Klasik mantık nedir? Klasik mantığa dair okuma listesi...
Mantık, sadece bir bilim dalının adı olarak değil, günlük hayattaki akıl yürütmelerimizle ilgili olarak da kullanılabilen bir kavramdır. Mantıklı düşünüş, mantıklı görüş gibi deyimlerde geçen mantık kelimesini, bir bilimin adı olarak kullanılan mantık kelimesinden ayrı düşünmek gerekir. Peki Aristoteles ile başlayıp günümüze kadar işlenerek gelmiş olan klasik mantık, tam olarak nedir? Klasik mantık ve mantık alanında okuyabileceğiniz kitap önerileri ile klasik mantığa dair bilgileri derledik.
Giriş Tarihi: 18.02.2020
14:16
Güncelleme Tarihi: 18.02.2020
16:42
"Ben Böyle Düşünüyorum!" Demekle Olmuyor - Alev Alatlı
Eserde; mantık, düşünmek, dil, şuur, a priori, a posteriori gibi kavramlar ve bunlarla ilgili açıklamalar yer alır. Altıncı bölüm mantığın üç türünden; klasik mantık, diyalektik mantık ve çok değişkenli mantıktan bahseder. Kitabın büyük kısmı, bu çok değişkenli mantıkla ilgilidir.
"Ben böyle düşünüyorum!" demekle olmuyor. Yıllar var ki, "münazara" sözcüğü dilden düştü. "Safsata" sözcüğü ise her nedense yobazlıkla özdeşleştirildi, batıl inanç anlamında kullanılır oldu. Oysa akıl yürütme yetisinin hatalı kullanımı anlamına gelir, bir yöntem sorunundan ibarettir, safsata. Safsata kural olduğunda, konuşanlar birbirini duymaz olurlar. Kısır ortamı dolaylı karalama, sahte açmaz, tecahülü arifane, felaket tellallığı, girift soru gibi laf cambazlıkları doldurur. Gece gündüz televizyondan, basından, siyasilerden, hatta maalesef yakınlarınızdan yayılan temelsiz ahkâmın farkında olmamanız mümkün değil. Öyleyse, sorgulayın. Başta konuştuğunuz Türkçe olmak üzere, fikirlerinizi, tercihlerinizi, size söylenenleri ya da duyduklarınızı illa ki sorgulayın. Bıkmadan, üşenmeden, yılmadan sorgulayın. Sosyal medya münazaraya el veren bir mecra değildir, twite laf yetiştirmekle kaybedeceğiniz zamanı mesela "ad hominem" safsata nedir, onu öğrenmeye ayırın. Öğrenin ki, arkanızı dönüp gideceğiniz zamanı doğru kestirebilesiniz. Kendiniz yapıyorsanız da, yapmayın. Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun."
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın
Gazali , yaşadığı dönemde kelam ve fıkıh gibi İslami ilimler alanında yaşanan zihin tutulmasının, bu ilimlerde yapılan bazı yöntem hatalarından kaynaklandığını tespit etmiştir. Bu tespit onu bilimler için güvenilir bir yöntem arayışına itmiş ve nihayetinde Aristotelesçi mantığın ilmî faaliyetlerin her alanında özellikle de kelam ve fıkıh gibi İslami bilimler alanında kullanılması gerektiğini öne sürmüştür. Böylece ilk defa Aristo mantığını İslami ilimlere uygulama yolu açılarak mantığın başarılı bir şekilde dinî düşünceye tatbiki sağlanmıştır.
Mi'yâru'l-İlm, Gazali'nin kendi ifadesiyle, kelam ve fıkhın da içinde bulunduğu nazarî ilimlerin tamamında geçerli bir mantığın ortaya konulması ve meşhur eseri Tehâfütü'l-Felâsife'nin bazı terimlerinin izahı ve bu kitabın daha iyi anlaşılması için yazılmıştır.
İslâm felsefe geleneğinde kurucu bir role sahip olan Fârâbi, felsefenin neredeyse bütün alanlarında özgün ürünler ortaya koymuş eşsiz filozoflardan biridir. Onun eserlerinin büyük bölümü mantığa dair olup İslâm dünyasında asıl mantık çalışmaları onunla başlamıştır. Kendisinden önceki mantık geleneğine son derece vakıf olan Fârâbî, İlk Muallim (Mu'allim-i Evvel) Aristoteles'in mantık eserlerine pek çok şerh yazdığı gibi, çok sayıda oldukça özgün ve etkili müstakil eser de kaleme almıştır. İbn Haldûn da Fârâbî'nin ününün gerisinde onun mantıktaki başarısının yattığını düşünmekte ve Aristoteles'ten sonra İkinci Muallim (Mu'allim-i Sânî) unvanı ile anılmasını haklı olarak esasen bu alandaki başarısına bağlamaktadır.
Fârâbî, İhsâ'ü'l-'ulûm (İlimlerin Sayımı) adlı eserinde her bir bölüm bir kitaba karşılık gelmek üzere mantığı sekiz bölüme ayırır. Bunlar Mekûlât (Kategoriler), İbâre (Önermeler), Kıyas (Birinci Analitikler), Burhân (İkinci Analitikler), Cedel (Topika), Hikmet-i Mümevvehe (Sofistika), Hitâbet (Retorika) ve Şiir (Poetika)'dir.
Ona göre, doğru ve tutarlı düşüncenin ilke ve kurallarını koyan mantığın esası dördüncü bölüm olan Burhân'dır. Zira Burhân, kesin ve zorunlu bilginin ilke ve kurallarını vermekte, felsefeyi mükemmel hale getiren kaideleri içermektedir. Bu bakımdan da o, mantığın en yüce bölümü olmaktadır. Fârâbî'ye göre mantığın ilk üç bölümü, Burhân'a sadece bir giriş ve hazırlık olma özelliği göstermekte; son dört bölüm ise, bir yandan Burhân'a alet hizmeti görürken diğer yandan burhâna ve kanıta dayalı kesin bilgi ile zanna, mugalataya, ikna ve hayâle dayalı kesinlikten uzak düşünce ve görüşleri ayırt etmeye yönelik işlev görmektedir.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın
Mantık , "doğru düşünmenin kaidelerini ortaya koyan ilimdir" diye tarif edilir. Düşüncemizin normal işleyişini psikoloji ilmi anlatmaktadır. Ancak duygu ve irade olayları mantığı ilgilendirmez. Şu halde duygu ve irade olayları dışarda kalarak, sade zihin olayları üzerinde yaptığımız araştırmalarla, düşünmenin ilmini yapmış oluyoruz. Mantığın psikoloji ile ilgisi işte bu noktada kendini göstermektedir; çünkü zihnin hakikate ulaşmak gayesiyle ne yolda işletilmesi gerektiğini bilmek için, onun kendiliğinden nasıl işlemekte olduğunu bilmek lüzumludur.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın