Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Yaşam
  • Osmanlı'nın köklü geleneği helva sohbetleri nedir? Helva sohbetlerinin tarihi

Osmanlı'nın köklü geleneği helva sohbetleri nedir? Helva sohbetlerinin tarihi

Osmanlı'da sevinçte, kutlamada, zafer kazanmada hatta Ramazan ayında da özel olarak pişirilip yenen bir gıda olan helva için sohbetler düzenlendiğini biliyor muydunuz? Sizler için Osmanlı'da köklü bir gelenek olarak karşımıza çıkan helva sohbetlerinin tarihini derledik.

  • 12
  • 20

Yere geniş bir örtü üzerine geniş bir sini koyulur. Bunun çevresine de helva çekmeye hevesli sekiz on kişi oturur. Önceden hazırlanan kavrulmuş un siniye serilir, üzerine de ağda ilave edilir. Daha sonra halkaya girenler ağda unlayıp sıvazlayarak dolandırmaya başlar, tepsiye sığmayacak kadar genişleyince halka bükülüp ikiye katlanır, bu zamanla sayısı artan tellerle demet halini alırdı. Bükenlerin ellerinin ısısından ve odanın sıcaklığından yumuşayıp eriyen helva sık sık dışarı çıkarılıp ayaza konur. Bir süre sonra ince sayısız şeker tellerinden çıtır çıtır olan, hoş kokulu keten helva hazır olur ve herkese tutam tutam dağıtılırdı.

  • 13
  • 20
HELVA TEPSİSİ VERİLİRKEN MANİ SÖYLEMEK
HELVA TEPSİSİ VERİLİRKEN MANİ SÖYLEMEK

Hangi gece kimin evinde toplanılacağı belliydi. Mahalle halkı o akşam mahalle kahvesinde buluşur, ihtiyarlar ve gençler ayrı odalarda eğlenceye başlardı. Davet edilmeyenler de kabul edilir, özellikle çocuklar için böyle geceler ganimet sayılırdı. Gecenin sonuna yaklaşılırken gençler bu defa bakır bir sini içinde daha büyük porsiyonda helvayı odaya getirirler; bir sonraki helva sohbetlerini düzenleyecek kişinin kucağına bu tepsiyi verirlerdi. Tepsi üzerindeki helva şimşir dallarıyla süslenirdi.

  • 14
  • 20

Sohbet oyun sona erdi / Gitmemizin vakti geldi
Hafta sırası ağama erdi / Ağam buyurun helvayı, helvayı
Ömür neşe ile geçer / Akil olan çok şey sezer
Belletmez izin karda gezer / Ağam buyurun helvayı, helvayı
Sohbet helva itmam oldu / Gözlere hep uyku doldu
Saga-yı hatır son buldu / Ağam buyurun helvayı helvayı

Helva sohbetleri sona erip misafirler evlerine dağılırken, sohbetlerin sahibi olan kişi ev halkına ulaştırılmak üzere "diş kirası" ya da "göz hakkı" diyerek bir miktar helva gönderirdi.

  • 15
  • 20
LALE DEVRİ DÖNEMİNE RASTLAYAN HELVA SOHBETLERİ
LALE DEVRİ DÖNEMİNE RASTLAYAN HELVA SOHBETLERİ

Osmanlı'da helva sohbetlerinin saray gelenekleri olarak zirvede olduğu dönem Lale Devri yıllarıdır. 2. Ahmet'in düzenlediği, onun gibi devlet idaresinde üst seviyede olanların düzenledikleri helva sohbetleri oldukça şaşaalıdır. Bu dönem saraydaki helva sohbetlerinin baş şairlerinden Nedim'in dizelerinde bile bu geleneğin aktarımını görürüz:

"Bir iki gün anmayalım hele / Kamlar sohbeti-i helva ile olsun şirin."

  • 16
  • 20

Keçecizade İzzet Molla ise şu ilginç benzetmeyi yapmıştır:

"Bir şeker çiğnediler sohbet-i helvada bu şeb / Yar lalin sunacakmış bana tenhada bu şab"

Şair Eşref de:

"Ray-ı türşün laf-ı telbin tavr-ı buşkun / Hiç kabul eyler mi sufi sohbet-i helvasını"

Günümüz Türkçesiyle:

"Ey Sofu! Ekşi suratın, acı sözün, soğuk davranışın olmasa seni helva sohbetine kabul ederler miydi?" Eşref Paşa, hem sofulara çatıyor, hem de helva sohbetlerinde tatlıların yanı sıra sofunun soğuk davranışını, acı sözünü andıran turşu ve soğanların da yendiğini ima ediyor.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN