Osmanlı'nın Ramazan geleneği cerre çıkma nedir?
Osmanlı'nın Ramazan geleneklerinden biri de cerre çıkmaktı. Medrese talebeleri, üç aylarda dini hizmetlerde bulunmak için kasaba ve köylere gider, burada halkı irşad ederdi. Halk ve ilim ehli arasında gönül bağı oluşmasını sağlayan cer faaliyetleri sayesinde imparatorluğun en ücra köşesine kadar dini, ilmi gelişmeler götürülürdü. Peki, cerre nasıl çıkılırdı?
Giriş Tarihi: 06.05.2020
15:08
Güncelleme Tarihi: 18.04.2022
13:02
TALEBELER NEDEN CERRE ÇIKARDI?
Osmanlı döneminde eğitime büyüm önem verilirdi. Cerre çıkmak da bu duruma örnek teşkil eder. Payitaht dışında taşradaki medreselerin de aktif olması, medreselerin tamiri ve yenilerinin inşası İstanbul'a gidemeyen talebelerin tahsiline yardım edilmesi, eğitimin yaygınlaşması için bu uygulama başlatılmıştı. Medreselerinde ders okutmak isteyen emekli âlimlere ve taşradaki şeyhlere bu hizmetleri takdir görülüp maddi yardımda desteklenmişti.
Emekli alimlerin dışında taşraya giden müftü ve imamlarda ayrıca mükafatlandırılırdı. 1897 yılında İzmit sancağına bağlı Kandıra kazası müftülüğüne tayin olunan Hacı İsmail Efendi, ahalinin yardımı ile yapılan medresede talebe okutup, İslami ilimleri yaymaya başlayınca Babıali tarafından sultanın hususi iradesi ile kendisine beş yüz kuruş ilave maaş tahsis etti.
Miftahu's-Saâde'ye göre hoca ve talebe
Taşraya giden softa da denilen öğrenciler köy ve kasabalara gider, vaazlar verip sohbet meclislerinde bulunurlardı. Bu köy ve kasabalardaki imamların üç ay dinlenmesine ve medresede eğitim gören talebelerin bilgilerini kullanarak pratik yapmasını sağlıyordu. Böylece talebeler halkı irşad ederken yeni tecrübe kazanırdı. Bölge halkı da farklı bir kişiden yeni bilgi edinme fırsatı bulurdu.
Cerr faaliyetleri ile en ücradaki taşraya kadar dini, ilmi gelişmeler halkın ayağına götürülürdü. Bu sayede imparatorluğun dört bir köşesinde eğitim faaliyeti yaygınlaşırdı.
Enderun nedir, ne zaman kuruldu?
HALK İLE İLİM EHLİ ARASINDA GÖNÜL BAĞI OLUŞURDU
Recep, Şaban ve Ramazan olarak adlandırılan üç aylarda medreseler tatil edilirdi. Bu tatil döneminde talebeler, memleketlerine değil, halkı irşad etmesi için imparatorluğun muhtelif yerlerine gönderilirdi. Halka eğitim veren medrese talebeleri bunun karşılığında halkın gönüllü olarak verdiği cerr adı verilen yardım alırdı. Bu sayede yeni dönemde eğitim masraflarını karşılamış olurdu. Öyle ki maddi durumu kötü olan bazı medrese talebeleri, üç aylarda dışında cer müddetinde kazandığı parayla geçinirdi. Akçanın yanında, buğday, bulgur, helva gibi erzak ve elbise gibi şeyler de verildiği olurdu.
Bu yardımlar "cer akçesi" ve "zekat akçesi" olarak anılırdı. Bu durum halk ve ilim ehli arasında samimi diyalogların oluşmasını sağladı.
Üç aylar dışında da cerre çıkıldığı olurdu. Fakat bu belirli kurallara tabii tutulurdu. Sadece Salı ve Perşembe günleri cami dışında cerre faaliyetlerine izin verilirdi. Kânunnâme-i Ehl-i Hıref'te şöyle belirtilir:
"Mollalar ve diğer cerciler, Salı ve Perşembe günlerinden başka günlerde dolaşamaz ve câmilerde cer yapamazlar."
Cerre çıkmak isteyen talebeler, bunu önce müderrise bildirirdi. Müderris de içlerinde liyakatli olanlara ilmühaber denilen belge verilirdi. Sonrasında Bâb-ı Meşihat'ta dersvekili denilen kişiye müracaat edilerek gerekli vesikaları ve gidecekleri yerdeki müftü efendilere hitaben yazılmış, talebelerin himâye olunmasını isteyen tavsiye mektuplarını alarak yola koyulurlardı.
Cerre çıkacak kişi, Recep ayında veya en geç Şaban ayının on beşinden önce medresesinden ayrılmak durumundaydı. Talebeler ellerindeki vesika ve mektubu, sancak ya da vilayete gidiyorsa müftü efendiye, kaza ise kaymakama verirdi. Sonrasında vazifelendirildikleri câmilerde vaaz ve derslere başlarlardı.
Bâb-ı Meşihat : şeyhülislâmlık makamı