Höllük:
📌İkiden fazla oyuncuyla oynanır.
📌Oyuncuların ellerinde el büyüklüğünde yassı taşlar vardır.
📌Ön tarafa yumurta büyüklüğünde "höllük" adı verilen bir taş dikilir.
📌Amaç, höllüğü belirli bir uzaklığa taşımaktır. Bu da eldeki taşların höllüğe fırlatılmasıyla olur.
📌Höllüğü vuran oyuncu, gittiği mesafeyi ayağıyla sayar. Her ayak atışta şu tekerleme söylenir:
"Nanaç, bibiç, kırk üç, kırk dört, kırk beş...
Kırk sekiz, kırk dokuz, elli...
Ardavut, kelenavut, savt, savt bir, savt iki...
Savt on, dalla."
📌 Bütün tekerlemeyi höllük taşına ulaşana kadar bitirebilen oyuncu oyunu kazanır.
Ellem Büllem
📌Öncelikle oyuncular ayaklarını uzatıp yere otururlar.
📌 İçlerinden biri ebe olur. Oyuna başlayan ebe şunları söyler:
"Ellem büllem epelek sepelek,
Sarı kızın sarması,
Kara koyunun dolması,
Al bunu çek bunu."
📌Ebe bunları tek tek söyler ve söylerken de eliyle oyuncuları sayar. Son kelime kimde biterse ona sorular sorar:
- Hamam önüne vardın mı?
- Vardım.
- Benim devemi gördün mü?
- Gördüm.
- Çullu mu idi çulsuz mu?
- Çullu.
- Benim devem çulsuzdu. Bilemedin. Yolda tavuk gördün mü?
- Gördüm.
- Ak mı idi, kara mı?
- Kara.
- Benim tavuğum ak idi. Bilemedin. Develerime tuzlu su mu içirdin tuzsuz mu?
- Tuzlu su.
- Vah vah benim develerimin ciğerlerini yakmışsın, der.
📌Oyuncu kaçar, ebe kovalar. Eğer yakalarsa ebenin yakaladığı oyuncu ebe olur.
📌Oyun, bu şekilde tekrarlanarak devam eder.