Arama

Dostluk-düşmanlık arasında bir paradoks: Hafıza

Hafıza, duyularla elde ettiğimiz bilgileri sakladığımız, belirli şekillerde belleğimizde işlediğimiz ve gerekli zamanlarda hatırladığımız zihin gücüdür. Anılarımız, tecrübelerimiz, bilgi ve becerilerimizin tümü hafızamızda depolanır. Hafızamız, kimi zaman iyi bir dost kimi zamansa en azılı düşmanımızdır. Peki, olumlu ve olumsuz pek çok veriyi işleyen ve saklayan hafızamız, yaşamımızı nasıl etkiler? Yaşadığımız kötü olayları unutmak mı daha iyidir, unutmamak mı? Bize ait olmayan bir anıyı belleğimiz nasıl oluşturur? Hafıza kaybı kadar "unutamamanın" da hastalık olabileceğini hiç düşünmüş müydünüz?

  • 12
  • 16
ENFORMASYON ÇAĞI HAFIZAMIZI NASIL ETKİLİYOR?
ENFORMASYON ÇAĞI HAFIZAMIZI NASIL ETKİLİYOR?

Yaşadığımız çağ, bilgi ya da enformasyon çağı olarak adlandırılıyor. Gün içinde sınırsız enformasyona maruz kalıyor; bunların yalnızca küçük bir kısmını hafızamızda tutabiliyoruz.

💠

Üstelik hafızamızda bilgileri depolamaya lüzum görmüyoruz; çünkü internetten yapacağımız küçük bir araştırma aradığımız bilgiyi anında önümüze serebiliyor ya da akıllı telefonlara pek çok veriyi kaydedebiliyor istediğimiz zaman dönüp bu bilgiyi tekrar edebiliyoruz.

Geçmişte pek çok telefon numarasını ezbere bilirken şimdi en yakınlarımızın numarasını bile telefon yardımı olmadan hatırlayamayışımız bunun en basit göstergelerinden.

📌 Yapılan bilimsel araştırmalar da akıllı telefon ve bilgisayar teknolojilerinin hafızayı zayıflattığı, bireyleri tembelleştirdiği, yaratıcı düşünme ve yeni fikirler üretmeyi zayıflattığı yönünde bulgular ortaya koyuyor.

  • 13
  • 16
MÜSLÜMAN ÂLİMLER BİLGİLERİ HAFIZALARINA KAYDEDERLERDİ
MÜSLÜMAN ÂLİMLER BİLGİLERİ HAFIZALARINA KAYDEDERLERDİ

Bugün herhangi bir konuda okumamız gereken pek çok kitap, makale, yayın var ve bunları hafızamızda yer etmesi için tekrar tekrar okumamız mümkün değil.

💠

Peki, bilginin bu kadar çok çoğaltılıp paylaşılmadığı dönemde ünlü âlimlerin durumu nasıldı?

📌 Kültür ve medeniyet tarihimizde öyle isimler vardı ki yaşadıkları dönemde "ayaklı kütüphane" olarak adlandırılmışlardı.

Medeniyet tarihimizde ünlü âlimler, öğrendikleri her bilgiyi hafızalarına kaydeder; kitaba bakarak cevap vermeyi "koluna kabak bağlayarak yüzmeye" benzetirlerdi. Bu nedenle okuduklarını hıfzederek belleklerinde taşırlardı.

  • 14
  • 16
KİTAPLARINI EZBERİNDE TUTAN İBN-İ SİNA
KİTAPLARINI EZBERİNDE TUTAN İBN-İ SİNA

Genellikle tıp bilimi ile ilgili çalışmalarla ön plana çıksa da İbn-i Sina, disiplinlerarası çalışmalara imza atan, hem İslam dünyasında hem de Batı'da bilimsel çalışmalarıyla otorite kabul edilen bir âlim.

💠

10. yüzyılda yaşayan İbn-i Sina'nın kuvvetli bir hafızaya sahip olduğu iki olay üzerinden anlatılır.

📌 Bunların ilki, Samani hükümdarı Nuh bin Mansur'u tedavi etmesi için saraya davet edilen İbn-i Sina'nın buradaki kütüphaneden kitap alması mümkün olmayınca tıp alanındaki eserleri satır satır ezberlemesidir.

İkinci olay ise kaçak olarak yaşadığı bir dönemde Isfahan'a yolu düşen İbn-i Sina'dan dönemin âlimleri Kanun adlı eserini istemişler; yanında kitabı taşımayan İbn-i Sina, isterlerse ezbere yazdırabileceğini söylemiştir. Bu kitap daha sonra Horasan'daki bir nüsha ile karşılaştırılmış ve iki metnin arasında satır farkı bile olmadığı görülmüştür.

🔶🔸 İbn-i Sina Batı tıbbını nasıl etkiledi?

  • 15
  • 16
İLMİNİN SEVİYESİ KADAR HAFIZASI İLE DE TANINAN GAZALİ
İLMİNİN SEVİYESİ KADAR HAFIZASI İLE DE TANINAN GAZALİ

11. yüzyılda yaşayan Büyük Selçuklu Devleti devrinin İslam âlimi, mutasavvıfı ve müderrisi Gazali, ilminin seviyesi kadar hafızası ile de ün yapmış bir isimdir.

💠

Gazali, çalışmaları sırasında tuttuğu her notu hafızasına kaydederdi. Bu prensibi geliştirme sebebi, ilim için yollara düşen Gazali'nin gençlik yıllarında karşılaştığı bir olaydır.

Gazali, İran sınırları içinde yer alan Cürcan şehrinden dönüşü sırasında eşkıyalar tarafından gasp edilmiş; 5 yıl boyunca tuttuğu bütün notların elinden gitmesi ile emeklerinin zayi olacağını düşünmüş ve eşkıya reisine onların kendisine ilim kattığını, eşkıyaların işine yaramayacağını söyleyerek almaması yönünde ricada bulunmuştur.

📌 Eşkıya reisi ise Gazali'ye "Sen nasıl ilim sahibisin ki, elinden defterlerin alındığı zaman sende ilim namına bir şey kalmıyor" demiştir. Bu sözden etkilenen Gazali, bu olayı ibret olarak değerlendirerek öğrendiği her şeyi hafızasına kaydetmeye başlamıştır.

  • 16
  • 16
‘KAFASININ İÇİ, KÜTÜPHANESİNDEN DAHA ZENGİN OLAN ADAM’
‘KAFASININ İÇİ, KÜTÜPHANESİNDEN DAHA ZENGİN OLAN ADAM’

İbnülemin Mahmut Kemal, Osmanlı Devleti'ne 33 yıl boyunca çeşitli görevlerde hizmet etti. Kuvvetli bir inanca, güçlü bir hafızaya ve geniş bir tarih bilgisine sahipti.

💠

Osmanlı'nın son dönemlerinin en büyük hafızalarından biri olarak görülen İbnülemin Mahmut Kemal, "kafasının içi, kütüphanesinden daha zengin olan adam" şeklinde tanımlanırdı. Gördüğü, okuduğu, dinlediği hiçbir şeyi unutmamasıyla bilinirdi.

📌 Genellikle kendisinin konuştuğu uzun soluklu ve tarihin derinliklerine inen sohbetlerinden dolayı evi, "İbnülemin Akademisi" olarak da anılırdı. Evi, Mükrimin Halil Yinanç, Kazım İsmail Gürkan, Ahmet Hamdi Tanpınar, Süheyl Ünver gibi önemli isimlerin yanı sıra dönemin şairleri, sanatçıları, yazarlar ve musikişinaslarının uğrak mekânlarından biriydi.

🔶🔸 İbnülemin Mahmud Kemal kimdir?

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN