Osmanlı'nın Avrupa'yı kıskandıran çiçek sevgisi
Osmanlı topraklarına gelen Avrupalıların Osmanlı bahçelerinin güzelliğini gördükten sonra, anlata anlata bitiremediğini hatta bu bahçeleri ülkelerinde yapacakları parklar için örnek aldıklarını biliyor muydunuz? Sizler için Osmanlı bahçelerinin tarihini ve Avrupa'ya tesirini derledik.
Giriş Tarihi: 11.06.2019
08:47
Güncelleme Tarihi: 27.06.2019
09:03
Gelibolulu Mustafa Âlî'nin Mevâidü'n-nefâis fî kavâidi'l mecâlis22 adlı, görgü ve toplum kurallarında ziyâfet sofraları hakkında bilgi veren eserindeki "bâde meclisi"nde çiçekler ve gül de yer alır.
Böyle çiçeklerle süslenmiş bir sofra, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'ndeki bir murakkada yer alan minyatürde görülebilir23. Sultan IV. Murad'ın bir meclisini gösteren sahnede, sultan tahtında oturur, elindeki murassa kadehe huzurundaki bir saraylı beyaz bir şişeden içki koymaya hazırlanır. El pençe duran saraylılar sahneyi doldurur. Tahtın önüne serilmiş kahverengi halının üzerine bir sini yerleştirilmiştir. Müzisyenin yanındaki sininin üzerinde mavi-beyaz çini kâselerde nar, armut ve elma gibi meyvelerle iki şamdan durur. İki yandaki çeşm-i bülbül vazolar kırmızı ve sarı lâlelerle, ortadaki mavi-beyaz vazo ise pembe ve beyaz karanfillerle doludur. Ayrıca sahnenin en önünde, bahçede, aralarında güllerin de bulunduğu zarif lâleler yer alır. Burada oturan iki içoğlanından biri, elindeki çiçeği koklamaktadır.
Osmanlı sofraları, yalnız taze çiçekle değil, çiçek bezemeli eşyalarla da güzelleştirilmiştir. Saray sofrasında kullanılan kapaklı Çin porselen kâselerinin Osmanlı zevkine göre ve saraya lâyık bir üslûpla süslenmesi, bu yaklaşımın bir uzantısıdır. Osmanlı saray kuyumcuları, değerli veya yarı değerli taşları porselenin üzerine altın yuvaların içinde oturtmuş; bu altın yuvaları da taşların güzelliğine güzellik katmak üzere çiçek motifi biçiminde işlemişlerdir. XVI. yüzyıldan bir kâsede zümrüt ve lâl gibi taşlardan bazılarının lâle, bazılarının da başka çiçek biçimindeki altın yuvalarda, incecik altın çerçeveli yaprak motifleriyle oluşturulan desen içinde yerlerini alması, bu yaklaşımın bir örneğidir. O yüzyıldan sedef bir hoşaf kaşığının sapı ise firuze ve lâllerle süslenmiş, ucuna da küçük elmaslardan, yanlarından yapraklar çıkan bir gül yapılmıştır.
Osmanlılar tarafından en sevilen çiçekler olan lâle, sümbül, gül ve karanfil, Osmanlı kumaşlarının çoğunu süslemiştir.
Osmanlı dünyasında yalnız kadınlar değil, erkekler de kendilerini çiçeklerle süslemiştir. Ege Bölgesi'nin efeleri başlarına çiçekli oyalar sarar, Osmanlı erkekleri çiçekli kumaşlardan elbiseler giyerdi. Hem minyatürlerden, hem de günümüze gelmiş Pâdişah elbiselerinden çok sayıda örnek bunu gösterir. 1560'larda yapılmış olan ve ünlü nakkaş Nigârî'nin elinden çıkan, Sultan II. Selim'i ok atarken gösteren portre bu örneklerden biridir. Burada Sultan II, Selim'in üzerinde çiçek desenli Osmanlı kumaşından bir kaftan görülür.
Osmanlılar tarafından en sevilen çiçekler olan lâle, sümbül, gül ve karanfil, Osmanlı kumaşlarının çoğunu süslemiştir. XVII. yüzyıldan bir kadife deseninde içine tavus kuşu tüyü motifi dizilmiş şeritlerin aralarında oluşturulmuş şemselerin içine yerleştirilmiş, karanfile benzer şekilde stilize edilmiş hurma ağaçlarının içini Osmanlıların sevdikleri çiçeklerden karanfil ve lâleler doldurur.
Osmanlı kumaşlarında çiçeklerin yanında pek sevilerek kullanılan motiflerden biri olan nar, bir başka kemhada karşımıza çıkar. Hafifçe bir yana dönük olarak dizilmiş altın renkli narlar, diğer sırada yön değiştirerek dizilir, üzerlerinde birer de karanfil olan nar dizileri arasında rozet dizileri yer alır. Sultan I. Mahmud'a (1730-1754) ait bir kemha kaftan da birbirine paralel dalgalanan dallardan çıkan kozalak ve nar motifleri ile desenlendirilmiştir.
Topkapı Sarayı'nın dünyada benzeri bulunmayan pabuç ve çizme koleksiyonunda, Osmanlı sarayında gerek baskı gerekse işleme ve aplike tekniklerinde çiçek motifleriyle süslenmiş olan birçok pabuç ve çizme örnekleri yer almaktadır.