Arama

Tarih boyunca sırrı çözülemeyen gizemli olaylar

Dünya tarihinde yaşanılan bazı olaylar var ki, teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, bu olayların gizemi akıllarda daima soru işareti bırakacak gibi görünüyor. Geçmişten günümüze sırrı çözülemeyen o olayları sizler için derledik…

  • 5
  • 15
MISIR PİRAMİTLERİNİN ÇÖZÜLEMEYEN SIRLARI
MISIR PİRAMİTLERİNİN ÇÖZÜLEMEYEN SIRLARI

Mısır Piramitleri, genellikle Firavunların mezarları olarak inşa edilen yapılardır. Bilinen en eski piramit, Üçüncü Hanedan döneminde inşa ettirilmiş ve mimar Imhotep tarafından tasarlanmış olan Basamaklı Piramittir.

Piramitler zamanında çalıştırılan işçiler, mimarlar ve bu sırrı bilen her kim varsa öldürülmüşlerdir. Bu gizemli yapılardan Keops Piramidi dünyanın yedi harikasından birisidir.

Mısır Piramitleri, tüm detaylarıyla yüzyıllardır gizemini koruyan yapılardır. Kimler tarafından, nasıl yapıldığı tam bir soru işaretidir. Mısır piramitlerinin özellikleri keşfedildikçe insanlık bu yapılara daha da hayran kalmıştır. Sırrı hâlâ çözülemeyen Mısır Piramitlerinin bazı ilginç özellikleri şu şekilde:

Piramitlerin her biri 20 ton olan taşlardan inşa edildi. Bu taşları temin edilebilecek en yakın mesafe yüzlerce kilometre uzaklıkta. Piramitlerin yapımında kullanılan bu taşların nasıl getirildiği konusunda kesin olmayan farklı varsayımlar bulunur.

Piramit, kimin adına yapıldıysa, o kişinin öldükten sonra mumyalanarak piramit içerisindeki mezarının bulunduğu odasına, yılda sadece iki kez, doğduğu ve tahta çıktığı günlerde güneş girer.

Piramitler incelenirken ilk kez keşfedilen mumyalarda radyoaktif madde bulunduğundan 12 bilim adamı kanserden öldü.

Nedeni günümüzde hala çözülememiş bir başka olay ise, piramitlerin içerisinde ultra sound, radar, sonar gibi cihazların çalışmamasıdır.

Kirletilmiş su, birkaç gün piramidin içine beklediğinde, su arıtılmış olarak geri alınır.

Piramidin içerisine konulan süt, birkaç gün süreyle taze kalır ve ardından bozulmadan yoğurt haline gelir.

Bitkiler piramidin içerisinde normalinden daha hızlı sürede büyürler.

Piramidin içine bırakılmış su, beş hafta süreyle bekletildikten sonra yüz losyonu olarak kullanılabilir hale gelir.

Çöp bidonu içindeki yemek artıkları, hiç koku vermeden piramit içinde mumyalaşır.

Kesik, yanık, sıyrık gibi yaralar büyükçe bir piramitin içinde daha çabuk iyileşme sürecine girerler.

Piramitlerin bazı odalarının içinde ne olduğu hakkında bir bilgi yoktur; araştırmacıların çoğu, ya içinde bulunan labirentte kayboldular ya da aynı yerde birkaç tur attılar. Ancak, içlerini gören hiç olmadı.

  • 6
  • 15
YÜZ HATLARI BİRBİRİNDEN FARKLI 8 BİN TAŞ ASKER
YÜZ HATLARI BİRBİRİNDEN FARKLI 8 BİN TAŞ ASKER

Terra-Cotta Ordusu, 1974 yılında bir çiftçi tarafından bulundu. Atları, at arabaları, okları ve bronz kılıçlarıyla 2 bin yıldır yerin altında kalan bu "ordu" arkeoloji dünyasında büyük heyecan yarattı.

Ancak heykellerin birbirine çok yakın olması, kırılgan ve kilden yapılmaları nedeniyle arkeologlar inceleme yapmakta zorlandılar. Toprak Askerler aslında daha önce 1920 yılında bulunmuştu; fakat askerleri gören köylü korkarak askerleri tekrar gömmüştü.

Terra-cotta diğer bir ismiyle "Taş Askerler" 1974 yılında yine bölge halkından birileri kuyu kazarken tesadüfen fark edildi. Çiftçiler kazdıkça yerin altında sadece askerlerin değil; askerlerle birlikte gerçeğine uygun boyutta yapılmış atlar, at arabaları, diğer savaş arabaları, silahlar ve hizmetkârların da bulunduğunu keşfettiler.

Toprak Askerlerin inşası eski Çin Hükümdarı Qin Şhi Huang'ın ölümüyle ilişkilendirilir. Çünkü Çin'de Qin Hanedanlığı döneminden önce eski bir geleneğe göre, hükümdar öldüğünde hizmetkârları, savaş malzemeleri, askerleri, özel eşyaları ve hatta eşleri ile birlikte gömülürdü. Ancak Çin hükümdarı Qin Şhi Huang, öldüğünde kendisi için askerlerinin ve hizmetkârlarının öldürülmesini istemedi ve kendisine diğer dünyada eşlik etmek üzere pişmiş toprak ve bronzdan askerler, savaş arabaları, hizmetkârlar ve diğer ihtiyaçlarının hazırlanmasını emretti.

Boyları 183-195 cm arasında değişen bu Toprak Askerlerin her birinin yüz hatları farklıdır. Kazı alanında çoğu halen toprak altında 8000 asker, 520 atıyla birlikte 130 savaş arabası, 150 süvari atı bulunduğu tahmin ediliyor.

  • 7
  • 15
82 TONLUK DEV MOAİ HEYKELLERİ
82 TONLUK DEV MOAİ HEYKELLERİ

Pasifik okyanusundaki Paskalya Adasında yer alan Moai adlı insan heykellerinin en büyüğü 10 metre uzunluğa ve 82 ton ağırlığa sahip.

Moai heykellerini ve adada yer alan tapınakları 1722'de adaya ayak basan Alman bir denizci keşfetti. 1935'te giden Alman dilbilimci ise, adada yaptığı inceleme sonucunda 638 tane heykeli türlerine ve büyüklüklerine göre sınıflandırarak kaydetti.

1969 ile 1976 arasında yürütülen araştırmalarda ise, 887 heykel kayda geçirildi. Ancak adada toplamda binden fazla heykel olduğu tahmin ediliyor. Moailer abartılmış derecede uzun kulakları, güçlü çıkıntılı çeneleri, büyük başları ve kolsuz gövdeleri ile insanı etkileyen görkemli heykellerdir. İyice belirli olan göz delikleri ile düz burunları ile hepsi aynı biçimdedir.

Uzmanların araştırmalarına göre bir Moai'yi yontmak, taşımak ve ahunun üzerine yerleştirmek için 23 bin kişinin çalışması gerektirir. Yaklaşık bin adet heykel olduğu düşünüldüğünde olayın ihtişamı daha belirgin hale gelir. Bunca yıllık araştırma sonucunda bile, ancak yaklaşık bilgiler elde ediliyor. Okyanusun ortasındaki bu küçücük ada, 21'inci yüzyıl insanı için gizemini korumayı sürdürüyor.

  • 8
  • 15
DYATLOV GEÇİDİ’NDE DAĞCILAR NEDEN ÖLDÜ?
DYATLOV GEÇİDİ’NDE DAĞCILAR NEDEN ÖLDÜ?

Dyatlov Geçidi Vakası, Rus dağcıların Ural dağları eteklerindeki sır dolu ölümüdür. 2 Şubat 1959 yılında, Rus dağcı on arkadaş, Ural dağlarının eteklerinde bulunan ve bölgenin yerli kabilesi Mansiler tarafından "Ölüm Dağı" olarak adlandırılan bölgede, bir gece sır dolu şekilde öldüler.

Rus dağcılardan geriye, soğuktan kaskatı kesilmiş bedenleri, birinin koparılmış dili ve hiçbir darp izi olmamasına rağmen kırık kaburga kemikleri ve kafatası kırılmış bir dağcı kaldı. Olay yerine, ekibin lideri olan Alekseievich Dyatlov'un anısına "Dyatlov Geçidi" adı verildi.

Dokuz gencin ölümünden geriye kocaman bir sır perdesi kalmıştı. Olayın hemen ardından yapılan bir araştırma, dağcıların telefon ve kameraları çadırda bırakarak ve çadırı içeriden yırtarak, farklı yönlere botlarını dahi almadan çadırdan kaçtıklarını gösterdi. Olay yerinde, dağcılardan başka hiçbir insan türü canlının ayak izlerine rastlanmadı. Gece -30 derecelerde dağcıları o denli korkutan ve botsuz karda koşmalarına neden olacak ne yaşandı?

Arama kurtarma ekiplerinin ilk ulaştıkları cesetler olan Yuri Krivonişenko, Yuri Doroşenko, Igor Dyatlov, Zina Kolmogorova ve Rüstem Slobodin'e yapılan ilk incelemenin ardından ölüm nedenleri olarak Hipotermi teşhisi konulmuştu. Dağcılar soğuktan etkilenmiş ve gecenin karanlığında tek tek ölmeye başlamışlardı. Hatta Slobodin'in kafatasında bir kırık tespit edilmiş; fakat incelemelerde kırığın genel durumunun ölüm sebebi olmayacağı kanısına varılmıştı. Ancak, şu da belirtilmiştir ki; Slobodin, o gece sebebi bilinmeyen darbeyi aldıktan sonra bayılarak soğuktan donmuştu.

Olayın en ilginç yönü ise, Brinollel'in kafatasındaki, Dubinina ve Zolotarev'in kaburgalarındaki kırıklardı. Daha da fazlası Dubinina'nın dili, gözleri ve dudağı yoktu. Kaburgalarında kırıklar tespit edilen iki cesette de dışarıdan bir darbe izine rastlanmamıştı. Çok ilginçtir ki sonradan yapılan incelemede, elbiselerin üzerinde radyasyon kalıntılarına rastlandı.

  • 9
  • 15
51. BÖLGE’DE NELER OLUYOR?
51. BÖLGE’DE NELER OLUYOR?

"Başkan seçildiğiniz zaman insanların size sorduğu ilk soru, '51. Bölge'de ne olup bitiyor' oluyor"

Obama, aktris Shirley MacLaine ile konuşurken…

51. bölge her zaman kurgu ve gerçek arasında gidip gelmiştir. Ta ki Amerika başkanı Barrack Obama "51. bölge" sözünü ağzına alıp bölgeyi resmileştirene kadar.

51. Bölge, ABD Las Vegas'ın 153 km kuzeyinde, Groom Gölü yakınında olup Nevada Test Sahası ve Nellis Hava Kuvvetleri Sahası ile çevrelidir. En yakın yerleşim birimi, hemen kuzey sınırında bulunan Rachel kasabasıdır. 51. Bölgenin içinde bulunduğu arazi 76 kilometrekaredir. 51. Bölgeye yetkisiz hiç kimse alınmadığından, daha üst düzey askeri görevlilerin öldürme yetkisi bulunur. Ne karadan, ne de havadan, bu çok gizli üssün 30 mil etrafına hiç kimse yaklaştırılmaz.

51. Bölge, günümüzün en gizemli konularından birisidir. Bir bölgenin sır gibi saklanılması, hakkında açıklama yapılmaması, başkanların bile özel izinle girebiliyor olması, bölge hakkındaki merakları uyandırmakla birlikte, burada bir şeyler mi gizleniyor sorusunu da beraberinde getiriyor.

UFO'ların ve uzaylıların burada tutuldukları 51. Bölge teorilerinden birisidir. Fakat en büyük teori "Aya Çıkma Yalanı" adlı belgeselde geçer.

Soğuk Savaş döneminde aya ilk ayak basan ülkenin dünyanın süper gücü olacağına inanılıyordu. Bu nedenle uzay yolculuğu o dönemin iki süper güç adayı Amerika ve Rusya için çok önemli bir husustu. Belgeseldeki iddiaya göre aya hiç bir zaman ayak basılmamıştı ve bu video Amerika'nın Soğuk Savaş döneminde kendisini süper güç ilan etme oyunuydu.

Ne o zamanın teknolojisi Ay'a insan taşımak için yeterliydi, ne de video Ay'da çekilmişe benziyordu. İddialara göre Ay'a çıkma videosu, 51. Bölgede çekilmişti ve bölgenin sır gibi saklanmasının asıl sebebi de buydu.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN