Osmanlı İmparatorluğu'nun en zor 50 yılı
Osmanlı, altı asrı geçen bir boyunca huzur ve barışın temini üzerine hüküm sürmüş bir imparatorluktu. Devletin kuruluşundan dağılma dönemine kadar olan süreçte her devirde zorlu anlar yaşanmıştı, ancak imparatorluğun son 50 yılı oldukça çetin geçmişti. Sultan II. Abdülhamid'in imparatorluğu ayakta tutma çabalarını içeren bu süreç, belki de Osmanlı'nın en kritik 50 yılı olarak değerlendirilebilir. Osmanlı'nın son 50 yılına daha yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 20.04.2024
14:27
Güncelleme Tarihi: 20.04.2024
15:05
🔷 Avrupa'dan gerekli desteği alamayan Osmanlı Devleti, savaştan zaferle çıkmış olmasına rağmen ateşkes ilan etmek zorunda kaldı . Bu sorunun çözümü için 23 Aralık 1876 'da İstanbul'da Tersane Konferansı düzenlendi. Abdülhamid, Avrupa'da olumlu bir etki bırakmak için Birinci Meşrutiyeti ilan ett i ancak Balkanlar konusunda Osmanlı'ya ağır şartlar dayatılınca bu kararları II. Abdülhamid Han kabul etmedi.
🔷 31 Mart 1876 'da Londra'da düzenlenen ikinci konferansta, Osmanlı Devleti'nin bağımsızlığı göz ardı edilerek Balkanlar konusunda bazı kararlar alındı. Ancak bu kararlar Ayan ve Mebusan meclislerinde tartışıldıktan sonra bir kez daha reddedildi. Rus İmparatorluğu'nun siyasi üstünlüğü ele geçirmesiyle birlikte, milli hedeflerini gerçekleştirebilmek için 24 Nisan 1877 'de Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti.
OSMANLI DEVLETİ'NİN İLK ŞEYHÜLİSLAMI
🔷 Savaş başladığı sırada askeri açıdan Osmanlı teknolojik ve mühimmat açısından daha modern bir orduydu. Ancak ordunun yetişmiş asker açısından Rusya'nın gerisindeydi. Ruslar yaklaşık 500 bin asker i Tuna ve Kafkasya cephelerine gönderdi. 24 Nisan 1877 tarihinde Ruslar, Osmanlı topraklarına girerek savaşı resmen başlatmıştı. Bugünkü Moldova sınırlarından giren Ruslar , karşılarında ciddi bir Osmanlı savunması görmeyerek Balkanların içlerine doğru hızla ilerliyor ve geçtiği toprakları da yakıp yıkarak tahrip ediyordu.
🔷 Plevne'de Ruslar'a karşı müdafaa görevi Osman Paşa'ya verilmişti. Plevne stratejik bir konumdaydı ancak ne kale ne de gerekli savunma yapılabilecek bir bölgeydi. Şimdiye kadar ciddi bir direnişle karşılaşmayan Ruslar, Plevne'yi de hızla geçerek daha da ilerlemek niyetindeydi. Bu sebeple tüm güçleri toplamayı bile gerekli görmeyen Rus komutanlar Plevne'ye saldırdı. Ancak Osman Paşa komutasındaki Osmanlı askerleri başarılı bir savunm a gerçekleştirip Rusları püskürttü. Rusların tekrar daha güçlü saldıracaklarından emin olan Osman Paşa, savunmayı güçlendirmeye çalışıyordu.
🔷 Plevne, Osmanlı'nın son 50 yılda, başarılı savunma örneği gösterdiği destansı bir noktaydı. 20 bin Osmanlı askerine karşı 60 bin Rus askeri Plevne'de üç denemede de başarılı olamayıp kaçmak zorunda kaldı. Daha fazla destekle Plevne'yi kuşatan Ruslar Osmanlı askerlerini esir alarak Plevne'yi ele geçirdi.
🔷 Kafkasya'daki cephede ise Ahmet Muhtar Paşa Ruslara karşı başarılı savunmalar yapsa da geri çekilmek zorunda kalmıştı. Ayastefanos Antlaşması'nı, ağır şartlar içeren antlaşmayı imzalamak zorunda kaldı.
Balkanlarda isyanlar artıyor
🔷 Balkan coğrafyası, Osmanlı'nın 500 yıl hüküm sürdüğü ve Anadolu'dan ayrı bakmadığı topraklardı. Hüküm sürdüğü süre boyunca hiçbir karışıklık yaşanmayan Balkanlar'da ulus-devlet anlayışının ortalığı kasıp kavurması ve çeşitli isyana teşvik eden ülkelerin galeyanına gelen Balkan devletleri birer birer Osmanlı'ya isyan ediyordu.
🔷 II. Abdülhamid her ne kadar büyük çaba sarf etse de Balkanlar'da ateşi yalan bu milliyetçilik akımı tüm ülkelere yayılmıştı. Balkan Savaşları olarak bilinen savaşlar sonrasında Balkan Devletleri bağımsızlıklarını ilan etti ve Osmanlı devleti büyük bir toprak kaybına uğramıştı.
🔷 İttihad ve Terakki cemiyeti , 19. yüzyılda ortaya çıkan yenilik arayışı içinde olan bir cemiyetti. Tanzimat ve Islahat Fermanı, l-ll Meşrutiyet gibi yeniliklerin Osmanlı için gerekli olduğunu düşünüyorlardı. II. Abdülhamid , meşrutiyeti ilan ettikten sonra mecliste çok fazla görüş olması ve İmparatorluğun zor zamanlardan geçmesi nedeniyle meclisi feshederek tüm ipleri eline aldı.
🔷 Dağılan meclisteki İttihatçılar Avrupa kaçtılar ve faaliyetlerine orada devam ettiler. Sultan II. Abdülhamid, imparatorluğu ayakta tutmak için çeşitli çalışmalar yapsa da yenilik taraftarları gittikçe güçlenerek sultanı zor durumda bırakarak II. Meşrutiyeti ilan etmek zorunda kaldı. Dağılmakta olan bir imparatorluğu 33 yıl daha ayakta tutmayı başaran II. Abdülhamid, tarihte 31 Mart Vakası olarak bilenen isyanla tahttan indirildi.