Osmanlı'da hayat kurtarana verilen ödül neydi?
Osmanlı'da iyi yüzme bilmenin ustalık ve yetenek işi olarak kabul edildiğini ve hayat kurtaranların devlet tarafından tahlisiye madalyasıyla ödüllendirildiğini biliyor muydunuz?
Giriş Tarihi: 12.06.2019
08:39
Güncelleme Tarihi: 12.06.2019
09:02
Türk insanının bozkırlara alışık olması denize olan ilginin düşük olmasına neden oluyordu; nitekim Osmanlı çağdaşı denizci toplumlara göre denizlerden askerlik, deniz ticareti, beslenme, spor ve eğlenmek amacıyla daha fazla yararlandı. Osmanlı Donanması'nda ki bazı askerlerin yüzme bilmemeleri de denize olan ilginin yeterli olmadığını gösteriyordu. Bu eksikliği hisseden Osmanlı devlet adamları donanmaya levend kaydı yaparken sahil çocuklarını tercih ediyorlardı. Hatta Osmanlı toplumunda boğulmak üzere olan insanları kurtarmak önemli bir meziyet olarak görüldüğünden kurtarıcılar devlet tarafından tahlisiye madalyasıyla ödüllendirilirdi. Osmanlı'da iyi yüzme bilmek, ustalık ve yetenek işi olarak kabul edilirdi.
Tahlisiye madalyası her ne kadar Sultan Abdülmecid zamanında ihdas edilmişse de esas itibariyle Sultan İkinci Abdülhamid (1876-1909) devrinde yaygınlık kazanmıştır. Bu padişahın hükümdarlığıyla beraber çokça verilmeye başlanan madalyanın, daha geç bir tarihte, 16 Kasım 1892 tarihinde nizamnamesi de yayınlanmıştır. Tahlisiye madalyası nizamnamesi, madalyanın niçin ve kimlere verildiği, kaç çeşidi olduğu, hangi madenden imal edilmiş olduğu gibi sorulara ışık tutuyor.
TAHLİSİYE MADALYASI NİZAMNAMESİ
Madalyanın nizamnamesi ise 1862'de çıkmıştı. Her başvurana madalya verilmezdi. Özellikle meydana gelen hadisede tehlikeye düşenlerin kurtarılması sırasında kurtarıcının da kendi hayatını tehlikeye atması önemliydi. Bu yüzden hadiseye şahit olanların teferruatlı bir şehadetnamesi istenirdi.
Madalya dört çeşitti. Üst üste cankurtaran madalyanın bir üst derecesinde olanını alırlardı. İlk defa cankurtarana yeşil kurdele ile bir madalya verilirdi. İkinci defa için kırmızı, üçüncüsünde beyaz ve dördüncüsünde bu üç renkten kurdelenin olduğu madalya verilirdi.
Madalyanın kimlere verileceği madalya nizamnamesinde şöyle anlatılır:
Madde 1: Can kurtarmak hususunda bilfiil gayret ve insaniyet gösterenlere mahsus olarak ihdas buyrulmuş olan tahlisiye madalyası, gümüşten imal edilmiş olup sahipleri, istedikleri zaman göğüslerine takabilirler.
Madde 2: Bu madalyanın yeşil, kırmızı ve beyaz ve bu üç renkten mamul, dört nevi kurdelesi vardır. Tekraren cankurtaranlara her defası için başka başka madalya verilmeyip aşağıda yazılı resmi muameleler yapıldıktan ve izin alınarak padişahın irade-i seniyyesi çıktıktan sonra gereğince yalnız beratı yazılıp verilecek ve kurdelesi değiştirilecektir. Şöyle ki birinci defa için yeşil kurdele ile bir madalya verilecek, ikinci defa için kırmızı, üçüncüsünde beyaz ve dördüncüsünde bu üç renkten imal edilmiş yalnız bir kurdele verilecektir.
Madde 3: Yangın sırasında nefislerini kurtarmayı başaramayıp ateş içinde kalanların, kaza ile deniz, nehir ve göllere düşüp tehlikede bulunanların, ansızın yıkılan bina ve duvarların altında kalıp bizzat kurtulamayanların ve bu türden sair afetler meydana geldiğinde tehlikeye maruz kalanların canını kurtarmak maksadıyla kendilerini tehlikeye atarak gayret ve başarı gösterenler tahlisiye madalyasıyla taltif edilirler.
Madde 4: Yukarıda beyan edilen tehlikelerden kurtarılanlar tedaviye muhtaç ise, kurtaranlar tarafından en yakın mevkide bulunan belediye veya zabıta memurlarına durumun haber verilmesi mecburidir. Ayrıca can kurtarmayı başaranlar; isim, şöhret ve sıfatlarını o esnada mezkûr memurlara bildireceklerdir.