Osmanlı, ABD'yi nasıl vergiye bağladı?
ABD'nin, 18. yüzyılda Osmanlı Devleti'ne haraç ödediğini biliyor muydunuz? III. Selim'in hükümdarlığı döneminde, Cezayir Beylerbeyi Hasan Paşa, ABD ile 5 Eylül 1795'te Türkçe bir antlaşma imzaladı. Akdeniz'de ticaret yapabilmek için imzalanan bu antlaşmayla ABD, 29 yıl boyunca Osmanlı'ya vergi ödedi. ABD'nin tarihte, vergi vermeyi kabul ettiği tek devlet Osmanlı'ydı.
Giriş Tarihi: 05.09.2019
13:28
Güncelleme Tarihi: 29.11.2023
14:31
Amerikalılar, bu hazırlıkların yanı sıra ağır yenilgiden gemilerini kurtarmak için 1795'te Joseph Donaldson başkanlığında ki bir heyeti Cezayir'e gönderdiler.
III. Selim'in hükümdarlığı döneminde, Gazi Hasan Paşa, ABD ile 5 Eylül 1795' te Türkçe bir antlaşma imzaladı.
ABD'NİN VERGİYE BAĞLANDIĞI ANTLAŞMA
23 sayfalık bir ahidname olan belgenin sonunda Cezayir Beylerbeyi Hasan Paşa'nın mührü ve imzası vardı.
Antlaşmanın girişi ise şöyleydi: "İşbu 1795 senesinde hâlâ Amerikan ceziresi eyaletlerine mutasarrıf George Washington namlı Amerikan hâkimiyle Ocağımız Cezayir'de sahibü'ddevlet olan Saadetlü Hasan Paşa hazretlerinin reyi ve muzaffer askerlerin ağası, kul kethüdası vesair divan halkı ve bütün askerlerin ileri gelenlerinin ittifakıyla bu sulh-u salahımız metin ve muhkem olup, sabit olmuştur. Bugünden sonra sulhumuza muhalif, mugayir ve bozacak söz kalmamıştır."
ABD, bu antlaşmaya göre Cezayir'de bulunan esirlerin bırakılması için Cezayir Beylerbeyi Hasan Paşa'ya 642 bin 500 dolar "haraç" verecek ve her sene 21 bin 600 dolar (12 bin altın) tutarında vergiyi de muntazaman ödeyecekti.
22 maddeden oluşan bu antlaşmaya ABD adına Joseph Donaldson, Osmanlı adına ise Cezayirli Gazi Hasan Paşa imza attı.
Yapılan bu anlaşma, ABD tarihinde yabancı bir dille imzalanan tek anlaşma olduğu gibi yabancı bir devlete vergi ödenmesini kabul eden tek Amerikan belgesidir.
ABD, 22 maddelik bu antlaşmaya 1818 yılına kadar bağlı kaldı.
Murat Bardakçı'nın bir yazısında ABD neden korsanlara karşı korunmak için Osmanlı ile anlaşma yaptığını şu şekilde anlatıyor:
"Yerli halk kendi halinde yaşar ama silâhlı güçler ve özellikle de denizciler, geçimlerini Akdeniz'de korsanlıkla sağlarlardı. İstanbul'un sıkı bir kontrol altında tuttuğu korsanların Osmanlı İmparatorluğu ile ticaret ve Türk denizlerinde dolaşma anlaşması yapmış olan memleketlerin bayrağını taşıyan gemilere saldırması yasak, diğer gemileri yağmalaması ise serbestti."