Osmanlı Devleti'nde Hapishaneler
Cihan devleti Osmanlı, şer'i ve örfi hukukun var olduğu hukuk sistemiyle adil bir yönetim sergileme çabasında uzun yıllar varlığını sürdürür. Altı yüz yıllık ömre sahip olan devlet, adaletiyle de nam salar ve diğer devletlerden daha insani yönetim özellikleriyle tanınır. Osmanlı'da bir ceza biçimi olarak görülen hapishane, Avrupa'daki muadillerinden farklıdır.
Giriş Tarihi: 09.11.2022
11:43
Güncelleme Tarihi: 09.11.2022
20:08
🔷 Kişinin cezasının ömür boyu süreceği hapis cezası türüne müebbet hapis denir. Bu hapis türünün Osmanlı'da nasıl olduğu da programda konuşulan konular arasındaydı. Halim Demiryürek bu konuyu şöyle anlattı:
"İslam hukukunda müebbet ceza çok kullanılmaz. Kişinin yaşamı, ailesi, ibadetleri düşünülür ve tövbe etmesi beklenir. Osmanlı'da hapis cezası pasif bir süreçtir. İnsan orada durur, düşünür ve kendisini dinleyerek vicdanıyla karşı karşıya kalır."
Orman yakanlara müebbet kürek cezası verilirdi
Osmanlı'da mahkum olanlar cumhuriyet döneminde serbest bırakıldı mı?
🔷 Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti'nin devamı olarak var olmuş bir devlettir. Osmanlı'nın 1918 yılında fiilen sona ermesinin ardından kurulan Türkiye , aynı vatandaşların üzerinde yaşadığı devletti. Bu nedenle Osmanlı'da hüküm giymiş kimselerin yeni kurulan idarede ne durumda olacakları merak konusu olmuştu.
🔷 Seyirciden gelen soru üzerine bu konuyu Doç. Dr. Halim Demiryürek,
"Evet hatta henüz II. Meşrutiyet döneminde hepsi affedildi. Daha sonra I. Dünya Savaşı ile birlikte hapistekiler askere alındı." sözleriyle açıkladı.
Dünya'nın en kanlı savaşı: I. Dünya Savaşı
Mahkumun hapse giriş süreci
🔷 Bir mahkumun rutinini Doç. Dr. Halim Demiryürek şöyle açıkladı:
"Mahkeme mahkumiyet kararı verecek. Sonrasında mahkum hapishaneye teslim edilecek. Giriş kaydı yapılır, adı, unvanı, neden mahkum olduğu kayıt altına alınır. Sonrasında mahkum doktor kontrolünden sonra 2 gün ayrı bir koğuşta tutulur, salgın hastalık var mı yok mu diye bakılır. Kıyafetler verilir ve suçuna göre koğuşa gönderilir. 15-18 yaş aralığındaysa bir koğuşa, 18 üzeri olanlar umumi koğuşa gönderilir. Ayrıcalıklı mahkumlara tek tip elbise verilirdi."
İstanbul'un en eski açık hava müzesi Yedikule Zindanları
Osmanlı'da mahkumların durumu
🔷 Programda Doç. Dr. Halim Demiryürek, Osmanlı Devleti'ndeki mahkumların durumunu ve neler yaptıklarını detaylı bir şekilde anlattı:
"Mahkuma elbise verilir, sarı ayakkabı, kırmızı külah, iki renk pantolon ve gömleği vardır. Mahkum tek tip elbise giyerdi. Tüm mahkumlar aynı saatte uyur aynı saatte uyanırdı. Sabah kalktığında kahvaltı yapar, dershaneye giderdi ya da atölyeye gider. 21 yaşın altındakiler okula gitmek zorundaydı, günde iki saat olacak şekilde. Her hapishanede kütüphane vardı. Atölyeler, terzihane, marangoz gibi işlerdi. Kabaca bir mahkumun rutini bu idi"
İstanbul'un yedi kulesi ve ilginç öyküleri
Osmanlı hapishane mimarisi
🔷 Hapishane mimarisinin ülkelere göre farklılık gösterdiği ve psikolojik olarak önemli bir husus olduğuna değinilen programda, Osmanlı hapishane mimarisinin Avrupadakilere göre daha insani olduğu vurgulandı. Doç. Dr. Halim Demiryürek şöyle anlattı:
"Osmanlı hapishane mimarisinde avlu ön plandadır. Avrupa'da haç vari, dairesel yani az sayıda gardiyanla çok sayıda kimseyi gözetleme modeli vardır. Amerika'da da bu tarzdadır. Ortada bir kule vardır, verilen ışıkla bütün hücreler gözükür. Mahkum psikolojik olarak daima gözetlendiğinin farkındadır, halini tavırlarını ona göre belirler, bu insani değil. Osmanlı yapıları avlu merkezli olduğu için daha insanidir. Avluda temiz hava alırlar, etkinlik yaparlar. Avrupa'daki planda mahpus mapustan ayırma fikri vardır."
Avrupalıların hayran kaldığı Osmanlı yargı sistemi