Ramazan’da en sık yapılan yanlışlar
Ramazan, Kur'an-ı Kerim'de anılan tek aydır. Cennet kapılarının açılıp cehennem kapılarının kapandığı bu mübarek ayı oruçla geçirenlerin bütün günahlarının bağışlanacağı müjdelenir. Ramazan denildiğinde akıllara ilk önce binbir çeşitten oluşan yemek ziyafetleri geliyor. Gün boyunca yaşanılan aç kalma durumu, insanları sahur ve iftar sofralarında aşırı yemeye ve sağlıksız beslenmeye yönlendirebiliyor. Bu tür yanlışlar da vücutta bazı sağlık problemlerinin yaşanmasına zemin hazırlıyor. İşte Ramazan'da en sık yapılan yanlışlar...
Giriş Tarihi: 27.04.2020
14:02
Güncelleme Tarihi: 27.04.2020
15:36
Sahurda pilav ve komposto tüketmek gün boyu tok kalmayı sağlar.
Sahur da en az iftar kadar önemlidir. İnsanların büyük bir çoğunluğu ise sahurda yenilecek pilav ve şekerli kompostoların gün boyunca tok kalmayı sağladığına inanır.
Fakat böyle bir beslenme şekli, kendini şehir hayatına kaptıran ve düzenli olarak fiziksel egzersiz yapmayan insanlar için uygunsuzdur. Genellikle insanlar sahuru günün son öğünü olarak algılasa da aslında günün ilk öğünüdür. Vücut ise tüm gün boyunca sahurda yenilen besinlerin enerji ve proteinini kullanır. Bu nedenle sahurda yenecek yiyecekler vücut direnci için büyük önem taşır. Sahurda bir yumurta, iki dilim peynir, üç ya da beş adet zeytin, bir su bardağı süt veya yoğurt, bir avuç dolusu taze meyve ve 10 adet fındık/badem veya üç tam ceviz içi tüketilebilir.
Ramazan'da alınacak en uygun karbonhidrat kaynağı, tam buğday unundan üretilmiş ekmeklerdir. Bu nedenle iki-üç dilim tam buğday ekmeği yenilebilir. Fakat Ramazan'ın olmazsa olmazlarının başında pide gelir.
Eğer kişinin herhangi bir sağlık sorunu bulunmuyorsa haftada bir-iki defa olmak şartıyla pide tüketebilir. Bu tarz bir beslenme şekliyle yapılacak sahur ile kasların protein ihtiyacı karşılanır ve uzun dönem açlığın neden olacağı kas kaybı da önlenmiş olur.
"İftara ne pişirsem" diyenlere iftar menüsü🍝🍮🍛
Oruç tutan kişiler, açlık kan şekerinin düzenlenmesi için reçel, bal, pekmez gibi besin ürünleri tüketmelidir.
Oruç tutan insanlar, uzun süren açlıklar sonucu kan şekeri düşmesi gibi sorunlar yaşayabiliyor. Kan şekeri değerlerini düzenleyebilmek için ise iftarda reçel, bal, pekmez gibi içinde fazlaca şeker barındıran besin ürünlerinin tüketimine yönelebiliyor. Fakat uzun bir orucun ardından bu tür besinlerin tüketimi kan şekerinin hızla yükselmesine ve yine aynı hızla düşmesine neden olabilir.
Bunun yanı sıra insanlar, oruçlarını iftariyeliklerle açmaları gerektiğine dair bir inanışa sahiptir. İftariyeliklerin mideyi zorlamadığına ve rahatlattığına inanırlar. Aslında bu düşünce yanlış değildir. İftara çok sıcak olmayan bir çorba ile başlanabilir. Daha sonra tercihe göre ufak iftariyeliklere geçilebilir. Kahvaltılık besinler ise daha çok sahur için uygundur.
Fakat yine de iftarda kahvaltılık besinler tüketilmek isteniyorsa; 30 gram kadar küçük bir peynir ve iki-üç adet zeytin yeterlidir.
Osmanlı'da bayram törenleri nasıl olurdu?