Arama

Rusya’nın kaderini değiştiren hükümdar

Petro tahta geçtiğinde Rusya, Avrupa siyasetinde fazla ağırlığı olmayan sıradan bir devletti. Çarın reformlarıyla Rus modernleşmesi başladı. Petro, milletlerin gelişiminde liderlerin oynadığı role örnek olarak gösterilir.

(Petro, boyarların sakallarını kesiyor)

Ateşli silahların kullanılmasını yaygınlaştırdı, askerî eğitime önem verdi. Kara ordusunda ve donanmada ağır silahları kullanacak insanların eğitimi için akademiler kurdu. Daha önce Rusya'nın Baltık Denizi'nde ve Karadeniz'de limanı olmadığı için donanması da yoktu. İlk Rus donanmasını kurdu ve ülkesinin denizlerde de bir güç olarak boy göstermesini sağladı. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki yeniçerilere benzeyen Strelitzler'i yok etti.

Viyana bozgunu yıllarında Osmanlı'ya karşı kurulan Haçlı ittifakına katılıp, Azak'ı işgal etti. İsveç Kralı Demirbaş Şarl'ı defalarca mağlup olduktan sonra Poltava Savaşı'nda yendi. Ancak 1711'de Prut Savaşı'nda Osmanlı ordusuna mağlup oldu. Ancak Baltacı Mehmed Paşa eline geçen Rus ordusunu yok etme şansını kullanamadı. Petro 1716'da ikinci kez Avrupa'ya seyahat etti. 1725'te öldüğünde arkasında çok farklı bir Rusya bırakmıştı.

  • 6
  • 8
ÜLKESİNİ DEĞİŞTİRDİ
ÜLKESİNİ DEĞİŞTİRDİ

(Hollanda'da tersanede çalışan Petro heykeli)

Petro'nun iktidarının ilk yılları Rusya'nın ekonomik açıdan en geri olduğu döneme rastlamıştı. Çar, bu durumu düzeltmek için geniş çaplı bir reform hareketi başlattı. Şehirlerin gelişmesini sağlamak için tüccar ve zanaatkârlara kendi belediyelerini kurma imkânını sağladı, lonca sistemini geliştirdi, sanayinin gelişmesine çalıştı. Ondan önce Rusya'da sanayi fazla gelişmemişti ve olanlar da yabancılar tarafından işletiliyordu. En önemli sanayi sektörlerini devlet tekeline alan Petro, sübvansiyonlarla yeni sektörlerin de doğmasını sağladı. Tahta geçtiğinde 21 olan mal çeşidi öldüğünde 200'e çıkmıştı. Ülkesinin dış ticaret hacmini yedi kat artırdı, toprak mülkiyetini yeniden düzenledi ve serflerin sanayi işlerinde çalışmalarını sağladı. Rus takvimini Avrupa'nın kullandığı takvime uygun hale getirdi. İlk Rus gazetesi Vedemosti'yi yayınlattı.

1724'te Petersburg Bilim ve Sanat Akademisi'ni kurdu. Eğitim sistemine bir düzen getirip, Avrupa'ya çok sayıda öğrenci gönderdi, soylular dışındakilere eğitim imkânlarını açtı. Batı dillerinde yayımlanan kitapları Rusça'ya çevirtti. Kiliseyi bir devlet dairesi statüsüne soktu. Dünyadaki bütün Ortodoksları Rus Ortodoks Kilisesi'nde bağlamaya gayret etti. Moskova'nın yerini alacak Petersburg şehrini kurdu. Bizlere tarih derslerinde 'Deli' Petro olarak tanıtılan Rus Çarı I. Pyotr Aleksiyeviç'i tüm dünya 'Büyük' Petro olarak tanıyor. Döneminin Osmanlı kaynaklarında da kendisinden "Koca" ve "Akbıyık" Petro olarak söz edilirdi. Sonradan herhalde küçümsemek için "Deli" olarak anmaya başladık. Birinci Petro, aslına bakarsanız fizikî yapısıyla devasa bir insandı. 2 metreyi geçen boyuyla bu unvanı fiziksel olarak taşıyabilirdi ama çarı bütün dünyanın "büyük" olarak tanıması milletinin tarihinde yaptığı önemli işlerdendir.

  • 8
  • 8
PETRO'NUN BİYOGRAFİSİ
PETRO’NUN BİYOGRAFİSİ

Türkiye İş Bankası Kültür yayınları, uzun bir süredir önemli şahsiyetlerin çok hacimli biyografilerini yayınlıyor. Şimdiye kadar Churchill, Bismarck, Benjamin Franklin, Simon Bolivar, Ropespierre, Buda, Kant, Hegel, Rousseau, John Stuart Mill, Hobbes, Descartes, John Locke, Sezar, Hammurabi, Marco Polo, Kubilay Han, Korkunç İvan, Paul Dirac, Sarah Bernhardt, Tolkien, Mozart ve Beethoven gibi siyasetten bilime, müzikten tiyatroya birçok alanda iz bırakmış 39 önemli kişinin biyografileri yayınlandı. Serinin son kitabı ise Robert K. Massie'nin "Büyük Petro" isimli 1062 sayfalık kitabı.

Eserde Petro'nun çocukluğu, tahta çıkışı, iktidarı ele geçirişi, Avrupa gezisi, İsveç Kralı Demirbaş Şarl'la savaşları, Prut Savaşı, Avrupa'ya ikinci seyahati, oğlunu öldürtmesi, elçilerle münasebetleri, Petersburg'un inşası gibi çarın hayatındaki önemli dönüm noktaları teferruatlı olarak anlatılmış. Ancak birçok Petro biyografisi ve belgeselinde olduğu gibi Prut Savaşı kitapta üzerinde kısa durulan bir bölüm olmuş. Biyografi serisine ülkelerinin tarihinde önemli rol oynayan, I. Fransuva, XIV. Louis, Napolyon, Şarlken, II. Katerina, II. Frederik, I. Elizabeth ve Kraliçe Victoria, gibi hükümdarların biyografilerini de eklerlerse Türkçe literatüre çok faydalı olacağı kanaatindeyim.

Erhan Afyoncu- SABAH

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN