Türk konukseverliğinin simgesi: Kervansaraylar
Anadolu'da geçmişte doğudan batıya güneyden kuzeye birçok güzergahta yaptırılan yüzlerce kervansaray, Türklerin ticarete verdiği önemi, konukseverliğini ve sosyal devlet anlayışını yansıtıyor.
Giriş Tarihi: 22.09.2018
13:22
Güncelleme Tarihi: 22.09.2018
13:30
Şimşir, daha çok taştan yapılan kervansarayların en dikkati çeken bölümlerinin taç kapıları olduğuna değinerek, şu bilgileri aktardı:
"Kervansaraylar geleneksel mimarimizi yansıtan eserlerdir. Özellikle taç kapılar ana cephede yapının ihtişamını ve yaptıran kişinin prestijini yansıtmak üzere en özenli malzemelerin seçildiği, en güzel süslemenin bulunduğu mekanlardır.
Diğer yapılarda olduğu gibi kervansaraylarda da geometrik süslemenin yoğun kullanıldığını görüyoruz. Bunun yanında Rumi motifler, yapıların kitabelerinde ayet ve hadislerin yer aldığını görüyoruz. Açık ve kapalı avlulu kervansaraylarda iki taç kapının varlığını görüyoruz. Sultanhanı bunun uygulandığı en güzel örneklerden biridir."
Alaaddin Keykubat döneminde 1223 yılında yaptırılan Sultanhanı'nın en güzide eserlerden biri olduğunu vurgulayan Şimşir, şunları kaydetti:
"Taç kapısı mermerden yapılmış, süsleme açısından son derece yoğun ve güzel bezemelere sahiptir. Konya'daki Alaaddin Camisi'ni yapan Şamlı usta Muhammet Bin Havlan tarafından yapılmıştır. Kızılören Hanı, Konya'ya yaklaşık 30-40 kilometre mesafededir. 1206 yılında I. Gıyasettin Keyhüsrev'in ikinci saltanat döneminde yapılmıştır.
Sultanların yaptırdığı hanlara sultan hanları diyoruz. Bunun dışında Obruk Han, Ağzıkarahan, Alay Han, Isparta'daki Eğirdir Hanı, Denizli'deki Akhan, Afyon yakınlarındaki İshaklı Kervansarayı önemli örneklerdendir."
Anadolu'da doğudan batıya, güneyden kuzeye, birçok güzergahta ayakta kalmış yapılar bulunduğunu bildiren Şimşir, şu görüşleri dile getirdi: