Arama

Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler'den alıntılar

Halil İnalcık'ın çeşitli araştırmalarının yer aldığı bu kitapta, Ertuğrul Gazi'den başlayarak 17'nci yüzyılın ortalarına kadar Osmanlı tarihinin başlıca kaynaklarındaki yanlışlar, efsanevi şekilde kayıtlı olaylar ve kişiler yer alıyor. Toponomi ve topoğrafi metotlarına uyularak yapılan bu incelemeler, 'tarihi gerçek' olarak eserlerde yer almış birçok hususun, hurafelerden ibaret olduğunu ortaya koyuyor. Osmanlı araştırmalarının duayeni Halil İnalcık'ın başlığını bizzat kendisinin belirlediği "Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler" kitabından alıntılar derledik.

  • 10
  • 20

"Dokuzuncu asırda Ertuğrul Gazi'nin ataları, yaklaşık 50 bin veya 70 bin hane olmak üzere diğer Oğuz boyları ile beraber Moğol istilasının da etkisiyle Buhara ve Semerkant (Özbekistan) üzerinden Ceyhun nehrini (Amuderya'yı) geçerek Horasan (Türkmenistan) bölgesinin Merv/Mohan şehrine yerleştiler."

Buhara'nın Yedi Piri ile görkemli eserleri...

  • 11
  • 20

"Yer adlarının değiştirilmesi tarihe ihanettir."

  • 12
  • 20

"Bir rivayete göre; Kayıhanlıların reisi Gündüz alp (Süleymanşah), Halep'te Caber Kalesi'nin kuzey batısında Fırat nehrini geçerken boğularak vefat etti."

  • 13
  • 20

"Ertuğrul Gazi, yöneticiliği döneminde aşiretinin nüfusunun az olmasından dolayı barış merkezli, tedbirli ve ihtiyatlı bir siyaset izledi. Çevresinde bulunan Türkmen beylikleri ve Bizans (İnegöl-Karacahisar-Bilecik) tekfurlarıyla daima iyi geçinip onların durumlarını ve siyasi şartları gayet iyi değerlendirerek başında bulunduğu aşiretini ve idaresi altında yaşayanları sulh ve sükûn içinde yaşattı. Ertuğrul Gazi, emri altındaki topraklarda yaşayan halk tarafından çok sevilen ve sayılan bir kişiydi. Söğüt'teki Hıristiyan tebaası da Ertuğrul Gazi'yi yürekten seviyor ve sayıyordu. Yurt tuttuğu bölgede huzur ve güveni sağladı. Ertuğrul Gazi, 1281 senesinde 93 yaşlarında iken Söğüt'te vefat etti. Türbesi Söğüt'tedir."

  • 14
  • 20

"Boğazların Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu için stratejik önemi açıktır. Buraları tutan devlet, büyük devlet olmak zorundadır... Boğazlar ve İstanbul, Doğu Roma İmparatorluğu'nun bin yıllık can damarı, Konstantinopolis de 330 tarihinden itibaren bu imparatorluğun merkezi olmuştur. İstanbul'u korumak için Doğu Roma Balkanlar'dan gelecek istilalara karşı Trakya'da denizden ve denize büyük bir sur yaptı, o dönemde Anadolu, Ege Denizi ve Karadeniz'deki Kırım'ın güney sahilleri bu imparatorluğun egemenliği altındaydı."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN