Yahya Kemal'i derinden sarsan olay: Hırka-i Saadet'i ziyareti
Yahya Kemal, şiirleri ve düşünceleriyle dönemine damgasını vuran isimlerden biriydi. Osmanlı'dan edindiği zengin kültürel birikimin yanında şiir, müzik, resim, mimarî hakkında bilgileri ile insanları kendine hayran bırakırdı. 14 Şubat 1921 tarihinde yayımlanan ''Hilafete Yakın Bir Gün'' başlıklı yazısında, kendisini derinden sarsan bir olayı kaleme aldı. Topkapı Sarayı'ndaki Hırka-i Saadet Dairesi'ni ziyaret ettiğinde o güne kadar bilmediği bir gerçekle karşılaştı.
Giriş Tarihi: 02.12.2020
10:58
Güncelleme Tarihi: 21.06.2023
15:22
Rehberim Lütfi Bey'e sordum: "Hırka-i Saadet'te, ne zamanlar bu hatim indirilir?" Lütfi Bey gülümseyerek kulağıma dedi ki "Her gün! Her saat! Dört yüz seneden beri geceli, gündüzlü bilafasıla"
Hayretten gözlerim kamaşmış dinliyorum. Lütfi Bey biraz malumat verdi:
"Sultan Selim, hilafetin alameti olan Hırka-i Şerif, Sancak-ı Şerif ve diğer emanat-ı mübarekeyi Mısır'dan İstanbul'a hatimler indirterek getirmiş. İstanbul'a vardığı gece, sarayda yüksek bir mevkiye yerleştirmiş, mimarbaşı ve ustalar, asıl tevdi olunacak makamı harıl harıl inşa ederken sefer yorgunluğuna bakılmaksızın sabaha kadar ayakta beklemiş. O gece, geceli gündüzlü Kur'an okunması için bir vazife tertip ederek kırkıncısı bizzat kendi olmak üzere kırk hafız tayin etmiş. İşte o günden bu ana kadar bu dairede bir saniye tevakkuf etmeksizin Kur'an okunuyor! Bu hafızlar el'an kırk kişidir, daima ikişerli nöbetleşe vazifelerini ifa ederler. Bugün de iki hafızın nöbeti!" dedi.
Osmanlı'nın asırlık geleneği: Hırka-i saadet alayı
Bu gece, bu saat, ben bu satırları yazarken Hırka-i Saadet Dairesi'nde Kur'an okunuyor. Siz bu saat benim satırlarımı okurken, Hırka-i Saâdet Dairesi'nde Kur'ân-ı Kerim okunuyor! Tam dört yüz seneden beri fasılasız!
O günden beri bu düşünce saat rakkası gibi hafızamda sallanıyor. Hilafet makamı olan İstanbul'da, böyle bir makamın yanında, dört asırdır durmamış bir Kur'ân-ı Kerim sesi olduğunu bilmezdim. Nice İstanbullular ve nice Türkler de bilmezler. Bu sarayın içinde dört yüz seneden beri olmuş ihtilaller, hal'ler, kıtaller, bu Kur'ân-ı Kerim'in sesini bir an susturamamış. Bu hadiseyi idrak ettikten sonra, İstanbul'dan niçin çıkarılamıyoruz, bu şüpheyi halleder gibi oldum."
📌 Yahya Kemal "Ezan ve Kur'an" isimli yazısının sonunda ise Türklerin temel değerleri hakkında şu tarihi hakikati kaleme aldı:
"Gezintilerimde bir hakikati keşfettim. Bu devletin iki manevi temeli vardır. Fatih'in Ayasofya minaresinden okuttuğu ezan ki, hala okunuyor! Selim'in Hırka-i Saadet önünde okuttuğu Kur'an ki, hala okunuyor!"