Başarılı icat ve gözlemlerin ardındaki Edison gerçekleri
Edison, öğretmeni tarafından dikkatsiz ve odaklanma sorunu yaşayan bir çocuk olarak nitelendirildi. Okuldan uzaklaştırıldı, eğitimine evde devam etti. Çocukken geçirdiği kızıl hastalığı ve orta kulak iltihabı nedeniyle işitme sorunu yaşayan Edison, evlerinin bodrumunda küçük bir kimya laboratuvarı kurdu, kendi başına bir telgraf aleti yaptı ve Mors alfabesini öğrendi. Peki, Edison'ın icatlarının arka planındaki gerçekler neydi? Tarihte bugün, elektrik ampulünü kamuya tanıtan Edison hakkındaki bilgileri derledik.
New Jersey Newark'ta bir imalathane kurarak, telgraf ve telem aygıtları üretmeye başlar. Daha sonra imalathanesini kapatarak 1876'da New Jersey'deki Menlo Park'ta ilk endüstriyel araştırma laboratuvarını kurar ve tüm zamanını yeni buluşlar yapmaya yönelik çalışmalara ayırır. Çevresine sonradan Edison öncülerinin çekirdeğini teşkil edecek bir grup çalışkan, genç yardımcı toplar, atölyeleri bir çeşit deneysel okuldur. Graham Bell'in icat ettiği telefona, karbondan bir iletici ekleyerek telefonu geliştirir. Daha sonra yüksek sesle telefon konuşması olanağı sağlayan elektromotografı bulur. Ses dalgalarının dinamiği üzerine yaptığı bu çalışmalardan yararlanarak fonografı icat eder (geliştirilmiş hali gramofondur). Fonografa ilk olarak Mary Little Lamb şiirini okuyarak kaydeder. Fonografı çalıştırdığında sözcükler cızırtılı ama oldukça net bir biçimde duyulur. Bu buluşu çok yankı uyandırır ve Menlo Park Sihirbazı unvanı verilir.
Patent Ofisi, ampulün patenti William Wallace'a ait olduğu gerekçesiyle Edison'un patentini 6 yıl onaylamadı. 1878'de William E. Sawyer'in yaptığı 500 mum gücündeki ark lambasından etkilenen Edison, bundan daha güvenli olan ve daha ucuz bir yöntemle çalışan yeni bir elektrik lambasını geliştirme çalışmasına girişir. Bu amaçla, iş adamlarının parasal desteğini sağlar ve Edison Electric Light Company'i kurar. Oksijenle yanan elektrik arkı yerine, havası boşaltılmış bir ortamda (vakum) ışık yayan ve düşük akımla çalışan bir ampul yapmayı tasarlar. Bu amaçla, 13 ay boyunca flaman olarak kullanabileceği bir metal tel yapmaya uğraşır. Sonunda 21 Ekim 1879'da özel yüksek voltajlı elektrik üreteçlerinden elde ettiği akımla çalışan karbon flamanlı elektrik ampulünü halka tanıtır.
1883'te metal ile flaman arasına galvanometre bağlayınca, metalden elektrik geçtiğini bulur. Edison Etkisi denilen bu buluş sayesinde, diyot (akım doğrultucu olarak kullanılan iki elektrotlu lamba) ve triyot (üç elektrotlu lamba) yapılır, bu da radyonun icadını kolaylaşır.
Elektrik, New York şehrinde 1870'lerin sonunda kullanılmaya başlar. Edison'un Pearl Caddesi'ndeki doğru akım jeneratörü ise bir anda tekel haline gelir. New York şehrinin zenginleri, evlerine elektrik bağlatmak için sıraya girer. 1884'te Nikola Tesla dünyanın en büyük elektrik mühendisi olarak gördüğü kahramanı Thomas Alva Edison'un yanında işe başlar. Kısa zaman sonra doğru akım santralini iyileştirmek üzere görevlendirilir. Edison, bu işi başarırsa kendisine 50.000 dolar vermeyi vaat eder. Edison'un verdiği işi bitiren Tesla, 50.000 dolarlık ikramiyesini isteyince, Edison, o zamanlar göçmen olan Tesla'ya, o sözü şaka olarak söylendiğini ve Tesla'nın tam bir Amerikalı olunca bu Amerikan şakasını anlayabileceğini söyler. Tesla hemen istifa eder.
Kendisi de bir mucit olan George Westinghouse'a alternatif akımla ilgili geliştirdiği patentleri satmasıyla Tesla'nın hayatı ve şansı değişecek ve akım savaşları başlayacaktı. Tesla'nın geliştirdiği alternatif akım dinamoları, transformatörleri ve motorlarıyla elektriğin çok daha ucuz bir şekilde uzaklara aktarılabileceği anlaşılır. Bunların hayata geçirilmesi, Edison'un elektrik dağıtımındaki tekelinin kırılması demekti.