Osmanlı’da ilk bilimsel araştırma kurumu
1893'te meydana gelen büyük kolera salgını, Osmanlı'da bilimsel bir ilki ortaya çıkardı. Salgından sonra Paris'teki Pasteur Enstitüsü'nden yardım isteyen Osmanlı Hükümeti, gönderilen bakteriyologla birlikte ülkemizde bakteriyoloji laboratuvarı kurmaya karar verdi. Bakteriyolojihane-i Osmani'de kolerayla ilgili laboratuvar çalışmaları 1911'den 1913'e kadar üç yıl boyunca aralıksız sürdürüldü. Bu laboratuvar çalışmaları adına kurulan kurum, Osmanlı'nın ilk bilimsel araştırma kurumu olarak tarihe geçti.
Giriş Tarihi: 27.12.2018
18:09
Güncelleme Tarihi: 01.04.2020
14:16
KOLERA HASTALIĞININ TEŞHİSİ YAPILDI
Dr. Valléry-Radot içme sularında koleraya rastlanmadığını, fakat özellikle cephede suların kaynatılarak içilmesinin, salgının durdurulmasını sağlayan hijyen önlemlerinin başında geldiğini belirtmişti. Göçmenlerin barınma gereksinimi ise karşılanamamış, insanlar mezarlıklara bile sığınmak zorunda kalmışlar; hastalık en yoğun biçimiyle göçmenler arasında görülmüştü.
İstanbul'a ulaştırılan kolera hastalarının önemli bir bölümü Bezm-i alem Yenibahçe Gureba Hastanesi'ne kadırıldı. Koleralılara ayrılan diğer hastaneler: Demirkapı ve Maltepe asker hastaneleriydi. Valléry-Radot yazısında, hastaların Gureba Hastanesi'nde klinik ve laboratuvar yönden sistematik olarak incelendiğini ve hastalığın bakteriyolojik tanısının "Asya kolerası‟ olarak Gureba Hastanesi'nin laboratuvarında kesinleştirildiğini belirtmişti.
P.-L. SIMOND DÖNEMİNDE BAKTERİYOLOJİHANE-İ OSMANİ ÇALIŞMALARI
Dr. Paul-Louis Simond, Bakteriyolojihane-i Osmani müdürlüğünü üstlendikten sonra, kurumun görev alanı içinde kabul ettiği çalışmaları tanımlayarak, bunları belirli başlıklar altında toplamıştı.
1) Difteri serumu üretimi. 2) Dizanteri serumu üretimi. 3) Tüberkülin (de Koch) üretimi. 4) Mallein testi üretimi. 5) Tifo aşısı üretimi. 6) İnsan ve hayvan hastalıklarıyla ilgili bakteriyolojik incelemeler yapmak. 7) Yerleşik ve salgın hastalıkları üzerinde araştırmalar yapmak. 8) Su bakteriyolojisini araştırmak. 9) Kan incelemeleri ve anatomo-patolojik araştırmalar yapmak. 10) Hekimlere bakteriyoloji eğitimi vermek. 11) Halk sağlığını ilgilendiren hava gözlemlerini yapmak. 12) Belediyelere diğer bakteriyoloji kurumlarınca hazırlanan ürünleri sağlamak.
BAKTERİYOLOJİHANENİN GÖREV DAĞILIMI
Simond'un tasarısında Bakteriyolojihane'nin üç laboravtuvarı vardı: İnceleme laboratuvarı, serum üretim laboratuvarı ve veteriner laboratuvarı. Her laboratuvarın başında bir 'şef' bulunacaktı. Dr. Simond, veteriner sağlık hizmetlerinin bir kısmını Bakteriyolojihane-i Osmani'de yürütmeye karar vermiş; veteriner laboratuvarının çalışma alanını genişleterek, su analizleri ve meteorolojik gözlemler için bu birimi seçmişti. Dördüncü bir şef, pratik çalışmalardan sorumlu tutuldu; eğitim için gelen hekimlerin gözetmenliğini yapacak, bakteri kültürlerini ve kan incelemelerini denetleyecek, kurumun kitaplığını düzenleyecekti.
Bakteriyolojihane Müdürü, doğrudan Meclis-i Umur-ı Tıbbiye-i Mülkiye reisine bağlı olacak, ancak, Bakteriyolojihane personelinin görev dağılımını müdür olarak Dr. Simond kendisi yapacaktı. Müdürün ayrı bir laboratuvarı ve asistanı olacaktı. Raporları imza yetkisi yine müdüre aitti. Yalnız, önemli ürünlerin üretim ve dağıtımı konusunda Meclis söz sahibi olacaktı. Meclisin bir görevlisi her gün Bakteriyolojihane'ye gelerek yazışmaların ve hesapların bir suretini alacaktı.
BAKTERİYOLOJİHANE KADROSUNDA KİMLER VARDI?
Dr. Simond'un notlarına göre, Bakteriyolojihane-i Osmani'nin 1913 yılındaki kadrosu şöyleyd: Dr. Refik (Ahmet Refik Güran), Dr. Ziya (Ziya Seyfullah), Dr. Vet. Osman Nuri (Eralp), Dr. Kemal Muhtar (Özden), Dr. Rafael Asseo, Dr. İhsan (Sami Garan), Dr. Rıza Arif ve Dr. [İzak] İsrael. Simond'un asistanı Dr. Pasteur Louis Valléry-Radot ile Kuduz Tedavihanesinde görevli Dr. Hayim Naim Elnekave de aynı kadroda sayılmaktaydı.
(Derlenmiştir.)