Osmanlı'dan günümüze rasathane
Osmanlı döneminde hava tahminleri için 1868'de faaliyetlerine başlayan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü deprem konusunda gözlem, eğitim, araştırma ve uygulama faaliyetlerini tek bir bünye altında toplayan ilk kuruluştu. Döneminin en önemli gözlemevi olan Kandili Rasathanesi o günlerden miras kaldı.
Giriş Tarihi: 01.07.2019
11:32
METEOROLOJİ İLE İLGİLİ GÖZLEM YAPAN TEK KURUM
Meteoroloji gözlemlerinin yanı sıra astronomi gözlemleri de yapmak için 1918'de Carl Zeiss Jena firmasına sipariş edilen büyük ekvatoryal dürbün ancak Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra, 1925'te rasathaneye getirildi.
Rasathanenin meteoroloji birimi, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün 1929'da düzenli gözlemlere başlanmasına kadar ülkede meteoroloji ile ilgili gözlem ve tahmin yapan tek kuruluş olma unvanını korudu.
RASATHANE-İ AMİRE'DEN KANDİLLİ RASATHANESİNE
Cumhuriyet döneminde önemli değişiklikler geçirerek bugünkü halini alan Rasathane-i Amire'ye, 1936'da Kandilli Rasathanesi ve 40'lı yıllarda da "Kandilli Astronomi ve Jeofizik Rasathanesi" adı verildi.
Cumhuriyet hükümeti inşaat, tesisat ve alet alımı için her yıl yüklü miktarda para vererek kurumun gelişme yolunu açtı. 1925'te İstanbul'a gelen ekvatoryal dürbün için sağlanan tahsisatla 1926'da dürbün binasının temelleri atıldı ve atölye ile kütüphane binaları tamamlandı.
1928'de deprem binası tamamlandı, ancak ekvatoryal dürbünün yerleştirilmesi ve dürbün binasının hizmete açılması 1935'te mümkün odu.
12 odadan oluşan bu binada sürekli olarak güneş aktivitesine yönelik güneş leke gözlemleri yapıldı.
1934'te bitirilen sismoloji binası ve laboratuvarında da sismograflar yerleştirilerek deprem kayıtlarına başlandı. Bu tarihi bina 2006'da müze olarak tekrar düzenlendi.
1969'da yıktırılan eski meteoroloji binasının yerine ihtiyaçları karşılayacak yeni bir kule ile bina inşa edildi ve gözlem aletlerinin bulunduğu bahçe yeniden düzenlendi. Kandilli Rasathanesi kuruluş yıllarından itibaren uluslararası yöntemlere uygun olarak meteoroloji gözlem ve kayıtları yaptı.
Yine meteoroloji gözlemlerinin yapıldığını, ardından 1918'de sipariş verilen astronomi dürbünün ise 1925'te Türkiye'ye geldi. Dürbün binasının yapılmasının ardından da astronomi rasatlarının başladı ve sismik cihazların da yenilendi. Böylece astronomisi servisinin kurulduğunu ve manyetik ölçülerin başladığını anlattı.
1925'te gelen astronomi dürbününün faaliyetlerine 1947'de başladı. 1947'den beri kesintisiz olarak güneş lekeleri gözlemleniyor. Işık kirliliği, çok fazla şehirleşme nedeniyle gece rasat yapmak bilimsel anlamda sağlıklı olmuyor. Bu yüzden Güneş lekeleri ve güneşteki patlamaları gözlemleniyor ve bunlar uluslararası bilim camiası ve veri merkezleriyle eş zamanlı olarak paylaşılıyor.
1982'DEN SONRA ENSTİTÜ OLDU
Kandilli Rasathanesi en önemli gelişme dönemine, 1964'ten sonra modern bina ve tesislerinin tamamlanmasıyla girdi.
Kandilli Rasathanesi 1947'ye kadar çalışmalarını İstanbul Üniversitesi'nin Heyet (Astronomi) ve Fizik Enstitüsü'nün çalışmalarına paralel olarak yürüttü. Yurtdışı bilim insanlarıyla geliştirilen ilişkiler, rasathaneye kurulan laboratuvarlar ve satın alınan modern aletler, güneş fiziğinin özelliklerini ortaya koyacak çalışmaların oluşmasını sağladı.