Arama
Tren yolculuğu sevenlerin bilmesi gereken rotalar
Yolculuk yapmayı sevenler için trenin her zaman ayrı bir yeri vardır. En hızlı ulaşım olmasa da tren yolculukları, insanları en çok etkileyen seyahatlerden biridir. Pencerenin dışındaki manzara eşliğinde bu yolculuklar, nostaljik bir seyahate dönüşebilir. Tren yolculuğu sevenlerin bilmesi gereken rotaları derledik.
Evliyalar şehri olarak da bilinen Siirt'te yer alan türbe, İsmail Fakirullah vefatından sonra, öğrencisi bilim ve ilimle özdeşleşmiş İbrahim Hakkı tarafından 18. yüzyılda yaptırıldı. Türbe, Aydınlar ilçe merkezinde bulunuyor.
İbrahim Hakkı, hocası İsmail Fakirullah'ın vefatı üzerine, "Hocamın başucuna doğmayan güneşi neyleyim?" diyerek astronomi ve mimari açıdan büyük bir bilim harikasına imza attı.
Öncelikle türbenin yanına 10 metre yüksekliğinde bir kule yaptı. Buranın 3 kilometre doğusundaki tepe üzerine de taşlarla bir duvar inşa etti. Duvarda, küçük bir de pencere aralığı bıraktı.
Her yıl, gece ve gündüzün eşit olduğu 21 Mart ve 23 Eylül günlerinde, yeni doğan güneşin ilk ışıkları pencere boşluğundan geçip türbe kulesinin penceresine, oradan da kırılarak İsmail Fakirullah Hazretleri'ne ait sandukanın baş tarafına düşüyor. Bu, halk arasında "ışık hadisesi" olarak biliniyor. Bu sistemin dünyada eşi benzeri yok.
2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan hadiseyi izlemek için her yıl çok sayıda insan buraya akın ediyor.
Siirt'teki ilk yerleşim yerlerinden biri olan Erzen Ören Yeri, geçmişte bölgenin en büyük alanıydı. Yapılan araştırmalarla geçmişte Diyarbakır ve Hasankeyf'ten daha büyük olduğu söylenen bu yer Batman ile Siirt sınırında bulunuyor. Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'ya gelen Türklerin yerleştiği ilk yer olarak biliniyor.
Siirt'tin en bilinen mağarası olan Botan Mağaraları, Dicle Nehri'nin en önemli kollarından biri olan Botan Çayı'nın bulunduğu vadide yer alır. Burada yer alan birçok arkeolojik höyük günümüze kadar geldi. Geçmişte bu mağaralar, ev olarak kullanılmıştı.
Siirt'in Baykan ilçesine bağlı Veysel Karani beldesinde yer alan Veysel Karani Türbesi, şehirde bulunan en önemli türbelerden biridir. Ömrünü çobanlık yaparak geçiren Karani, Yemen'e giden Müslümanlar vasıtasıyla İslamiyet'i kabul etti.
Medine'ye gidip Hz. Peygamber'i ziyaret etme arzusuna rağmen yaşlı annesini bırakamamış, fakat daha sonra annesinden kısa süreliğine izin alıp Medine'ye gelmiş, ancak Resûl-i Ekrem'i o gün evde bulamadığından görüşememiş ve aynı gün Yemen'e dönmek zorunda kalmıştır. Uhud Gazvesi'nde Resûlullah'ın bir dişinin kırıldığını haber alınca onun da bir dişini veya bütün dişlerini kırdığı rivayet edilir.
Hz. Peygamber vefatından kısa bir süre önce hırkasını çıkarıp Hz. Ömer'e ve Hz. Ali'ye vermiş, bunu Üveys el-Karanî'ye vermelerini söylemişti. Onlar da Veysel'in Kûfe'ye yerleşmesinden sonra hırkayı ona götürmüştü.
Hazreti Ali'nin hilafeti sırasında şehit düştü. Türbe ise 1901 yılında yapıldı.
Selçuklu Sultanı Mugiziddün Mahmut tarafından 1129 yılında yaptırılan Ulu Cami, Çinili Minare olarak da anılır. Selçuklu mimarisinin önemli örnekleri arasında yer alan cami, 1260 yılında Cizre hâkimi Selçuk Atabeylerinden El Mücahit İshak tarafından tekrardan onarılıp birçok ilave yaptırıldı.
Eskiden cami içinde bulunan gösterişli minber 1933 yılında Ankara'da bulunan Etnografya Müzesi'nde sergilenmektedir.