İnsanları birbirinden ayıran fiziksel özellikler nelerdir?
Bir an başınızı kaldırıp etrafınızdaki insanların yüzünü hiç incelediniz mi? Küçücük alanlarınızda bile ne kadar birbirimizden farklıyız diye hayretinizi gizleyemediğiniz mutlaka olmuştur. Hele dünya... 7 milyar insan demek. Peki, bizim bu farklılıklarımız ve dünyada tek olmamız nelerden kaynaklanıyor? İşte, kendi bedenimizde dahi farklılığını duyunca şaşıracağınız detaylar...
Giriş Tarihi: 29.05.2019
09:27
Güncelleme Tarihi: 29.05.2019
09:59
Bir başka deneyde ise insan deneklerine ve yüz tanıma programının yüklü olduğu bir bilgisayara birbirine benzeyen iki ayrı yüz fotoğrafı gösterildi ve bunların aynı insana ait olup olmadığı soruldu. Ne insanlar ne de bilgisayar, rastlantısal yanıtlardan farklı bir tespitte bulunamadı. Bütün bu sonuçlar insanların başkalarını yüzlerinden tanıma olasılığının sanıldığı kadar yüksek bir güvenilirliğe sahip olmadığını gösteriyor.
Bir buçuk milyon yıl önce atalarımızın ilk kez ayaklarının üzerinde durabilmesinden beri insanlar birbirine benzer şekilde yürümeye başladı. 1970'li yıllardan günümüze dek yapılan çalışmalar insanları yürüyüşlerinden tanıyabildiğimizi gösteriyor.
Bu tespitlerin doğruluk payı yüzde 90. Yürüyüş tarzı çocukluk evresinde sürekli değişim geçirir, ama büyüme sona erdiğinde yerleşik bir hale gelir. İnsanın kendine özgü yürüyüşü, bacaklarının uzunluğu, kalçalarının genişliği gibi vücut yapısına bağlı olduğu gibi, spor yaparak bacak kaslarını geliştirip geliştirmediği gibi çevresel koşullara da bağlıdır.
İnsanların farklı yürüyüş şekline sahip olduğunu anlamak kolaydır ancak bu fark tanımlanırken zordur. Bu fark insanların sözcüklerle anlatabileceği gibi bir şey değildir. Bilgisayarlar bu işi daha iyi yapar. Bunun için bilgisayar bacakların izlediği yolu belirler; kalça, diz ve ayak gibi noktasal hareketlerini izleyerek, aralarındaki ilişkiyi ölçümleyebilir.
Yürüyüşü tespit etmenin bir diğer yolu da söz konusu insanı bir basınç tahtası üzerinde yürütmek ve kendisine özgü basma gücünü ölçmektir. . Japonya'daki Şinşu Üniversitesi'nden Todd Pataky'nin geliştirdiği bu sistem havaalanlarında yolcuları izlemek için kullanılıyor.
İnsanların kulakları herkeste farklılık gösterir. Bunun yanı sıra kişinin kendi kulakları bile birbirinden farklılık gösterir. Bunun nedeni hamileliğin beşinci haftasında başın iki yanındaki altı minik iki çıkıntının büyümesiyle kulakların oluşmasıdır.
Büyümekte olan çıkıntılar daha sonra birbirine kaynar. İki kulağın şekli genler tarafından belirlense bile, rahim içindeki koşullar da kulakların şekillenmesinde önemli rol oynar. Kulaklar bir kez şekillendiği zaman bir daha şekil değiştirmez, yalnızca insanla birlikte büyür ve yaşlanır.
İnsanları kulaktan tanımak için bilimsel çalışmalar devam etmekte. Bir çalışmaya göre kulakları inceleyerek insanların kimliğini tespit etmek, yüz tanıma yöntemi ile aynı doğruluk payına sahip. ABD ve Hollanda'da insanlar, cinayet mahalinde bıraktıkları "kulak izi"ne dayanarak tutuklanabiliyor.
Ancak kulak izi ile suçluyu tanıma bilimi henüz tartışmalı, çünkü izin şekli, kulağa bindirilen basıncın yönüne ve miktarına göre değişebiliyor. Öyle ki ABD'de bir zanlı kulak izinin güvenilmez olduğu gerekçesiyle serbest bırakıldı.