Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler'den alıntılar
Halil İnalcık'ın çeşitli araştırmalarının yer aldığı bu kitapta, Ertuğrul Gazi'den başlayarak 17'nci yüzyılın ortalarına kadar Osmanlı tarihinin başlıca kaynaklarındaki yanlışlar, efsanevi şekilde kayıtlı olaylar ve kişiler yer alıyor. Toponomi ve topoğrafi metotlarına uyularak yapılan bu incelemeler, 'tarihi gerçek' olarak eserlerde yer almış birçok hususun, hurafelerden ibaret olduğunu ortaya koyuyor. Osmanlı araştırmalarının duayeni Halil İnalcık'ın başlığını bizzat kendisinin belirlediği "Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler" kitabından alıntılar derledik.
Giriş Tarihi: 18.01.2020
09:01
Güncelleme Tarihi: 18.01.2020
09:32
"Ertuğrul Gazi, yöneticiliği döneminde aşiretinin nüfusunun az olmasından dolayı barış merkezli, tedbirli ve ihtiyatlı bir siyaset izledi. Çevresinde bulunan Türkmen beylikleri ve Bizans (İnegöl-Karacahisar-Bilecik) tekfurlarıyla daima iyi geçinip onların durumlarını ve siyasi şartları gayet iyi değerlendirerek başında bulunduğu aşiretini ve idaresi altında yaşayanları sulh ve sükûn içinde yaşattı . Ertuğrul Gazi, emri altındaki topraklarda yaşayan halk tarafından çok sevilen ve sayılan bir kişiydi. Söğüt'teki Hıristiyan tebaası da Ertuğrul Gazi'yi yürekten seviyor ve sayıyordu. Yurt tuttuğu bölgede huzur ve güveni sağladı. Ertuğrul Gazi, 1281 senesinde 93 yaşlarında iken Söğüt'te vefat etti. Türbesi Söğüt'tedir."
"Boğazların Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu için stratejik önemi açıktır. Buraları tutan devlet, büyük devlet olmak zorundadır... Boğazlar ve İstanbul, Doğu Roma İmparatorluğu'nun bin yıllık can damarı, Konstantinopolis de 330 tarihinden itibaren bu imparatorluğun merkezi olmuştur. İstanbul'u korumak için Doğu Roma Balkanlar'dan gelecek istilalara karşı Trakya'da denizden ve denize büyük bir sur yaptı, o dönemde Anadolu, Ege Denizi ve Karadeniz'deki Kırım'ın güney sahilleri bu imparatorluğun egemenliği altındaydı."
"Haremde kafeste saklanan Şehzade Murad , veziriazamın ulema ile anlaşması sonucu tahttan indirilen I. Mustafa'nın ardından tahta getirilmiştir. Murad, o zamanlar 12 yaşında olduğundan, annesi Kösem lakabıyla bilinen Mahpeyker Valide Sultan, sarayda ve devlet işlerinde doğrudan doğruya söz sahibi olmuştur. Kösem Sultan bir çeşit saltanat "Naibi" gibi devleti idare etmiştir."
"Osmanlı devleti, dünyanın en ileri bürokratik vasıtalarına , zengin arşivlere sahipti. Mesela Kıbrıs fethedildi; ertesi sene oraya bir tahrir komisyonu gönderildi. Toprak, halk, vergi sistemi, Mufassal deftere kaydedildi; defter Kıbrıs'ın merkezden idaresi için güvenli bir başvuru aracı oldu. Macaristan'ın bir köyünün ne kadar buğday yetiştirdiğini geliri kimlerin paylaştığını bu defterlerden tespit edebilirsiniz. İkinci bir defter, İcmal defteri ile gelirler, askeri sınıf arasında timar olarak taksim edildi."
Osmanlı'da devlet çarklarının nasıl işlediğini anlatan defterler: Mufassal ve icmal
"Osmanlı devletinde kanunlar hâkimdir. Defter ve örfi kanunlar olmasaydı bu imparatorluk 600 yıl devam edemezdi. İmparatorluğu yürüten etkin bürokrasidir. O zaman Avrupa'da böyle bir defter sisteminin örneği yoktu. Osmanlı İmparatorluğu'nu 600 yıl boyunca bu kadar geniş bir alanda, çeşitli kavimler üzerinde idareci durumuna getiren bu bürokratik sistemdir. Böylece 70 yılımı bu arşivlerde çalışmaya verdim. Bugün dünyada artık Türk tarihçilerin görüşleri izleniyor."