Osmanlı'da yaşayan İngiliz Dorina Neave anılarında 1890 kara kışı
Tarih boyunca İstanbul'da pek çok sert kış yaşandı ve bunların bazıları şehrin hafızasında yer edindi. Öyle dönemler oldu ki insanlar temel ihtiyaçlarını dahi karşılamayaz hale geldi. 19. yüzyıl da bu zaman dilimlerinden biriydi. Öyle ki evlerde un bitince yiyecek ekmek bulamayanlar oldu. Böyle bir kara kışa, Sultan Abdülhamid döneminde payitahtta yaşayan İngiliz Dorina Neave de şahit oldu. İstanbul sularında yaşanan ilginç bir hadiseyi ve ardından meydana gelen trajik kazayı anılarında anlattı. Boğaz sularından gelen garip tıkırtı neydi? Masum eğlencesi nasıl bir faciaya sebep oldu? Gelin, İngiliz Dorina Neave'in anılarıyla tarihte yolculuk yapalım.
Giriş Tarihi: 24.01.2022
18:30
Güncelleme Tarihi: 24.01.2022
18:59
◾ Boğazın donmasına şahit olan Neşati de ender görülen bu olaya şöyle tarih düşürdü:
Emr-i Hak ile İstanbul'da olan kış bu sene Belki dünyâ duralı olmadı bir böyle şitâ Üsküdar ile İstanbul dondu, deryâ kurudu Her gören kimse sanırdı deniz olmuş sahrâ Bunu kim gördü ki deryâda buzun üstünde Kara yer gibi gider niceleri bî-pervâ Müncemid oldu dehende nefesi insanı Nice mahlûku helâk eyledi berd-i semâ Lafz u ma'nîde âna dedi Neşâtî târîh Be meded dondu bin otuzda soğuktan deryâ
◾ II. Osman döneminin önemli eserlerinden Musibetname adlı eserin yazarı Hüseyin Tugi, Üsküdar'dan Beşiktaş'a yürüyerek geçildiğini şöyle anlattı: "1621 senesinde Bogaziçi dondu. Üsküdar ve Beşiktaş arası kara olup, üzerinde adamlar gezip, Üsküdar'dan İstanbul'a yürüyerek gidip gelirlerdi."
Bilgi notu ❗ ↪Neşati kimdir? 17. yüzyılda yaşayan şair, sağlam bir dile ve zarif bir üslûba sahipti. "Döne döne" redifli gazelinin Bursa'da şair Ahmed Paşa'ya ulaşması ve beğenilmesi ile şöhreti arttı. Şiirleri son derece akıcı, neşeli ve ârif kimselerin gönlüne göreydi. ↪ Hüseyin Tugi kimdir? II. Osman Vak'ası'na dair Musîbetnâme adlı eseriyle tanındı. Padişah muhafızı olan "solaklar" olarak adlandırılan asker grubu arasındaydı.
◾ Aradan birkaç asır geçtikten sonra bu kara kışın bir benzeri daha yaşandı. 1800'lerin sonlarına doğru payitahtta kardan dolayı yollar kapandı, bazı bölgelere günlerce ulaşılamadı. Öyle ki evlerde un bitince yiyecek ekmek bulamayanlar oldu.
◾Böyle bir kara kışa, Sultan Abdülhamid döneminde İstanbul'da yaşayan İngiliz Dorina Neave de şahit oldu.
◾ Babası George H. Clifton, İngiltere'nin İstanbul'daki sefaretinde çalışıyordu. Kendisi de 1881 yılında payitahtta dünyaya geldi.
◾ Ailesiyle Kandilli sırtlarındaki Cliffton Yalısı diye de anılan köşkte yaşayan Lady Neave'nin, çocukluk ve gençlik dönemini kapsayan 26 yılı İstanbul'da geçti.
Bilgi notu ❗ ↪ Dorina Neave anılarında, İstanbul'un meşhur semtleri, farklı kesimlerin âdetleri, depremler hakkında oldukça önemli detaylar verir.
◾ 1907 yılında kadar İstanbul'da yaşayan Dorina Neave , Sultan Abdülhamid döneminin neredeyse tamamına şahit oldu. Şehirden ayrıldıktan sonra da buradaki anılarını kitaplaştırdı.
◾ Günlük hayat ve ticaretin yanında sandal sefaları, yangınlar, salgın hastalıklar, banka baskını gibi bütün olay ve mekânları kendi gözüyle kaydetti. Hatıralarından biri de 1890'daki kar fırtınasıydı.
◾ İstanbul sularında yaşanan ilginç bir hadiseyi ve ardından meydana gelen trajik kazayı şöyle anlattı.👇
"1890 Şubat'ında bir öğle, garip bir tıkırtı dikkatimizi çekti . Balkona çıkınca denizin binlerce büyük balık kafasıyla kaplı olduğunu hayretle gördük. Kocaman balıklardı; kafalarını sudan çıkarmış, hava almak için ağızlarını açıp kapadıkça o garip tıkırtılı sesi çıkartıyorlardı.
Balıkların nefes almaktan başka bir hareket yapamadıklarını, adeta felç olduklarını gördük. Torik denilen çok lezzetli ve zor bulunan bu balıkları kolaylıkla yakaladık. Rum hizmetçiler, bahçıvanlar ağlar ağırlıktan yırtılana kadar bize yardım ettiler.
Sonra süpürge saplarına tencereler bağlayıp, balıkları denize indiren merdiven basamaklarına kadar çekmeye, oradan elle toplamaya başladık.