Osmanlı toplumunda en çok okunan 10 kitap
Çoğunlukla internette ve kitapçılarda gördüğümüz "en çok satanlar" listesi kesin veriler sunmasa da hangi kitabın daha fazla okunduğuna dair fikir edinmemize yardımcı olur. Günümüzdeki gibi yayıncılığın henüz gelişmediği Osmanlı döneminde ise en çok okunan kitapları anlayabilmek için birtakım ipuçları olurdu. Bunlar; kitapların kopya sayısının fazla olması, yapılan atıfların çokluğu, tercüme sayısı gibi detaylardı... Peki, geçmiş zamana şöyle bir bakacak olursak, Osmanlı'da en çok okunan kitaplar hangileriydi?
Giriş Tarihi: 14.07.2020
15:57
Güncelleme Tarihi: 14.07.2020
17:20
MARİFETNAME - ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI
Eser, Osmanlı toplumunda neden çok okunmuştur?
İbrâhim Hakkı Erzurûmî'nin çok yönlü eseridir. Ansiklopedik nitelikte bir eser olan Marifetname, tasavvuf, ahlâk, kelâm ve fıkıh gibi ilimlerle aritmetik, geometri, astronomi, fizyoloji ve psikoloji çok geniş ve farklı disiplinlere yer verdi.
Bu eser geniş konu hacminden dolayı ilk bakışta karışık gözükse de döneminde halk tarafından oldukça rağbet edildi, hatta ezberlendi. Marifetname, aradan uzun yıllar geçse de değerini kaybetmedi. Yazıldığı günden beri çok kıymet verilen bu eserin önemli bir özelliği, didaktik ve sade söyleyiş özellikleri gösteren şiirler içermesidir.
Eserin nüshaları nerelerdedir?
Eserin birçok yazma nüshasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Sadece Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki nüshalarının sayısı yirmiyi aşar. Kitabın birçok baskısı yapılmış, Turgut Ulusoy tarafından konuları arasında takdim tehir yapılarak ve bazı kısımları çıkarılmak suretiyle ayrıca Durali Yılmaz – Hüsnü Kılıç ve Faruk Meyan tarafından bugünkü Türkçe'ye aktarılmıştır.
Eseri incelemek ve satın almak için tıklayın
TENBİHÜ'L GAFİLİN - EBU'L-LEYS SEMERKANDİ
Eser, Osmanlı toplumunda neden çok okunmuştur?
Ebu'l-Leys Semerkandî'nin eseri vaaz ve nasihat kitabı mahiyetindedir. İslami ilimlerin muhtelif dallarında telifte bulunan Semerkandî'nin eserleri Fas'tan Endonezya'ya kadar elden ele dolaşmıştır. Osmanlı'da ise en çok rağbet gören kitabı bu olmuştur.
Eserin ayırt edici özelliği nedir?
Başta Hz. Peygamber'in sözleri olmak üzere selef alimlerinden yapılan rivayetlerle işlenen kitapta akaid, ibadet, ahlâk, Kur'an'ın ve Ramazan ayının fazileti gibi konular anlatılmıştır. Tenbihü'l-gafilin İslâm dünyasında çokça okunmuş, yerli İspanyol Müslümanlarının konuştuğu Aljamia (Aljamiado) lehçesine de çevrilmiştir. Arapça kaleme alınmış bu eserin Türkçe ve Farsça tercümeleri vardır. Eser müstakil olarak Bustânü'l-Arifin ile birlikte pek çok defa basılmış ve Türkçe'ye de çevrilmiştir. Abdülkadir Akçiçek tarafından Gafletten Kurtuluş ismiyle günümüz Türkçesine çevrilmiştir.
Eser nerede muhafaza ediliyor?
Osmanlı döneminde Yahyaoğlu Murtaza tarafından yapılmış bir çevirisi Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.
Eseri incelemek ve satın almak için tıklayın
KARA DAVUD - KARADAVUDZADE MEHMET B. AHMET
Eser, Osmanlı toplumunda neden çok okunmuştur?
Eserin orijinal adı uzunca olduğundan müellifinin yani Karadâvûdzâde Mehmed b. Ahmed'in adıyla anılmıştır. Eser,Delâilü'l-Hayrâtadı eserin Türkçe en meşhur şerhidir. Salâvata hasredilmiş bu eseri şerh ederken klasik bir üslup takip edilmemiş, duaların aktarılması sırasında değişik konulara geçilmiş ve bu konular farklı kıssa ve tasavvufî menkıbelerle desteklenmiştir.
Kitabın en önemli özelliği, tasvirlerde ve menkıbelerle dolu anlatımlarda halkın duygularına ve hayal dünyasına hitap edecek bir üslubun kullanılmasıdır. Bundan dolayı eser halk arasında çok rağbet görmüştür. Birçok nüshası olan eserin sadeleştirilmek suretiyle muhtelif neşirleri yapılmıştır.
Eserin nüshaları nerelerdedir?
1838-1912 yılları arasında on beş baskısı yapılan eserin İstanbul ve Anadolu'daki kütüphanelerde mevcut altmış civarında nüshası tesbit edilmiştir Süleymaniye Kütühanesi, Tire İlçe Halk Kütüphanesi'nde nüshaları bulunmaktadır. Abdülkadir Akçiçek Delâil-i Hayrât Şerhi Kara Davud (İstanbul 1975) adıyla sadeleştirerek yayımlamıştır.
Eseri incelemek ve satın almak için tıklayın
AHMEDİYYE - AHMET MÜRŞİDİ EFENDİ
Eser, Osmanlı toplumunda neden çok okunmuştur?
Diyarbekirli Ahmed Mürşidî Efendi tarafından 1746'da kaleme alınmış bu eser, mesnevî nazım şekliyle yazılmış bir pendnâmedir. Dinî-didaktik karakterdeki bu eser, devrinin halk kültürünü ve ruhiyatını göstermesi yanında Şark ruh ve kültürünün özelliklerini ortaya koyması açısından da büyük bir eser sayılmaktadır.
Diyarbakırlı Ahmed Mürşidî'nin Pendnâme'sinde insani değerlerden olan ana-baba hakkı, komşu hakkı, hırs ve tamah, ihanet, fesad, gıybet, kibir, dedikodu, tevâzu' gibi konulardan bahsedilmektedir. Her bahsi o bahisle alâkalı birer manzum hikâyeyle bitirmiş olan müellif, birkaç kasideyi de konu bütünlüğünü bozmadan yerleştirmeyi ihmal etmemiştir. Eserde sosyal hayatın hemen hemen bütün konuları işlenmiş, bu konularla ilgili ayet ve hadise de yer verilmiştir. Tüm bunlar eserin, toplum içindeki yaygınlığını ve okunmasını arttırmıştır.
Eseri incelemek ve satın almak için tıklayın