Avucumuzun içindeki tehlike çanları
Posta güvercinleriyle, haftalarca beklenilen mektuplarla daha da eskiye gidersek dumanla haberleşmeyi sağlayan insanlık tarihi, bir alo sesini uyduğu an ne kadar da heyecanlanmıştı. Şimdilerde avuç içi boyutunda bir cihazda dünya elimizin altında. Peki, bu durum ihtiyacı mı bağımlılığı mı getirdi? Cep telefonu sağlığımızda etkili olmaya başladı. Bizler bunun ne kadar farkındayız?
Giriş Tarihi: 22.11.2018
13:51
Güncelleme Tarihi: 22.11.2018
13:55
DÜŞÜK ‘SAR’ DEĞERLİ TELEFONLARI TERCİH EDİN
SAR, vücudun kg'ı başına Watt olarak soğurulan enerji miktarını gösteren bir ölçüdür. 70 kilogramlık bir kişinin vücudu, "hareketsiz durumda" yaklaşık olarak saniyede 80 Watt'a eşdeğer bir enerji tüketiyor (80 Watt'lık bir elektrik ampulünün yanarken tükettiği enerji kadar). Buradan, vücudun kilogramı başına güç yoğunluğu olarak kabaca 80/70=1,2 Watt bulunur. 0,6 Watt/kg değerinin altındaki SAR değerleri olanlar, düşük radyasyonlu telefonlar olarak kabul ediliyor.
Radyasyondan Korunma Kurumu (BfS), SAR değeri 0,6 Watt/kg'ın altında olan ve eskiyip atıldığında ya da geri dönüşümünde yapısı, çevreye az zarar verebilecek, cep telefonlarını 'Mavi Melek' etiketiyle ödüllendiriyor. BfS, vücuda 2,5 cm yakınlıkta, 2 Watt/kg'lık SAR sınır değerini belirliyor ve bunun altında kalınmasını öneriyor.
KULAKLIK CEP TELEFONU ETKİSİNİ NASIL ETKİLİYOR?
Cep telefonlarının doğrudan kulağa yapıştırılmasıyla, kablosuz Bluetooth ya da kablolu kulaklıklarla kullanılması durumları ayrı ayrı‚ 'insan başı modelleri (fantom)' üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar ve ayrıntılı ölçümlerle karşılaştırıldı.
Kulaklık kullanıldığında etki, telefon ancak vücuttan oldukça uzaktaysa azalabilir (örneğin yarım metre kadar uzaktaysa ya da arka cebimizdeyse). Bu sağlanmadığında, vücuda olabilecek etki, iki kaynaktan gelen EM radyasyonla, çok az da olsa, bir miktar artabilir.
Her ne kadar kulaklıklar vücuda olabilecek etkiyi önemli oranda azaltıyorlarsa da, bulunulan yere göre, gerek kulaklığın ve gerekse telefonunun çevredeki başka EM radyasyonları da algılaması sonucu vücutta ısıl ve ısıl olmayan etkilerin artabileceği düşünülmelidir.
OTOMOBİLLERDE KULAKLIK YERİNE DIŞ ANTENE BAĞLANIN
Zorunlu bir durum olmadıkça otomobil ve trenlerde cep telefonuyla konuşulmamalı. Genel olarak otomobillerde, (trenlerde de) kulaklıklı, hoparlörlü telefonlar dış antensiz kullanıldığında, karoserinin 'Faraday Kafesi' zırhlaması sonucu içeriye çok az girebilecek EM radyasyonu alabilmek için telefon elektriksel gücünü artırmak zorunda kalacak ve bunun sonucu olarak araçtaki telefonun artan güçteki yayını hem konuşanı ve hem de doğrudan ve metal yüzeylerden yansımalar sonucu araçtakileri daha çok etkileyecektir.
Bina içinde, pencereye yakın durup, telefonu pencereyle aramıza alarak konuşmalıyız (telefonun yayın ya da çalışma gücü azalacağından bize etkisi de azalacaktır ve elektromanyetik radyasyon başımızdan önce, telefondan geçecektir).