Osmanlı lakapları ne anlama geliyor?
Matrakçı Nasuh, Ayıcı Arif Bey, Cenaze Hasan Paşa ve Pırasa Ahmet Paşa… Kimi fiziki özelliklerinden kimi karakterinden kimi de babasından dolayı bu lakapları aldı. Osmanlı dönemindeki devlet adamları icraatlarının yanı sıra bu sıra dışı lakapları ile de anılıyordu. Osmanlı lakapları konusunda araştırmalar yapan Erol Çağlar, Osmanlı devlet adamlarının hiç duyulmamış lakaplarını bir araya topladı. Sizler için Osmanlı döneminde kullanılan lakapları ve anlamlarını derledik.
Giriş Tarihi: 10.01.2019
15:18
Güncelleme Tarihi: 10.01.2019
16:13
ŞEYTAN MELEK İBRAHİM PAŞA
Şeytan ve melek gibi iki zıt anlamlı kelimeyi lakabında bulunduran İbrahim Paşa'ya 'Şeytan' lakabı, kıvrak ve üstün zekâsından, işi çabucak çözmesinden, problemleri çabucak sonlandırılmasından dolayı verilirken 'Melek' lakabı ise Budin'in savunmasında kuşatmayı yarması sebebiyle dönemin padişahı IV. Mehmet tarafından Hatt-ı Hümayun ile verilmiştir. Şeytan olan İbrahim Paşa, 'Melek' olarak anılmaya başlanmış.
Rus devşirmesi olan Mehmet Paşa, İstanbul'un fethinden sonra sadrazamlığa gelen ilk sadrazamdır. Fetihten sonra, yani 1453'den 1900'lere kadar genellikle devşirme kökenli sadrazamlar iş başına gelmiştir. Zağanos Mehmet Paşa denizcilik yaptığı dönemlerde denizcilikte gözetleme için kullanılan 'Zağanos' isimli yırtıcı bir çeşit Doğan kuşu kullanırmış. Bu kuşu kullanması sebebiyle lakabı 'Zağanos' olmuştur.
Hayatı hakkındaki bilgiler, sadece Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde anlattıklarıyla sınırlıdır. Lakabı olan Hezarfen, "bin fen sahibi" demektir. Çok çeşitli bilim dallarında bilgi sahibi oluşu sebebiyle kendisine bu lakap verilmiştir.
25 Mart 1611 tarihinde İstanbul Unkapanı'nda doğmuştur. Asıl adı belli değildir. Lakabını hocası Evliya Mehmet Efendi'den ötürü aldığı tahmin edilmektedir. Babası Topkapı Sarayı kuyumcubaşısı olan Derviş Mehmet Zilli Efendi'dir.
1882 yılında Adana'da doğan Arif Bey, Mustafa Kemal Paşa'nın Harp Okulu'ndan sınıf arkadaşıdır. Mustafa Kemal'e benzerliği dolayısıyla zaman zaman paşanın dublörü olarak da vazife yapmıştır. Mustafa Kemal Paşa'yla Milli Mücadele'yi başlatmak için Samsun'a çıkan 18 kişiden biridir. Ordu komutanlığı yaptığı sırada İnegöl civarında yavru iken alıp beslediği ayıdan dolayı "Ayıcı" lakabıyla anılmıştır.