Şehzade Bayezid'in katline kimler sebep oldu?
Şehzade Mustafa'nın yerini ancak Bayezid'in doldurabileceği kanaatinde olan bürokratlar Kanuni'den sonra devletin başına onu hazırlamayı düşünüyordu. Aynı zamanda iyi bir şair de olan Bayezid, ağabeyi Selim'e göre tahta en yakın isimdi. Fakat, Hürrem Sultan'ın vefatından sonra şehzadeler arasındaki çekişme gün yüzüne çıktı. Kanuni Sultan Süleyman'ın dört oğlundan biri olan Şehzade Bayezid iktidar mücadelesi sırasında katledildi. Peki, Bayezid'in katline kimler sebep oldu?
Giriş Tarihi: 25.09.2019
16:10
Güncelleme Tarihi: 25.09.2019
16:33
Kanûnî Sultan Süleyman Bayezid'i avutucu vaadlerle oyalarken o, "Padişah olan yalan söyler mi?" d iye babasını suçlamaya yönelmiş ve adam toplamaya da hız vermişti. Bayezid'in "yevmlü" denilen askerlerini dağıtamayan Kanûnî Selim'in de asker toplamasını istemiş, ayrıca bazı beylerbeyileri ile vezir Sokullu Mehmed Paşa'yı ona yardıma göndermişti.
Bu sırada Bayezid'in sancağından çıkması bir isyan olarak değerlendirilmiş, onun ve taraftarlarının katledilmelerinin vâcip olduğu hakkında fetvalar alınmıştı. Şeyhülislâm Ebüssuud Efendi ile bazı din adamlarının verdikleri fetvalarda Bayezid, padişahın itaatından çıkıp kaleleri ele geçiren, halka "mal salup" cebren alan ve asker toplayan bir "bâgī" olarak suçlanmıştı.
Bu arada Amasya'dan Ankara'ya gelmiş bulunan Bayezid durumu öğrenince 30.000'i bulan kuvvetleriyle hareket ederek 29 Mayıs 1559'da Konya önlerine vardı. Ancak onun adamları Selim'i destekleyen düzenli kuvvetlere göre eğitim yönünden çok yetersiz olduğundan 30 Mayıs'ta başlayan ve iki gün süren savaş Bayezid'in yenilgisiyle sonuçlandı. Süratle Amasya'ya dönen Bayezid, Müftü Muhyiddin Cürcânî'yi babasına göndererek affını diledi.
Fakat oğlunu affa lâyık görmeyen Kanûnî onun derhal yakalanmasını emretti. Bunun üzerine Bayezid oğulları Orhan, Osman, Mahmud ve Abdullah'ı alarak 7 Temmuz'da Amasya'dan çıktı. Doğu sınırına yaklaştığında Sa'd Çukuru mevkiinde kendisine yetişen sancak beyleriyle tutuştuğu savaşı kazandı; ancak Osmanlı topraklarında barınamayacağını anlayınca 1559 Ağustosu ortalarında adamlarıyla birlikte İran'a sığındı.
Doğu sınırına yaklaştığında Sa'd Çukuru mevkiinde kendisine yetişen sancak beyleriyle tutuştuğu savaşı kazandı; ancak Osmanlı topraklarında barınamayacağını anlayınca 1559 Ağustosu ortalarında adamlarıyla birlikte İran'a sığındı.
23 Ekim'de Kazvin'e vardığında Şah Tahmasb tarafından parlak bir törenle karşılandı, hatta başına tabaklar dolusu mücevher saçıldı. Şah Tahmasb, Bayezid'in ricası üzerine görünüşte Kanûnî'den onun affını diledi.
Kanûnî de bir ara oğlunun suçunu bağışlamayı düşündü, fakat Selim'le Tahmasb'ın olumsuz tutumları karşısında bundan vazgeçti. Selim kardeşinin ortadan kaldırılmasını daha uygun buluyordu. Bu çekişmeden faydalanmak isteyen Tahmasb da bir suikast hazırlandığı iddiasıyla önce Bayezid'in askerlerini dağıtmış, 16 Nisan 1560'ta da onu ve oğullarını hapsettirmişti.
Bundan sonra Kanûnî, Selim ve Tahmasb arasında Bayezid'in teslimi konusunda yazışma ve pazarlıklar başladı. Sonunda padişah şahın isteklerinden bir kısmını kabul etmek zorunda kaldı. Buna göre Tahmasb'a 1.200.000 altın ödenecek, Kars Kalesi de İran'a bırakılacaktı. Ayrıca Selim de padişah olduğunda İran'la dost kalacağını belirten bir ahidnâme vermişti. Anlaşmaya varılınca Bayezid ve oğullarını teslim alacak Osmanlı elçileri 16 Temmuz 1562'de Kazvin'e ulaşmışlardı.
Bayezid, 23 Temmuz Perşembe günü Selim'in çavuşbaşısı Ali Ağa'ya teslim edildi ve hemen orada boynuna geçirilen kementle boğularak öldürüldü. Arkasından dört oğlu da aynı âkıbete uğradı. Daha sonra bu beş Osmanlı şehzadesinin naaşları Sivas'a getirilerek surların dışına defnedildi. Sonradan Melik-i Acem Türbesi diye tanınan bu türbe günümüze ulaşmamıştır. Bu arada Bayezid'in Bursa'da bulunan üç yaşındaki beşinci oğlu da öldürtülmüştür. Bayezid'in katlinden sonra Tahmasb'a vaad edilenden az olarak 500.000 filori ile bazı değerli hediyeler gönderilmiştir.