Osmanlı'nın köklü geleneği helva sohbetleri nedir? Helva sohbetlerinin tarihi
Osmanlı'da sevinçte, kutlamada, zafer kazanmada hatta Ramazan ayında da özel olarak pişirilip yenen bir gıda olan helva için sohbetler düzenlendiğini biliyor muydunuz? Sizler için Osmanlı'da köklü bir gelenek olarak karşımıza çıkan helva sohbetlerinin tarihini derledik.
Giriş Tarihi: 20.05.2019
08:43
Güncelleme Tarihi: 20.05.2019
09:22
2. Tarif : "Bir ölçü sadeyağ, iki ölçü pirinç unu koyup, helva miyanesi gibi orta halli ateşte pişirilir. Sonra bir ölçü bal ile bir ölçü süt konur ve birbirine alıştırılır. Uygun bir tepsiye konup tekrar fırında bir miktar pişirilir."
Yere geniş bir örtü üzerine geniş bir sini koyulur. Bunun çevresine de helva çekmeye hevesli sekiz on kişi oturur. Önceden hazırlanan kavrulmuş un siniye serilir, üzerine de ağda ilave edilir. Daha sonra halkaya girenler ağda unlayıp sıvazlayarak dolandırmaya başlar, tepsiye sığmayacak kadar genişleyince halka bükülüp ikiye katlanır, bu zamanla sayısı artan tellerle demet halini alırdı. Bükenlerin ellerinin ısısından ve odanın sıcaklığından yumuşayıp eriyen helva sık sık dışarı çıkarılıp ayaza konur. Bir süre sonra ince sayısız şeker tellerinden çıtır çıtır olan, hoş kokulu keten helva hazır olur ve herkese tutam tutam dağıtılırdı.
HELVA TEPSİSİ VERİLİRKEN MANİ SÖYLEMEK
Hangi gece kimin evinde toplanılacağı belliydi. Mahalle halkı o akşam mahalle kahvesinde buluşur, ihtiyarlar ve gençler ayrı odalarda eğlenceye başlardı. Davet edilmeyenler de kabul edilir, özellikle çocuklar için böyle geceler ganimet sayılırdı. Gecenin sonuna yaklaşılırken gençler bu defa bakır bir sini içinde daha büyük porsiyonda helvayı odaya getirirler; bir sonraki helva sohbetlerini düzenleyecek kişinin kucağına bu tepsiyi verirlerdi. Tepsi üzerindeki helva şimşir dallarıyla süslenirdi.
Sohbet oyun sona erdi / Gitmemizin vakti geldi Hafta sırası ağama erdi / Ağam buyurun helvayı, helvayı Ömür neşe ile geçer / Akil olan çok şey sezer Belletmez izin karda gezer / Ağam buyurun helvayı, helvayı Sohbet helva itmam oldu / Gözlere hep uyku doldu Saga-yı hatır son buldu / Ağam buyurun helvayı helvayı
Helva sohbetleri sona erip misafirler evlerine dağılırken, sohbetlerin sahibi olan kişi ev halkına ulaştırılmak üzere "diş kirası" ya da "göz hakkı" diyerek bir miktar helva gönderirdi.
LALE DEVRİ DÖNEMİNE RASTLAYAN HELVA SOHBETLERİ
Osmanlı'da helva sohbetlerinin saray gelenekleri olarak zirvede olduğu dönem Lale Devri yıllarıdır. 2. Ahmet'in düzenlediği, onun gibi devlet idaresinde üst seviyede olanların düzenledikleri helva sohbetleri oldukça şaşaalıdır. Bu dönem saraydaki helva sohbetlerinin baş şairlerinden Nedim'in dizelerinde bile bu geleneğin aktarımını görürüz:
"Bir iki gün anmayalım hele / Kamlar sohbeti-i helva ile olsun şirin."