Osmanlı’daki ilginç vakıflar
'Alan el' ile 'veren el'i buluşturan vakıf geleneği, Türk-İslam tarihinde Osmanlı döneminde zirve yaptı. Yaşlıların bakımından, kuşlara kadar kadar geniş bir hizmet ve alan yayılan Osmanlı'daki vakıflar, hayatın her alanındaki ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını gidermeyi amaçladı.
Giriş Tarihi: 02.10.2018
13:56
Güncelleme Tarihi: 02.10.2018
14:05
"Bursa'da vâkıfın bahçeye bitişik olarak yaptırdığı dâru't-ta'limîn muallimine burada ücretsiz çocukları okutup sevabını vâkıfın üzerinde hakkı olup da eda edemediği ve gıybetini yapıp şerefine dokunduğu ve helalleşmek istediği kimselere bağışlamak üzere Cenab-ı Hakk'ın bunu vâkıfın günahlarına kefaret kılması ümidi ile her gün üç dirhem tayin etti." (Molla Güranî, Bursa, 1484)
DENİZ KAZAZEDELERİNE YARDIM EDEN VAKIF
"…deniz seferi yüzünden İstanbul'da kazaya uğramış, gemileri batmış ol fukaraya ve… felakete uğrayanlara yardımda bulunulması..." (Süleyman Subaşı Vakfı, İstanbul, 1576)
MÜSLÜMAN ESİRLERİ KURTARAN VAKIF
"Merkûm vâkıfe, üserâ-i müslimînin mahzûl frenklerin ellerinden kurtarılmasına... ve kurtardığı kimseler bilâd-ı müslimîne vâsıl oluncaya kadar onların nafaka ve kisvelerini de i'tâ edilecek." (Saliha Hatun Vakfı, Şam, 1308)
SAVAŞA GİDEN GAZİLERE AT VEREN VAKIF
"Fî sebîlillah vakf olunan yundlardan hâsıl olan atları, ... guzâtı müslimîn ve kihat-ı alâ simat-ı mücâhidînden herhangi gazinin atı olmayub küffar-ı bed-tebâra gaza etmek için at isteye, ... ol gaziye bir yarar at verile..." (Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa, İstanbul, 1574)
HERKESE MEYVE VAKFI - 1594
Vakfın amacı bahçesinin mahsulünden ise zengin fakir herkes faydalanmasını amaçlamıştır. Vakfedilen bahçedeki armut ve elma ağaçlarından fakirler yiyecek, birer adet götürmelerine müsaade edilecektir.