Selçuklu ve Osmanlı’da hizmet veren ünlü hekimler
Tıp ilmi, İslam uygarlığının altın çağında kurumsallaşmaya başlamıştır. O dönemde pek çok tabip yetişmiş ve gelecek nesillere faydalı olacak tıp eserleri kaleme almışlardır. Müslüman tıp alimlerinin bu mirasının taşıyıcısı ise Selçuklu ve Osmanlı devletlerindeki hekimler olmuşlardır. Kurulan hastanelerin hemen yanına tıp eğitimi veren medreseler kurulmuş; doktorlar uygulamalı olarak yetiştirilmiştir.
Giriş Tarihi: 23.04.2020
17:31
Güncelleme Tarihi: 24.02.2022
12:06
🔷🔹 Yapmış olduğu 14 yıllık darüşşifa hekimliğini Amasya'da İlhaniler zamanında Anber bin Abdullah hastanesinde icra etmiştir. Sabuncuoğlu Şerefettin'in tıp alanında önemli çalışmalarından biri, yılan zehrine karşı bulduğu ilaçtır.
Sabuncuoğlu Şerefettin'in bulduğu bu ilacı, horozlarda ve kendi üstünde denediği bilinir.
SALİH BİN NASRULLAH (17. YÜZYIL)
🔷🔹 Önceleri Hristiyan kökenli olup daha sonra İslamiyet'i kabul eden Salih bin Nasrullah, Halep'te tıp eğitimini alarak Fatih Darüşşifasında başhekimlik yapmış, ayrıca kadılık ve kazaskerlik görevlerinde bulunmuştur.
🔷🔹 Tıp ilmine büyük katkılar sağlayan "Gayet al-Beyan fi Tedbir-ı Beden al İnsan" adlı eserin sahibidir.
Ayrıca Salih bin Nasrullah, batı tıp ilmini Osmanlı'ya tanıtan ilk tıpçı unvanına da sahiptir.
GEVREKZÂDE HAFIZ HASAN EFENDİ (18. YÜZYIL)
Muhtelif medreselerde öğrencilere tıp ilmini anlattıktan sonra Gevrekzâde Hafız Hasan Efendi, Süleymaniye Darüşşifası'nda başhekimlik görevine getirilmiştir.
🔷🔹 Gevrekzâde Hâfız Hasan Efendi, Rusya seferinden İstanbul'a döndükten sonra, evvelâ saray hekimleri arasına alınmış; dolayısıyla Tâbabet-I Hâssa (Etıbbâyı Hâssa) mesleğine dâhil olmuştur.
1692'de hekimbaşı olan Hasan Efendi, idarecilik alanında da başarılı bir kişi olmuştur.
🔷🔹 En önemli kitabı "Gunyat al-Muhassılin fi Tercümet Tuhfet al-Müminin" olup çeviridir ve farmakolojik bilgiler verir.