Osmanlı'dan günümüze rasathane
Osmanlı döneminde hava tahminleri için 1868'de faaliyetlerine başlayan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü deprem konusunda gözlem, eğitim, araştırma ve uygulama faaliyetlerini tek bir bünye altında toplayan ilk kuruluştu. Döneminin en önemli gözlemevi olan Kandili Rasathanesi o günlerden miras kaldı.
Giriş Tarihi: 01.07.2019
11:32
Rasathanede çalışan Roma Rasathanesi Deprem Müdürü İtalyan sismolog G. Agamennone, imparatorluğun hemen her yerindeki demiryolları, limanlar ve telgraf ofisleri, il hükümet vekâletleri ve yabancı konsolosluklarda gözlemcilerden oluşan geniş bir ağ kurdu.
Bu gözlemler ağı, Agamennone'un 1897'de İstanbul'dan ayrılmasından sonra kısa bir sürede çöktü.
Osmanlı imparatorluğunda, meteoroloji gözlemlerinde olduğu gibi, sismik gözlemler de resmi makamlar dışında ülkedeki yabancılar tarafından yapıldı. Her ne kadar meteoroloji rasathanesi olarak kurulmuş olsa da eldeki evrak ve basılı eserlerden Rasathane-i Amire'nin astronomi ve sismoloji rasathanesi olma çabaları içinde olduğu da anlaşılıyor.
Rasathane 1906'da, kâtip Bedii Bey tarafından Maçka'da, Topçu Okulu'nun karşısındaki telgrafhaneden sismograflarının bulunduğu odaya taşındı.
1908'deki 31 Mart Vakası sırasında ayaklananlar gözlem aletleri ve sismograflarla birlikte rasathaneyi tahrip etti. 31 Mart Vakasının ardından 21 Haziran 1910'da Türkiye'de astronomi ve jeofizik çalışmalarının öncülerinden biri olan Fatin Gökmen yeni kurulacak rasathanenin müdürlüğüne getirildi.
Fatin Gökmen rasathanenin kuruluşu için bugünkü Vaniköy üzerindeki İcadiye tepesini uygun gördü. 31 Mart Vakası'nda tahrip edilen Maçka'daki Rasathane-i Amire'den sağlam kalabilen iki deniz kronometresi, eski bir geçiş aleti, ufak bir teodolit ve iki elektrikli duvar saati de yeni kurulan rasathaneye verildi. 1 Temmuz 1911'den başlayarak, meteoroloji faktörlerinin sürekli ve sistematik bir biçimde ölçüm ve kaydına başlandı.
METEOROLOJİ İLE İLGİLİ GÖZLEM YAPAN TEK KURUM
Meteoroloji gözlemlerinin yanı sıra astronomi gözlemleri de yapmak için 1918'de Carl Zeiss Jena firmasına sipariş edilen büyük ekvatoryal dürbün ancak Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra, 1925'te rasathaneye getirildi.
Rasathanenin meteoroloji birimi, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün 1929'da düzenli gözlemlere başlanmasına kadar ülkede meteoroloji ile ilgili gözlem ve tahmin yapan tek kuruluş olma unvanını korudu.
RASATHANE-İ AMİRE'DEN KANDİLLİ RASATHANESİNE
Cumhuriyet döneminde önemli değişiklikler geçirerek bugünkü halini alan Rasathane-i Amire'ye, 1936'da Kandilli Rasathanesi ve 40'lı yıllarda da "Kandilli Astronomi ve Jeofizik Rasathanesi" adı verildi.
Cumhuriyet hükümeti inşaat, tesisat ve alet alımı için her yıl yüklü miktarda para vererek kurumun gelişme yolunu açtı. 1925'te İstanbul'a gelen ekvatoryal dürbün için sağlanan tahsisatla 1926'da dürbün binasının temelleri atıldı ve atölye ile kütüphane binaları tamamlandı.
1928'de deprem binası tamamlandı, ancak ekvatoryal dürbünün yerleştirilmesi ve dürbün binasının hizmete açılması 1935'te mümkün odu.
12 odadan oluşan bu binada sürekli olarak güneş aktivitesine yönelik güneş leke gözlemleri yapıldı.
1934'te bitirilen sismoloji binası ve laboratuvarında da sismograflar yerleştirilerek deprem kayıtlarına başlandı. Bu tarihi bina 2006'da müze olarak tekrar düzenlendi.
1969'da yıktırılan eski meteoroloji binasının yerine ihtiyaçları karşılayacak yeni bir kule ile bina inşa edildi ve gözlem aletlerinin bulunduğu bahçe yeniden düzenlendi. Kandilli Rasathanesi kuruluş yıllarından itibaren uluslararası yöntemlere uygun olarak meteoroloji gözlem ve kayıtları yaptı.