Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Tarih
  • Osmanlı’nın gönül yolculuğu; Mekke ve Medine’ye gönderilen hediyeler

Osmanlı’nın gönül yolculuğu; Mekke ve Medine’ye gönderilen hediyeler

Surre alayları; Kabe'nin bakımı, tamiri, inşası ve Müslümanların hac görevini yerine getirmeleri için yola çıkan Mekke ve Medine'ye gönderilen hediye ve sadakaları taşıyan hac kervanıdır. İstanbul'dan dualarla yola çıkan alay, oradan Haremeyn'e giderek ahaliye, zahitlere, Mekke emirlerine, Hicaz bölgesinde yaşayan ihtiyaç sahiplerine emanetlerini ulaştırırdı. Peki, bu alayda yer alan hediyeler nelerdi?

  • 9
  • 22
SURRE İLE GÖNDERİLEN KÂBE ÖRTÜLERİ
SURRE İLE GÖNDERİLEN KÂBE ÖRTÜLERİ

Osmanlı'da Kâbe'ye Yavuz Sultan Selim döneminde iç örtüleri; Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise dış örtüsü, kapı perdesi, kuşak ve diğer örtüleri gönderilmeye başlandı.

Kâbe örtüsünün yenisi genellikle Kahire'de dokunur ve surre alayı ile yollanırdı. Eskisi de surre alayının dönüşünde İstanbul'a getirilirdi.

Naima, Kabe örtülerinin işlenmesi hakkında şunları yazdı: "Sultan Ahmed Han, özenerek İstanbul tezgâhlarında işlenmesini buyurdular. Eşsiz nakışlarla dokunup yapılmasında öyle dikkat ve külfet olundu ki, benzeri geçmemişti. Kâbe'nin iç örtüleri 1060 zir'a ve tartısı bakımından 48 bin dirhem ibrişimle işlendi. O yılın Cumâdel zulâsında (Ağustos 1612) güvenilir adamlarla Kâbe'ye gönderildi."

Eski Kâbe örtülerinin yelek, çanta, takke, anahtar torbası, sanduka örtüsü olarak kullanıldığı da görülürdü. Kabe örtülerinin üzeri nesih, sülüs, celî sülüs hat yazıları ile ayetler dokunurdu.

  • 10
  • 22
KABE ÖRTÜLERİNİN ÜZERİNE DOKUNAN AYETLER
KABE ÖRTÜLERİNİN ÜZERİNE DOKUNAN AYETLER

Kur'an-ı Kerim'den seçilen ayetlerle Kabe örtüleri dokunurdu. Örtülerde şu ayet-i kerimeler yer alırdı:

Biz senin, yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu elbette görüyoruz. İşte şimdi kesin olarak seni memnun olacağın kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Harâm tarafına çevir; nerede olursanız olun yüzünüzü o yöne çevirin. Kuşku yok ki kendilerine kitap verilenler onun rablerinden gelmiş bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir.

(Bakara Suresi 144. ayet)

Sana gelen iyilik Allah'tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter.

Nisa Suresi 79. ayet

Bütün dinlerin üzerindeki yerini alsın diye resulünü, doğru yol rehberi ve hak din ile gönderen O'dur; müşrikler hoşlanmasalar da!

Tevbe Suresi 33. ayet

Sonra sana, "Tevhid önderi olan ve putperestler arasında yer almamış bulunan İbrâhim'in dinine uy" diye vahyettik.

Nahl Suresi 123. ayet

Allah ile birlikte başka bir tanrıya yalvarma! O'ndan başka tanrı yoktur. O'nun kendinden başka her şey yok olacaktır. Hüküm yalnızca O'nundur ve siz ancak O'na döndürüleceksiniz.

Kasas Suresi 88. ayet

Muhammed içinizden hiçbir erkeğin babası değildir, fakat o Allah'ın elçisidir ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi bilmektedir.

Ahzâb Suresi 40. ayet

Allah ve melekler peygambere salât ediyorlar; ey iman edenler, siz de ona salât ve selâm okuyun.

Ahzâb Suresi 56. ayet

Bütün dinlerin üzerindeki yerini alsın diye resulünü doğru yol rehberi ve hak din ile gönderen O'dur. Buna tanık olarak da Allah yeter.

Fetih Suresi 28. ayet

Yeryüzünde bulunanların hepsi fânidir. Azamet ve kerem sahibi rabbinin zâtı ise bâki kalır.

Rahmân Suresi 26. ve 27. ayet

Müşrikler istemese de, bütün dinlerin üzerindeki yerini alsın diye resulünü, doğru yol rehberi ve hak din ile gönderen O'dur.

Sâf Suresi 9. ayet

Şüphesiz biz sana bitip tükenmez nimetler verdik. Şimdi sen rabbin için namaz kıl ve kurban kes! Asıl sonu gelmeyecek olan, sana karşı nefret duyandır.

Kevser Suresi

De ki: "O, Allah'tır, tektir. Allah sameddir. Doğurmamış ve doğmamıştır. O'nun hiçbir dengi yoktur.

İhlâs Suresi

  • 11
  • 22
FERAŞET-İ ŞERİFE
FERAŞET-İ ŞERİFE

Ferâşet kelime olarak yayıcı, döşeyici, süpürücü ve hizmetçi anlamına gelir. Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere'deki mukaddes yerleri temizleyen kişilere ferraş denilirdi.

Bu hizmet o kadar önemliydi ki zaman içerisinde kendine has gelenekleri ortaya çıktı. Mescid-i Nebevî'nin süpürülmesi ve temizliği, doğrudan padişaha ve onun icazet verdiği kimselere aitti. Başta padişah olmak üzere, valide sultan, şehzadeler, hanım sultanlar, padişah kızları, saraylılar, şeyhülislam, paşalar, Kubbealtı vezirleri, Kırım hanları ve padişahın takdirini kazanmış olanlar, Peygamber Efendimizin yüce makamını süpürebiliyorlardı. Padişahların verdiği berata da "Ferâşet-i Şerife Beratı" denilirdi.

  • 12
  • 22

Beratlı ferraşlar, Mekke ve Medine'de oturan bir kişiyi kendilerine vekil olarak atardı. Bu vekillere her sene Surre alayı ile belli bir miktar nakit para veya eşya gibi çeşitli hediyeler gönderirlerdi. bulunurlardı.

Surre alaylarıyla ferâşet vekillerine yıllık hediyeleri nakit olarak yollanır ve bunların konulduğu çantalara "ferâşet çantası" denilirdi. Deriden imal edilen bu çantalara ayrıca uğur sayılması için hediyeler de konulurdu

  • 13
  • 22
FERAŞET ÇANTALARINDA NE BULUNURDU?
FERAŞET ÇANTALARINDA NE BULUNURDU?

Hanedan mensupları başta olmak züere, devlet erkanı ve halktan dileyen herkesin hazırladığı hediye ve paralar "ferâşet çantası" denilen, bir yüzünde gönderenin, diğer yüzünde alıcının adı ve adresi yazılı deri çantalara konurdu. Evkâf Nezâreti'ne teslim edilen bu çantalar surre alayı ile gönderilirdi. Dönüşte ise içinde Haremeyn'den yollanan zemzem, gümüş yüzük, misvak, kına, sürme, kürdan, öd ağacı, hurma hediyelerle sahiplerine iade edilirdi.

Ferâşet sahiplerinin, vekillerine gönderdikleri hediye ve maaşlar ferâşet çantasına konulurken, Hicaz'da yaşayan ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan hediyeler ise Surre keselerine ya da Surre çantalarına yerleştirilirdi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN