Arama

Süleymaniye’nin sırları

Kanuni Sultan Süleyman'ın hükümdarlığında "Muhteşem Yüzyıl" olarak bilinen bir devre haşmetli eserlerle mührünü bastı Mimar Sinan. "Kalfalık eserim" dediği Süleymaniye Camii'nde öyle mimari incelikler kullandı ki, bugünün teknolojisi bile onun tekniğine erişemedi. Bundan tam 463 yıl önce ibadete açılması vesilesiyle, Süleymaniye Camii'nin bilmediğiniz sırlarını sizlerle buluşturuyoruz.

  • 11
  • 21
HER TAŞINDA ELMAS BARINDIRAN CEVAHİR MİNARESİ
HER TAŞINDA ELMAS BARINDIRAN CEVAHİR MİNARESİ

Süleymaniye Camii'nin mimarisindeki bir diğer özellik de avlunun hemen solunda bulunan ve daha küçük boyutta olan "Cevahir Minaresi".

Asırlar önce Evliya Çelebi'ye dayanan bir rivayete göre, caminin yapımının uzaması karşısında mali açıdan sıkıntı çekildiğini düşünen İran Şahı Tahmasb, Kanuni Sultan Süleyman'a inşaatın devamı için elmas ve değerli taşlar gönderdi.

Kanunu Sultan Süleyman ise, kendisini öfkelendiren bu hediyelere cevaben, caminin her taşının bu taşlardan çok daha değerli olduğunu söyleyerek taşları mimarbaşına verdi. Mimarbaşı Sinan da bu taşları, inşa ettiği cami minaresinin taşlarının içine yerleştirdi. Bu minare, bu değerli taşları içinde barındırdığı için "Cevahir Minaresi" olarak biliniyor.

  • 12
  • 21
SÜLEYMANİYE’NİN İÇİNİ SÜSLEYEN AYETLER
SÜLEYMANİYE’NİN İÇİNİ SÜSLEYEN AYETLER

Mimar Sinan, caminin içi tasarlarken Kur'an-ı Kerim'den bazı ayetleri, anlamları ile bağdaşan yerlere hat yazılarıyla nakşettirdi.

Onlardan bir tanesi, caminin ana kubbesinde yer alan Nur suresinin 35'inci ayeti:

"Allah göklerin ve yerin nûrudur. Onun nûrunun misali, içinde kandil bulunan bir kandilliktir. Kandil bir cam içindedir, cam inciyi andıran bir yıldızdır; (bu kandil) doğuya da batıya da ait olmayan, yağı neredeyse ateş dokunmasa bile ışık veren mübarek bir zeytin ağacından yakılır. Nûr üstüne nûr. Allah nûruna dilediğini kavuşturur. Allah insanlar için misaller veriyor, Allah her şeyi hakkıyla bilendir."

Mihrabın üzerinde Ahmed Karahisari hattıyla, Ali İmran suresinin 37'inci ayetinden bir bölüm bulunur: "Zekeriya ne zaman bulunduğu mihraba girdiyse onun yanında bir yiyecek buldu."

  • 13
  • 21
EBCET HESABINDA İLGİNÇ DETAY
EBCET HESABINDA İLGİNÇ DETAY

Mimar Sinan, Süleymaniye Camii'nin içindeki ölçüleri de ebcet hesabına göre tasarlamıştı.

Cami içindeki mesafeler ölçüldüğünde, bütün mesafeler ebcet hesabı ile "Allah" isminin katları oluyor. Minare yüksekliği, kubbe çapı gibi bazı uzunluk ve açılar birbirine orantılandığında "Pi" sayısı ya da dünya ekseninin eğim açısı olan 23 gibi rakamları verdiği söyleniyor.

  • 14
  • 21
GENİŞ COĞRAFYAYA YAYILAN İMPARATORLUĞUN SİMGESİ
GENİŞ COĞRAFYAYA YAYILAN İMPARATORLUĞUN SİMGESİ

Caminin malzemeleri farklı yerlerden getirildi. Bunun simgesel açıdan önemi ise oldukça büyük: Osmanlı'nın farklı uygarlıklara ve geniş bir coğrafyaya hükmettiği gösteriliyordu.

Beyaz mermerler Marmara Adası'ndan, yeşil mermerler Arabistan'dan, taşlar İstanbul ve Yalova'dan, küfeki (deniz kabuklarının oluşturduğu istiridye kalkeri) İstanbul'dan, alçı ve kireç İznik-Bursa'dan, kerestesi Istıranca'dan, demir Bulgaristan'dan ve kurşun da Sırbistan'dan getirildi.

  • 15
  • 21
DÖRT MİNARE NEYİ TEMSİL EDİYOR?
DÖRT MİNARE NEYİ TEMSİL EDİYOR?

Caminin mimarisinde oldukça ilginç detaylar bulunuyor. Avlunun dört köşesinde bulunan dört minare, Kanuni'nin İstanbul'un fethinden sonraki dördüncü padişah oluşunu simgeliyor.

Bu minarelerin camiye bitişik, ikisi üçer şerefeli ve 76 metre yüksekliğindeydi. Diğer ikisi ise ikişer şerefeli ve 56 metre yüksekliğindeydi. Minarelerdeki bu on şerefe, Kanuni'nin Osmanlı'nın onuncu padişahı olduğuna işaret ediyor.

Fikriyat

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN