Arama
Şifayı internette arama hastalığı: Siberkondri
Rahatsızlandığınızda ilk olarak doktor yerine arama motoruna başvuranlardan mısınız? Günümüzde pek çok insan internet üzerinden edindiği bilgiler doğrultusunda hastalık sahibi olduğunu düşünerek ağır depresyonlara giriyor. İnternet üzerinde hastalık arama ya da tıbbi adıyla "Siberkondri"nin yüz kişi içinde en az beş kişide görülebilecek kadar yaygın bir rahatsızlık olduğunu biliyor muydunuz? Peki, Siberkondri hastalığının belirtileri nelerdir?
Siberkondrinin birkaç temel nedeni, korkunun yayılması ve etkilenmesine yol açmaktadır. Tarih boyunca insanlar hipokondri sahipliğiyle ya da bir hastalık belirtisine yönelik bilgi dolayısıyla ortaya çıkan korku ile tanımlanmıştırlar.
Uzmanlar tarafından yazılmayan bilgiler veya tamamen internette popüler olma uğruna yazılan bilgilerden yola çıkarak, kişiler kendi hastalığına teşhis koymamalıdır. Bu durum, kişilerde kendi sağlıkları ile ilgili kaygılarının artmasına ve psikolojilerinin olumsuz yönde etkilenmesine neden olmaktadır.
İnternetten araştırma yapmak kişiyi yanıltabilir ve internetten edindiği bilgiler sayesinde kendisine farklı bir tedavi yöntemi uygulayabilir. Ama kişi, hastalığından tam emin olmadan veya uyguladığı bu tedavi yönteminin vücuduna bir yan etkisi olup olmadığını öğrenmeden harekete geçerse bünyesine zararlar verebilir. Bu sebepten dolayı birey, kendi sağlığıyla ilgili bir şikâyeti olduğunda mutlaka bir doktora başvurmalıdır ve doktorun çizdiği yoldan gitmelidir.
Örnek verecek olursak; boğaz ağrısı şikâyeti için gelen 10 ayrı hastanın da boğazının ağrıması 10 farklı nedene dayanabilir.
Birçok vakada insanlar herhangi bir semptom göstermezler, ancak bir hastalığa karşı direnmek istediklerinden çevreye yönelik korku yaşamaktadırlar. Bu tür durumlarda Siberkondri ciddi bir kaygı ve depresyona yol açmaktadır, bu da birinin sahip olabileceği herhangi bir semptomun durumunu kötüleştirebilir.
Kişi, sosyal hayatın yaşamındaki öneminin farkına varmalıdır. Dikkatini vücuduna değil, dış dünyaya vermelidir. Böylelikle hem kendi daha mutlu olur hem de etrafındakileri mutlu etmiş olur. Bu tür vücudumuzla ilgili en ufak bir sıkıntıda internete başvuran kişiler, psikolojik destek almaktan çekinmemeli ve bunu kendi istemelidir.
Kendilerine teşhis koyarak en küçük bir sivilceyi dahi kanserin belirtisi olarak görmeye başlayan hastalara depresyona giriyor.
Bu hastalar doktora gittikleri halde doktorun koyduğu teşhise inanmıyorlar. Kişi, hastalıkla ilgili takıntılı olur ve internetin başından ayrılamaz. Yaptığı bu tür araştırmalar kişinin zamanı boşa harcamasına neden olur. Ayrıca kişi kafasında hep ''hasta mıyım'' sorusuyla dolaştığından, etrafındaki kişilerle iletişime geçemez ve kendini yalnızlığa doğru iter.