Osmanlı'da spor tekkeleri neden kuruldu?
Orhan Bey döneminde başlayıp Sultan II. Abdülhamid zamanına kadar varlığını devam ettiren spor tekkeleri, Osmanlı'da önemli bir yere sahipti. Padişahlar tarafından da gözetilen spor tekkeleri, sınırların genişlemesiyle birlikte devletin tüm topraklarına yayıldı. Spor tekkeleri, sporcular tarafından kutsal sayılır ve buralara abdestsiz girilmezdi, ilişkiler de belli bir düzen nezaretinde yürürdü. Peki, Osmanlı'da spor tekkeleri neden kuruldu?
Giriş Tarihi: 06.09.2019
14:21
Güncelleme Tarihi: 24.06.2021
12:47
Güreş, başta padişah ve saray halkı olmak üzere, saraylarda korunan ve desteklenen bir spordu. Saray dışında genel olarak güreşin spor tekkeleriyle geliştirilmişti.
Güreş tekkeleri, bir hayat tarzının, dünya görüşünün ve spor anlayışının ortak ürünü olarak, bütün Osmanlı yerleşim yerlerinde bulunuyordu. Eski Türk geleneklerinin yanında Peygamber Efendimizin yaptığı bir spor olması nedeniyle ayrıca önemliydi.
Bursa'nın fetih edilmesiyle beraber Orhan Bey'in eşi Nilüfer Hatun'un emriyle güreşçiler için bir Güreş Tekkesi kurulmuştu ve giderleri de Nilüfer Hatun Vakfı'na bağlanmıştı.
Osmanlı devrinde kurulan güreş tekkelerinden bazıları ise şunlardı;
1358 yılında Orhan Gazi zamanında açılan Bursa Güreşçiler Tekkesi Murad Gazi tarafından Edirne'nin fethinden sonra açılan Edirne Güreşçiler Tekkesi II. Murad tarafından Okçular Tekkesi ile birlikte yaptırılan Manisa Güreşçiler Tekkesi İstanbul'da Pehlivan Şüca Tekkesi ve Pehlivan Demir Tekkesi Konya Güreşçiler Demir Baba Tekkesi
Ayrıca Mekke, Cidde, Mısır, İskenderiye, Lâzkiye, Şam, Urfa, Halep, Maraş, Amasya, Tokat, Ankara, Tire, Kütahya, Bergama, Akhisar, Yenice, Üsküp, Gelibolu, İpsala, Ustrumca, Avlonya, Diyarbakır, Balıkesir, Belgrad, Bağdad'da da güreş tekkeleri bulunur.
GÜREÇİLERİN BİR GÜNÜ NASIL GEÇERDİ?
Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde 1630 yılında Edirne'de gördüğü Pehlivan Cemaleddin Tekkesi'ndeki pehlivanların çalışmalarını şöyle anlatır: "Edirne'de Rumeli Dilaverleri haftada bir gün toplanıp 70-80 çift babayiğit yağlanıp, güreş tutarlardı. Pehlivanlar güreşirken Gülbank-i Muhammed çalınır, bahadırları gazaya teşvik ederdi.
Güreşler 2-3 saat sürer, pehlivanlar 360 oyun hilesini denerler, nihayet şirazdan, kesmeden, sarmadan, karakuştan, havalandırmadan, boğmadan, kapak atmadan, hasımlarını yenerlerdi.
Pehlivanlık pazı kuvveti, erlikti. Tekke kagır, değil fakat mamurdu. Birçok hücrenin mutfağı vardı. Eski pehlivanların demir yayları, okları, gürzleri, kısbetleri duvarlarda asılı idi…"
Osmanlı'nın önemli güreşçilerinden Koca Yusuf ile ilgili haberimize ulaşmak için tıklayın.