Osmanlı’nın diğer devletlere yaptığı yardımlar
Dünyada yaşanan doğal afetler ve insani krizler karşısında Türkiye, daima yardım elini uzatan, dil, din, ırk gözetmeksizin her türlü imkânı seferber eden ve bu konuda hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan bir devlet. Günümüzde olduğu gibi bu tür olaylar karşısında Osmanlı da öncü bir rol üstleniyor, dünyanın pek çok coğrafyasına yardım elini uzatıyordu. Osmanlı Devleti bu nedenle "cihanın koruyucusu olan" anlamına gelen "cihan-penah" olarak anılıyordu. Osmanlı'nın krizler karşısında yürüttüğü insani diplomasiyi ve diğer devletlere yaptığı yardımları derledik.
Giriş Tarihi: 07.05.2020
17:10
Güncelleme Tarihi: 28.07.2021
11:22
SADECE HÜKÜMDAR DEĞİL DEVLET ADAMLARI DA YARDIMDA BULUNURDU
Hem tarım ülkesi hem de nehirleri bol olan Fransa'da sel çokça yaşanan felaketlerdendi. Üstelik Osmanlı İmparatorluğu yardımlarını sadece hükümdarın cebinden değil diğer devlet adamları eliyle de yapardı.
1856'da husule gelen diğer bir sel felaketinde Fransa'nın ihtiyaçlarını bu defa Yanya ve Tırhala Eyaletleri Valisi Mehmed Bey, defterdar ve diğer başka memurlar karşılamıştı.
YANGINZEDELERİN YARDIMINA OSMANLI KOŞMUŞTU
Yangınların sebep olduğu felaketler nedeniyle zor günler gören Osmanlı, yangınzedelere de sıklıkla yardım yapmıştı. Bükreş'i birbiri ardına vuran yangınlar, pek çok insanın evsiz kalmasına ve yardım beklemesine sebep olmuştu.
Sultan Abdülmecid derhal zarar görenlere ihsanda bulunmuş ve Eflâk Voyvodası Bisko Bey de minnettarlığını arz etmeyi ihmal etmemişti.
ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE İSVEÇ’E GÖNDERİLEN YARDIM
Bir başka yangın haberi de Sultan II. Abdülhamid zamanında İsveç'ten gelmişti. Yangında mağdur olanlara Padişah Hazine-i Hassa-yı Şahane'den 2 bin 500 Frank göndermiş ve meblağ hemen özel yardım komisyonuna ulaştırılmıştı.
Daha sonra Lahey ve Stokholm Sefiri Karaca Paşa tarafından para İsveç Hariciye Nezareti'ne iletilir.
İSVEÇ KRALİYETİ ÖZEL OLARAK TEŞEKKÜR ETMİŞTİ
Karaca Paşa'ya belgede İsveç ve Norveç Hariciye nazırlarının parayı almakla beraber bu vesile ile hem Padişahın merhamet ve yardımlarına mazhar olan bîçarelerin minnet ve duygularını hem de padişahın yaptığı bu yardımın İsveç kraliyeti, hükümeti ve milletine bahşettiği şeref ve sevinci padişaha arz ve tebliğinde aracı olması talep edilmiş; Karaca Paşa da vazifesini yerine getirmişti.
OSMANLI MÜLTECİLERE DE KAPILARINI AÇMIŞTI
Ayrıca göç ve mülteci meselesinde de sicili en temiz devlet hiç şüphesiz ki Türkiye ve varisi bulunduğu Osmanlılardı. 1785 yılında toprakları Avusturyalılar tarafından işgal edilen, dini ve iktisadi baskılara maruz kalıp göç etmek zorunda kalan Lehistanlı Yahudilere Osmanlı kucak açmıştı.
Ana vatanları işgal altına giren Lehli Yahudiler, gruplar halinde İstanbul'a gelmişlerdi. Daha önce II. Bayezid zamanında İspanya'da zulüm gören Yahudilerin Osmanlı topraklarına gelip Selanik'e yerleştirilmeleri gibi bu mülteciler de huzur ve sükûn içerisinde memleketin güvenli yerlerine iskân edilmişti.