Osmanlı'da yaşayan İngiliz Dorina Neave anılarında 1890 kara kışı
Tarih boyunca İstanbul'da pek çok sert kış yaşandı ve bunların bazıları şehrin hafızasında yer edindi. Öyle dönemler oldu ki insanlar temel ihtiyaçlarını dahi karşılamayaz hale geldi. 19. yüzyıl da bu zaman dilimlerinden biriydi. Öyle ki evlerde un bitince yiyecek ekmek bulamayanlar oldu. Böyle bir kara kışa, Sultan Abdülhamid döneminde payitahtta yaşayan İngiliz Dorina Neave de şahit oldu. İstanbul sularında yaşanan ilginç bir hadiseyi ve ardından meydana gelen trajik kazayı anılarında anlattı. Boğaz sularından gelen garip tıkırtı neydi? Masum eğlencesi nasıl bir faciaya sebep oldu? Gelin, İngiliz Dorina Neave'in anılarıyla tarihte yolculuk yapalım.
◾ Tarih boyunca İstanbullular pek çok sert kış yaşadı ve bunların bazıları şehrin hafızasında yer edindi. Öyle dönemler oldu ki insanlar temel ihtiyaçlarını dahi karşılamayaz hale geldi. 1620-1621 yılları bu zaman dilimlerinden biriydi.
◾ İstanbul o zamana kadar görmediği sert kışını yaşadı. 1621'in Şubat ayında payitaht sakinleri, Üsküdar ile Sarayburnu arasının donmuş olduğuna şâhit oldular. Öyle ki birçok kimse donan denizi yürüyerek geçti.
◾ Boğazın donması erzak taşıyan gemilerin gemilerin şehre girmesine mani oldu ve yetmiş dirhem ekmek bir akçeye ve etin okkası da onbeş akçeye yükseldi. Bu vakayı Peçevi tarihinde Seyyid Haşimi'nin şiiriyle aktardı:
Sitanbul'la Üsküdar arası tondı kış katı oldu
Geçer her canibe adem yürür havf itıneyüp buzda
Deniz ile (yer bir) oldu var ana ibret gözüyle bak
Silip inayet gubarın varsa gözde
Yürü sur u güzar ile tazarru' eyle Mevla'ya
Umarız kim burudet def' olup tesir ide sözde
Didi ey Haşimi tarihin anın lafzan uma'nen
Yol oldu Üsküdar'a Akdeniz tondı bin otuzda
Bilgi notu❗
Seyyid Haşimi kimdir?
16. yüzyılda yaşayan şair, Hz. Ali neslinden geldiği için "seyyid" ve "emîr"
lakabıyla anıldı. Aynı sebeple şiirlerinde Hâşimî mahlasını kullandı.