Arama

Klasik mantık nedir? Klasik mantığa dair okuma listesi...

Mantık, sadece bir bilim dalının adı olarak değil, günlük hayattaki akıl yürütmelerimizle ilgili olarak da kullanılabilen bir kavramdır. Mantıklı düşünüş, mantıklı görüş gibi deyimlerde geçen mantık kelimesini, bir bilimin adı olarak kullanılan mantık kelimesinden ayrı düşünmek gerekir. Peki Aristoteles ile başlayıp günümüze kadar işlenerek gelmiş olan klasik mantık, tam olarak nedir? Klasik mantık ve mantık alanında okuyabileceğiniz kitap önerileri ile klasik mantığa dair bilgileri derledik.

  • 8
  • 13
Mantığa Giriş Risaleleri, Farabi
Mantığa Giriş Risaleleri, Farabi

Mantığın düşünce ve dil ile olan ilişkisinin bir sorun olarak irdelenip tartışılması kendisinden önceki dönemlere geri götürülebilirse de onu bir ''disiplin'' veya ''ilim' olarak kurma imtiyazının Muallim-i Evvel Aristoteles'e ait olduğu bilinir. İlk temsilcisi Kindi olmakla birlikte İslam felsefesinin sistemli bir yapı kazanmasındaki en büyük pay ve emek sahibi Farabi'dir. Mantık ilmine çok sayıdaki eserle yaptığı önemli katkılar sebebiyle ''Muallim-i Sani'' yani ikinci öğretici ünvanı ile tanınıp anılmayı hak eden de yine bu büyük Türk filozofu olmuştur.

Farabi, mantığa başlamak için gerekli olan hazırlık aşamasında, beş tümel ve aralarındaki ilişkilerin incelendiği Eisagoge bahislerini yeterli görmez; buna ek olarak lafız ve lafız türleri, tasdik çeşitleri, kıyas ve kıyasa dayalı sanatlar, mantık-gramer ilişkisi ve lafızların delaleti gibi birtakım konularla, önce-sonra, bizzat-bilaraz, küllî-şahsî gibi birtakım kavramların da öğrenciye tanıtılmasını öngören daha kapsamlı bir hazırlık eğitiminin gerekli olduğunu düşünür. Bu eserde, Farabi'nin telif ettiği mantık eserleri arasında öğretici/didaktik üslubu ile her biri bu alana hazırlık, giriş ve başlangıç niteliği taşıyan üç risalesinin Arapça metin ve Türkçe çevirileri karşılıklı sayfalar halinde sunulmaktadır.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın

  • 9
  • 13
Mantığa Giriş, İbn Sina
Mantığa Giriş, İbn Sina

Mantık alanında ilk Müslüman sistemci düşünür İbn Sîna'dır. Büyük bir zihin gücüne sahip olan İbn Sina kendisinden öncekilerin hatalarını düzeltmiş, yeni görüşler öne sürmüş, bütün mantık disiplinlerini ilgilendiren önemli yenilikler ortaya koymuştur. İbn Sina, Porphyrios'un *İsagoci'si ile Aristo'nun mantık külliyatını incelemiş ve mantığı dokuz bölüm halinde işlemiştir. Kitâbü'ş-Şifâ, el-İşârât ve't-tenbîhât, Kitâbü'n-Necât, Mantıku'l-Meşrikıyyîn, ʿUyûnü'l-hikme gibi eserlerinin ilk kısımlarını mantık incelemelerine ayırmış, böylece kendisinden sonra gelenlere zengin malzeme bırakmıştır. İbn Sina'nın Urcûze fi'l-mantık adlı kısa risâlesinde kaydettiğine göre Allah'ı ve O'nun yarattığı aklın eserlerini tanımakta, bunları tasavvur etmekte ve âlem-i mahsûsu kavramakta tek alet mantık ilmidir ve bütün ilimler ancak onun kurallarına dayanarak gelişebilir.

İbn Sina, mantık ilimlerine başlangıç niteliği taşıyan Mantığa Giriş isimli bu eserini, söz konusu İsagoji geleneğini dikkate alarak yazmıştır. Her ne kadar İbn Sina'dan önce Farabi müstakil bir *Medhal metni yazmışsa da bu eser çok kısa ve özettir. Porfiryus ve Farabi'nin İsagoji metinleriyle karşılaştırıldığında İbn Sina'nın bu eserinin ayırıcı özelliği olarak, onun hem hacim hem de içerik bakımından daha kapsamlı oluşu gösterilebilir.

*İsagoji; Yunanca'da 'Giriş' anlamına gelir ve Arapça'ya yine aynı anlama gelen 'Medhal' kelimesiyle çevrilmiştir.
*Medhal: Giriş. Esere başlangıç.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın

  • 10
  • 13
"Ben Böyle Düşünüyorum!" Demekle Olmuyor - Alev Alatlı
Ben Böyle Düşünüyorum! Demekle Olmuyor - Alev Alatlı

Eserde; mantık, düşünmek, dil, şuur, a priori, a posteriori gibi kavramlar ve bunlarla ilgili açıklamalar yer alır. Altıncı bölüm mantığın üç türünden; klasik mantık, diyalektik mantık ve çok değişkenli mantıktan bahseder. Kitabın büyük kısmı, bu çok değişkenli mantıkla ilgilidir.

"Ben böyle düşünüyorum!" demekle olmuyor. Yıllar var ki, "münazara" sözcüğü dilden düştü. "Safsata" sözcüğü ise her nedense yobazlıkla özdeşleştirildi, batıl inanç anlamında kullanılır oldu. Oysa akıl yürütme yetisinin hatalı kullanımı anlamına gelir, bir yöntem sorunundan ibarettir, safsata. Safsata kural olduğunda, konuşanlar birbirini duymaz olurlar. Kısır ortamı dolaylı karalama, sahte açmaz, tecahülü arifane, felaket tellallığı, girift soru gibi laf cambazlıkları doldurur. Gece gündüz televizyondan, basından, siyasilerden, hatta maalesef yakınlarınızdan yayılan temelsiz ahkâmın farkında olmamanız mümkün değil. Öyleyse, sorgulayın. Başta konuştuğunuz Türkçe olmak üzere, fikirlerinizi, tercihlerinizi, size söylenenleri ya da duyduklarınızı illa ki sorgulayın. Bıkmadan, üşenmeden, yılmadan sorgulayın. Sosyal medya münazaraya el veren bir mecra değildir, twite laf yetiştirmekle kaybedeceğiniz zamanı mesela "ad hominem" safsata nedir, onu öğrenmeye ayırın. Öğrenin ki, arkanızı dönüp gideceğiniz zamanı doğru kestirebilesiniz. Kendiniz yapıyorsanız da, yapmayın. Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun."

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın

  • 11
  • 13
Mi’yaru’l-İlm, Gazali
Mi’yaru’l-İlm, Gazali

Gazali, yaşadığı dönemde kelam ve fıkıh gibi İslami ilimler alanında yaşanan zihin tutulmasının, bu ilimlerde yapılan bazı yöntem hatalarından kaynaklandığını tespit etmiştir. Bu tespit onu bilimler için güvenilir bir yöntem arayışına itmiş ve nihayetinde Aristotelesçi mantığın ilmî faaliyetlerin her alanında özellikle de kelam ve fıkıh gibi İslami bilimler alanında kullanılması gerektiğini öne sürmüştür. Böylece ilk defa Aristo mantığını İslami ilimlere uygulama yolu açılarak mantığın başarılı bir şekilde dinî düşünceye tatbiki sağlanmıştır.

Mi'yâru'l-İlm, Gazali'nin kendi ifadesiyle, kelam ve fıkhın da içinde bulunduğu nazarî ilimlerin tamamında geçerli bir mantığın ortaya konulması ve meşhur eseri Tehâfütü'l-Felâsife'nin bazı terimlerinin izahı ve bu kitabın daha iyi anlaşılması için yazılmıştır.

  • 12
  • 13
Kitabu'l Burhan, Farabi
Kitabu’l Burhan, Farabi

İslâm felsefe geleneğinde kurucu bir role sahip olan Fârâbi, felsefenin neredeyse bütün alanlarında özgün ürünler ortaya koymuş eşsiz filozoflardan biridir. Onun eserlerinin büyük bölümü mantığa dair olup İslâm dünyasında asıl mantık çalışmaları onunla başlamıştır. Kendisinden önceki mantık geleneğine son derece vakıf olan Fârâbî, İlk Muallim (Mu'allim-i Evvel) Aristoteles'in mantık eserlerine pek çok şerh yazdığı gibi, çok sayıda oldukça özgün ve etkili müstakil eser de kaleme almıştır. İbn Haldûn da Fârâbî'nin ününün gerisinde onun mantıktaki başarısının yattığını düşünmekte ve Aristoteles'ten sonra İkinci Muallim (Mu'allim-i Sânî) unvanı ile anılmasını haklı olarak esasen bu alandaki başarısına bağlamaktadır.

Fârâbî, İhsâ'ü'l-'ulûm (İlimlerin Sayımı) adlı eserinde her bir bölüm bir kitaba karşılık gelmek üzere mantığı sekiz bölüme ayırır. Bunlar Mekûlât (Kategoriler), İbâre (Önermeler), Kıyas (Birinci Analitikler), Burhân (İkinci Analitikler), Cedel (Topika), Hikmet-i Mümevvehe (Sofistika), Hitâbet (Retorika) ve Şiir (Poetika)'dir.

Ona göre, doğru ve tutarlı düşüncenin ilke ve kurallarını koyan mantığın esası dördüncü bölüm olan Burhân'dır. Zira Burhân, kesin ve zorunlu bilginin ilke ve kurallarını vermekte, felsefeyi mükemmel hale getiren kaideleri içermektedir. Bu bakımdan da o, mantığın en yüce bölümü olmaktadır. Fârâbî'ye göre mantığın ilk üç bölümü, Burhân'a sadece bir giriş ve hazırlık olma özelliği göstermekte; son dört bölüm ise, bir yandan Burhân'a alet hizmeti görürken diğer yandan burhâna ve kanıta dayalı kesin bilgi ile zanna, mugalataya, ikna ve hayâle dayalı kesinlikten uzak düşünce ve görüşleri ayırt etmeye yönelik işlev görmektedir.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN