Osmanlı'da hayata gelişin eşlikçileri: Ebeler
Bir insanın hayata gelişinin en önemli eşlikçisi olan ebeler, Osmanlı döneminde toplumda değer gören kişilerdi. Çeşitli sınıflara ayrılan ebeler, yeteneklerine göre tercih edilirdi. Tanzimat Fermanı'nın ardından yapılan yenilik çalışmalarının etkisiyle daha önceleri deneyim yoluyla yapılan bu mesleğe icazetname şartı getirildi.
Giriş Tarihi: 22.06.2023
16:13
Güncelleme Tarihi: 08.07.2023
11:09
Sesli dinlemek için tıklayınız.
🔸 Yapılan ilk uygulamalar sonucunda diploma sahibi olmaya hak kazanan ilk ebe 1845 yılında Sultan Abdülmecid'in huzurunda icazetnamesini alır.
🔸 Tababeti Belediye İcrasına Dair Nizannamesi ile forseps ve anestezinin yanında bazı ilaçların ebelerce kullanılması yasaklanır. Bu nizamnamedeki başka bir husus ise doğumun erkek ebelerce yapılacağının belirtilmesidir.
🔸 Osmanlı, tıbbın pek çok alanında olduğu gibi ebelikte de modern tıbbın uygulanması gerektiği üzerinde durmuş, eğitimde yetersizliğin getirmiş olduğu sorunlardan dolayı şehadetname verilmesi yoluyla ebeleri kayıt altına almıştır.
🔸 Bu yıllarda diplomalı ve diplomasız ebeler arasındaki farkın dikkat çekici olduğu görülür. Diplomalı ebeler, açılan kurslarda eğitim alarak ebe olmalarına, gerekli ilmi bilgiye sahip olmalarına rağmen, diplomasız ebelere ihtiyaç duyarlar. Tüm bunlar, teorik bilgiden çok uygulama ve tecrübenin önemli olduğunu gösterir. Bu durum uygulamadaki yetersizliği ortaya çıkararak bir "viladethaneye" (doğumevine) ihtiyaç duyulduğunu gösterir.
(X) Dünya tarihine yön vermiş Müslüman bilim insanları
🔸 1892 yılında Dr. Besim Ömer, ilk viladethaneyi Gülhane Askeri Tıbbiye'nin yakınındaki, küçük bir binada açar. Devlete ait ilk viladethane ise Sultan II. Abdülhamid'in emriyle 1904'te açılır. Belgelerde atamalarda ilk ve en önemli şartın ebenin diplomalı (şehadetnameli/ icazetnameli) olmasıdır.
(X) Besim Ömer kimdir? Tıp profesörü. Ebelik mesleğinin kurumsallaşmasına katkıları olmuştur.