Geçmiş zaman rüzgarını günümüze taşıyan nostaljik aletler
Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir'in sonunda "Hayır muhakkak ki bu eski şeyleri kendileri için sevmiyoruz. Bizi onlara doğru çeken bıraktıkları boşluğun kendisidir. Ortada izi bulunsun veya bulunmasın, içimizdeki didişmeden kayıp olduğunu sandığımız bir tarafımızı onlarda arıyoruz." cümlelerini kurar. Bizi maziye götüren şeyleri neden sevdiğimizin cevabı hepimiz için farklıdır. Fakat eskiye ait birçok unsurun hepimizin hayatlarında bir karşılığı vardır. İlk alınan radyonun heyecanını veya gramofonunuzdan yayılan sesi huzurla dinlediğinizi hatırladığınızda bambaşka iklimlere doğru yolculuğa çıkabilirsiniz. Geçmiş zaman rüzgarını günümüze taşıyan nostaljik aletleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 24.09.2020
09:07
Güncelleme Tarihi: 29.03.2022
11:11
Ülkemizdeki ilk radyo yayınları
📼Türkiye'de radyo yayınlarının tarihi 1927 yılına kadar dayanır. 1927 yılında Türkiye Telefon Telsiz Anonim Şirketi (TTTAŞ) tarafından yapılan denemeler Türkiye'de gerçekleştirilen ilk radyo iletişimi olarak kabul edilir. TTTAŞ'nin yaptığı bu deneme yayınları henüz kimsede radyo alıcısı olmadığından her akşam postane binasının kapısının üzerine yerleştirilen hoparlör aracılığı ile halka duyurulur.
📼Kâr amacı güden bir şirket olarak devlet desteği ile kurulmuş olan TTTAŞ yaklaşık on yıllık bir sürede radyo yayıncılığına önemli bir ivme kazandıramaz. Bir bakıma, Türkiye'ye radyonun gelişi, 1927 yılı göz önüne alındığında hiç de geç sayılamaz. Fakat daha sonra yaşanan duraksama dönemi, radyonun Türkiye'deki gelişimini yavaşlatan bir süreç olarak göze çarpmaktadır. 1936 yılında ise radyo yayını yapma izni bir devlet kurumu olan Posta Telgraf Telefon İşletmesine (PTT) devredilir.
📼Bu gelişme radyo yayınlarının doğrudan devlet kontrolü altına geçmesi açısından, Türk yayıncılık tarihinde önem taşır. Çünkü 1936 yılına kadar Türkiye'deki radyo yayınlarını gerçekleştiren TTTAŞ, bir devlet teşekkülü değil, özel sermaye ortaklığıyla kurulmuştu. 1940 yılında ise Türkiye'deki radyo yayınları izni T.C. Başbakanlığına bağlı olan Matbuat Umum Müdürlüğüne devredildi.
📼1946 yılına kadar süren bu dönem, radyo yayınlarının 1946 yılında Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğünce yapılmaya başlamasına dek sürdü. 60'lı yıllarda, Ankara, Adana, Antalya ve Gaziantep illerine kurulan vericilerle yayın bölgesi daha da genişletildi. 1961 yılında ülkemizde iki milyona yakın radyo alıcısı varken, bu rakam 1980 yılında dört buçuk milyona ulaştı. 1964 yılında yayın yetkisi, TRT yani Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu'na aktarıldı ve TRT, tarafsız radyo yayınları yapmakla görevlendirildi.
Günümüzdeki kullanımı
📼İnsanların başına geçerek sevinçli huzurlu anlar yaşadığı eski radyolar günümüzde farklı teknolojik aletlerin yaygınlaşması ile birlikte arka plana atıldı. Artık onları daha çok antikacı dükkanlarının vitrinlerini süslerken görebiliyoruz. Kullanımı devam etse de çoğunlukla maziye karışan bu güzel aletten hafızlarımızda kalan bir manzara var: Radyonun çevresinde toplanıp küçük bir kutudan yayılan ses ile türlü duyguları aynı anda yaşayan insanların tatlı huzuru...
🔍 Kaybolan bir program geleneği: Radyo tiyatroları
Kum saatleri içinde kum olan, altı üstü geniş, beli ince, bir sıvının ya da çok ince taneli bir katının bir delikten geçerken daima aynı zamana ihtiyaç göstereceği ilkesine dayanarak çalışan zaman ölçme aracıdır.
📌Akış hızının sabit olmayıp, işlemin toplam süresinin sabit oluşu bu saatlerin dezavantajıdır. Saatlerde kumun yanında, zaman zaman pudra haline getirilmiş yumurta kabuğu, cıva ya da ince toz siyah mermer de kullanılmıştır.
🔍 Geçmişten günümüze saat çeşitleri
Kum saatinin kısa tarihçesi
📌Kum saati, Avrupa'da ilk kez 8. yüzyılda bir papazın buluşuyla kullanılmaya başlanmıştır. Camcılık becerisi geliştikçe, kumun doldurulduğu ağız da eritilerek kapatılmış ve nemlenerek akışın zorlaşmaması sağlanmıştır.
Kum saatinin kullanım alanları
📌Soğuk iklimlerde su saatine göre daha yaygın kullanımı olduğu halde, kum saati gün boyunca zaman ölçümü için çok uygun bir gereç değildi. Bunun için, ya çok büyük yapılması ya da başında her an birinin beklemesi gerekiyordu. Bazı kum saatlerinde bulunan kadrandaki gösterge, saatin her baş aşağı edilişinde bir saat ileri alınıyordu. Yine de, kum saati uzun bir dönem boyunca küçük zaman aralıklarının ölçülmesinde başarıyla kullanılmıştır.
Günümüzdeki kullanımı
📌16. yüzyıldan günümüze bu saatler sürekli zamanı ölçme değil belirli bir sürenin başlangıcını ve bitişini göstermek işlevindedir. Kiliselerde dua süresi, gemilerde tayfaların nöbet süresi ya da gemilerin hızlarının belirlenmesi amacıyla da kullanılmıştır. Ve günümüzde oyunlarda kullanım alanını sürdürmektedir.
🔍 İslam uygarlığında Müslüman alimlerin icat ettiği saatler