası.)
Hayatının önemli bir kısmını Kufe'de geçiren Câbir, burada Ca'fer es-Sadık'tan faydalanma imkanı bulmuş, ayrıca şehrin havası kimya araştırmalarına elverişli olduğu için bu şehirde oturmayı tercih etmiştir.
İbnü'n-Nedim'in verdiği bilgiye göre Irak Büveyhi Hükümdarı Bahtiyar zamanında Kufe'de tonozlu bir yapı ortaya çıkarılmış ve içinde 200 batman altın bulunan bir havanla bir potaya rastlanarak Câbir'in evinin de burada olduğu tespit edilmiştir.
ÇALIŞMALARINI BİR SÜRE BAĞDAT'TA SÜRDÜRDÜ
Çalışmalarını bir süre Bağdat'ta Bermekiler'in himayesinde sürdüren Câbir, bu ailenin devlet yönetiminden uzaklaştırılmasından sonra tekrar Kufe'ye dönmüş ve burada Me'mûn dönemine kadar araştırmalarına gizlilik içinde devam etmiştir.
Kitabına göre onun doksan yıldan fazla yaşadığını ve öldüğü zaman yastığının altında bulunan Kitâbü'r-Raḥme nüshasına düşülmüş bir kayıttan 815 yılında Tûs'ta öldüğünün anlaşıldığını söyler.
Başlangıçtan beri Câbir'in şahsiyeti hakkında çeşitli iddialar ortaya atılmıştır. Şiîler onun altıncı imam Ca'fer es-Sâdık'ın talebesi ve bab'lardan biri olduğunu, eserlerinde kullandığı, "Efendim Ca'fer bana dedi ki" ifadesiyle Ca'fer es-Sâdık'ı kastettiğini ileri sürerken karşıt görüşlüler de burada kastedilen şahsın Bermekî ailesinden Vezir Ca'fer b. Yahyâ olduğunu savunurlar. Oysa her iki görüşün de doğruluğunu gösteren belgeler vardır.
Çünkü eserlerinde her vesile ile Ca'fer es-Sâdık'ın talebesi olduğunu vurgularken bir zamanlar hizmetinde bulunduğu Ca'fer b. Yahyâ ile olan yakın ilişkilerinden de söz eder.
ZAMANININ İLERİSİNDE BİRİYDİ
Câbir sahip olduğu bütün bilgileri "hikmetin kaynağı" diye nitelendirdiği İmam Ca'fer es-Sâdık'tan aldığını söyler. Ayrıca hocaları arasında uzun bir ömür sürdüğü rivayet edilen Harbî el-Himyerî'yi anar ve birçok ilmin yanı sıra Himyerî dilini de ondan öğrendiğini açıklar.
Hocalarından bir diğeri ise Muâviye'nin torunu Hâlid b. Yezîd'in üstadı Marianos'un talebesi olan bir rahiptir. Bunlardan başka lakabı "Üzünü'l-himâr el-Mantıkī" olan bir hocasından da söz eder. Kaynaklar onun yönetimin baskısından korktuğu için uzun süre bir yerde ikamet edemediğini ve sürekli seyahat etmek zorunda kaldığını yazar; kendisi de Irak ve Suriye'de bulunduğunu, Mısır ve Hindistan'a seyahatler yaptığını anlatır.
1250 YIL ÖNCE KİMYANIN TEMELLERİNİ ATTI
Cabir, şapı damıtmak suretiyle sülfirik asit üretti ve maddeleri gazlar, metaller ve mineraller olarak sınıflandırmaya başladı.
Kimyasalların özelliklerini yitirmeksizin birleşerek, gözle görülmeyen element bileşikleri oluşturması hakkında da yazdı. Tüm bunlar bugün herkesin bilebileceği bir şey gibi görünse de, bundan 1250 yıl öncesi için Câbir, zamanının çok ilerisinde bir kişiydi.