Bahar renkleri ile bezenen İstanbul koruları
Tarihten günümüze İstanbul'un en değerli mirasları olan korular, baharın gelişi ve doğanın uyanışıyla bizleri farklı bir yolculuğa çıkarıyorlar. Yeşilin bin bir tonu, İstanbul ağacı olarak nitelendirilen erguvan ve benzerine ancak Japonya'da rastlayabileceğiniz Sakura… İstanbul'da, şehrin merkezinde gürültü ve karmaşadan uzaklaşabileceğiniz, kısa bir mola vererek soluklanabileceğiniz birbirinden güzel koruları sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 17.03.2019
10:05
Güncelleme Tarihi: 17.03.2019
10:08
ÇUBUKLU KORUSU VE HİDİV KASRI
Çubuklu Korusu ve Hidiv Kasrı nerede?
Üsküdar-Beykoz sahil yolu üzerinde, Kanlıca yakınlarındaki Çubuklu Korusu, her biri künyeli ve soy kütüğüne sahip ağaçlarla kaplı geniş bir koruluğa ve koru içinde güzel bir koşu ve yürüyüş yoluna sahip.
Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında harika görseller sunan bu korulukta, güzel bir doğa yürüyüşü yapabilir, Boğaz'ın muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz.
Hidiv Kasrı'nın kafesinde yapacağınız kahvaltı ile kasrın tarihi dokusunun, bahçesindeki sincapların, cıvıl cıvıl kuş seslerinin ve köşkün mevsimine göre lalelerle ve güllerle dolu bahçesinin tadını çıkarabilirsiniz.
Mihrabat Korusu nerede?
İstanbul'un sakin semti Kanlıca'da yer alan Mihrabat Korusu, muhteşem Boğaz manzarası, yürüyüş parkurları, yemyeşil ağaçları ile güzel bir gün geçirmeyi garanti ediyor.
Tempolu yürüyerek yarım saatte koruyu turlayabilirsiniz. Yürüyüş sonrası çayınızı, kahvenizi içeceğiniz kafeler de var.
Mihrabat Korusu'nun geçmişi, tarihinin Osmanlı İmparatorluğu'na kadar uzanıyor. Koru, adını Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılan ve padişah III. Ahmet'e hediye edilen, ancak bugün mevcut olmayan Mihrabat Kasrı'ndan alıyor. Bu güzel kasır, inşası tamamlandıktan çok kısa bir süre sonra çıkan bir Yeniçeri isyanında ne yazık ki tamamen yıkılıp yakılmıştır.
Yüzyıllar boyu padişahları, sultanları ağırlayan ve yazarlara ilham kaynağı olan bu mekân, oldukça farklı bir hissiyat uyandırıyor. Bugün koruda, anıtsal boyutlara ulaşmış servi ve fıstık çamlarının yanı sıra akçakesme, çınar, kermes meşesi ile erguvan bulunuyor.
Cemile Sultan Korusu nerede?
Kandilli'de bulunan Cemile Sultan Korusu, Sultan Abdülmecit'in kızı Cemile Sultan anısına padişah tarafından satın alınmış, sonraki yıllarda da çeşitli isimlere ev sahipliği yapmış.
İlerleyen yıllarda İTO Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı tarafından kiralanarak hizmete açılmış. Üyelik sisteminin uygulanıyor ancak içerisi dolu değilse çoğunlukla halka açık. Kafeleri ve iki köprü manzaralı havuzuyla görülebilecek en güzel İstanbul manzarasına sahip korulardan biri.
ABRAHAM PAŞA KORUSU (BEYKOZ KORUSU)
Beykoz Korusu nerede?
Abraham Paşa'nın padişahla tavla oynarken kazandığı söylenen koru, Boğaz'a hâkim bir noktada Beykoz ve Paşabahçe sırtlarından başlayarak Riva'ya kadar uzanan geniş bir alana sahip. Anadolu yakasındaki korular içerisinde en uzun yürüyüşlerin yapılabileceği bir yer.
Adını, Osmanlı Devleti'nin son döneminde zenginliği ile ün yapmış Ermeni asıllı bir vezir olan Karakahya Abraham Paşa'dan almıştır. Çok büyük olan bu koruyu Abraham Paşa Fransız bahçe mimarlarına düzenlettirmiş, içine köşkler, kuşhaneler ve havuzlar yaptırarak o zamana kadar Türkiye'de yetiştirilmemiş bitki ve ağaçları diktirmiştir.
Korunun içinde iki tane kır kahvesi, bir restoran, iki sera, çocuk bahçesi ve piknik alanları yer alıyor. Ayrıca korunun içindeki havuzlar, bu havuzlardan birinin içindeki adacık ve saray kalıntısı ilginizi çekebilir.
Koru içinde sekoya, kırmızı yapraklı karaağaç, Japon saforası gibi nadide ağaçların yanı sıra, bol miktarda atkestanesi, çınar, ıhlamur, meşe, erguvan ve çeşitli türlerdeki akasyalar da bulunur.
Küçük Çamlıca Korusu nerede?
227 metre yükseklikteki Küçük Çamlıca Tepesi üzerinde ve Üsküdar'a 4 kilometre mesafede yer alan bu koru, II. Mahmut zamanında önem kazanmıştır. O devirden itibaren, burada at gezintileri yapılmış ve ava çıkılmıştır.
Cumhuriyet devrinde, 1940 yılında Dr. Lütfü Kırdar tarafından kamulaştırılmış olan Küçük Çamlıca Korusu'na iyi sahip çıkılamamış, gecekondulaşma nedeniyle korunun büyük kısmı yok olmuştur. Geriye kalan kısmı 1980'de İstanbul Belediyesi tarafından temizletilip halkın kullanımına açılmıştır.
Bugün koru içinde halkın yararlanabildiği ve kafe olarak işletilen köşkler bulunur. Küçük Çamlıca Korusu'nun genel bitki örtüsünü fıstık çamı, karaçam, servi, çınar, gürgen ve ıhlamur ağaçları oluşturur.