Murat Bardakçı'dan ilk kez gün yüzüne çıkan belgelerle 19 Mayıs
Mustafa Kemal Paşa'yı devleti kurtarması için Sultan Vahideddin mi Samsun'a gönderdi yoksa Paşa kendi inisiyatifiyle mi bu yolculuğa çıktı? Yolculuk için Paşa'ya 40 bin altın verildi mi? Bandırma Vapuru'nun pusulası ve dümeni bozuk muydu? Samsun Evrakı olarak bilinen devletin iç yazışmaları Kazım Karabekir'in eline nasıl geçti ve Karabekir bu belgeleri nasıl sakladı? Yazar ve gazeteci Murat Bardakçı tarihi yolculuğun gerçek hikayesini, birçoğu ilk defa gün yüzüne çıkan belgeler ışığında Bir Devlet Operasyonu: 19 Mayıs kitabında anlatıyor.
Giriş Tarihi: 29.09.2019
11:36
Güncelleme Tarihi: 29.09.2019
11:57
BANDIRMA VAPURU'NUN KESİN BİR FOTOĞRAFI YOK
Bandırma Vapuru tarihi bir görev yapmıştı ama biz yıllarca bu görevi bir başka Bandırma Vapuru'na atfettik. Nasıl mı? Murat Bardakçı, Bir Devlet Operasyonu: 19 Mayıs kitabında bu konuya da belgeler eşliğinde açıklama getiriyor. Denizcilik işletmeleri tarafından satın alındıktan sonra Bandırma adını kullanan dört ayrı vapur bulunduğunu belirten Bardakçı, iki vapurun birbirine karıştırıldığını anlatıyor. Mustafa Kemal ve arkadaşlarını taşıyan, 1878'de inşa edilen ilk adı Trocadero olan ve 1910'da Osmanlı Seyrisefain İdaresi tarafından alındıktan sonra Bandırma adını alan vapurdu.
19 Mayıs seferinden sonra eski vazifesi olan posta hizmetine geri dönen Bandırma Vapuru, sonraki yıllarda motoru arıza yapınca ve tamirinin çok pahalıya mal olacağı anlaşılınca 1925'te Denizyolları İdaresi tarafından hurda fiyatına elden çıkarıldı. Vapur, Haliç Feneri'nde gemi bozmacılığı yapan İlhami Bey tarafından satın alındı ve birkaç ay içerisinde parçalandı. Bugün tarihi yolculuğa ev sahipliği yapan Bandırma Vapuru'na ait kesinleşmiş bir fotoğraf bulunmuyor. Genel olarak Bandırma Vapuru olarak fotoğrafı kullanılan gemi ise 1886'da inşa edilen, asıl Bandırma Vapuru'nun adını yaşatmak için 1926'da Bandırma, 1933'teyse Ülgen adını alan ilk adı Medway olan ve 1960'da sökülen vapur. İlk vapura göre daha büyük olan bu vapur zaman içerisinde türlü tartışmalara da neden olmuştu.
BİR DÖNEM ADI BİLE UNUTULDU
Murat Bardakçı kitabında Samsun yolculuğunun ayrıntılarını Türkiye'nin 1927'ye kadar bilmediğini anlatıyor. Öyle ki Bandırma Vapuru'nun adı bile bilinmiyor. Bardakçı Cumhuriyet gazetesinde 1927'de yayımlanan bir haber paylaşıyor. Haberde "... 19 Mayıs günü Gazi, Seyrisefain İdaresi'nin İnebolu Vapuru'ndan çıkarak ayağını Samsun iskelesine bastığı andan itibaren Türkiye'nin tarihinde yeni bir sahife açılmıştır" yazıyor. Bandırma Vapuru nasıl İnebolu'ya dönüştü bilinmiyor ama devlet bir süre daha, resmi yazışmalarında bu hatayı devam ettiriyor. Ta ki 1933 yılına kadar.
O yıl bu tarihi vapurun müze olarak muhafaza edilmesi gündeme geliyor. Yolculuğun İnebolu ile yapılmadığı Bandırma ile yapıldığı da o zaman anlaşılıyor. Sonra Bandırma Vapuru aranıyor ve ancak 1933 yılında, vapurun sekiz yıl önce sökülüp parçalandığı öğreniliyor.
VAPURUN PUSULASI DA VARDI DÜMENİ DE BOZUK DEĞİLDİ
Bandırma Vapuru'nun pusulası olmadığı, dümeninin bozuk olduğu ve paraketesinin kırık olduğu iddia olmanın ötesinde ders kitaplarına girecek kadar gerçek kabul edilen bir durumdur. Bardakçı kitapta Bandırma Vapuru'nun kaptanı İsmail Hakkı Bey'in yıllar sonra o yolculukla ilgili verdiği söyleşide bunlardan hiç bahsetmediğini anlatıyor. Hatta İsmail Hakkı Bey'in bu göreve seçilme nedenlerinden birinin de Karadeniz'i iyi bilmesinden kaynaklandığını belirtiyor.
Yine vapurun ikinci kaptanı Üsküdarlı Tahsin Bey'in de anılarında bu iddiaları destekleyecek bir bilgi vermediği anlatılıyor. Bardakçı'nın altını çizdiği önemli bir nokta var. Bu iddiaların Atatürk'ün ölümü sonrasında ortaya atıldığı ve önce gazetelerde yayımlandığı sonra da zamanla ders kitaplarına girdiği gerçeği.