Süleyman Çelebi
1350 yılında Bursa'da doğan Süleyman Çelebi, ilim ehli bir aileye mensuptu. Hayatı hakkında bilgiler oldukça az olsa da Sultan Bayezid'in Divan-ı Hümayun imamlığı, Bursa Ulu Camii'nde ise baş imamlık yaptığı bilinir.
Süleyman Çelebi'nin Orhan Gazi, Murâd-ı Hüdâvendigâr, Yıldırım Bayezid, Emir Süleyman, Musa Çelebi, Çelebi Mehmet ve Sultan Murad'ın saltanatının ilk yılına erişti.
Ailesi
Yaşadığı zaman dilimi, fetret devri hariç, Osmanlı'nın gelişip koca bir imparatorluk oluşturma yolunda önemli adımlar attığı dönemlerdi. Köklü bir aileye mensup olduğu söylenen Süleyman Çelebi'nin dedesi, Osmanlı'nın önemli âlimlerinden biri olan Şeyh Mahmut'tu. Babası dönemin devlet adamlarından olan Ahmed Paşa'ydı.
Eserleri
Derviş olmasından dolayı bazı tarihi kaynaklarda Süleyman Dede olarak da anılır. Tefsir, kelam ve hadis âlimi Emir Sultan'ın sohbet halkasında bulunurdu.
Süleyman Çelebi'nin asırlar geçmesine rağmen adından söz edilmesinin nedeni Ulu Camii'nde imamlık yapması ya da Emir Sultan ile olan ilişkisi değil, kaleme aldığı Mevlid idi.
Mevlid'in yazılma amacı
Fetret devrinde şehzadeler arasında yaşanan taht mücadelesi, Anadolu'da karışıklık meydana getirdi. Halk arasında mehdilik iddiaları ve Hub Mesihlik gibi akımlarla dini istismar eden kişiler ortaya çıktı. Süleyman Çelebi işte böyle karışık bir zamanda halkı bilgilendirmek amacıyla kaleme aldı eserini. Aslında eserine verdiği isim de bunu gösterir: Vesiletü'n-Necat yani kurtuluş vesilesi.
Emir Sultan'ın isteği
Bir rivayete göre Mevlid, bizzat Emir Sultan'ın isteği üzerine yazıldı.
Süleyman Çelebi Mevlid'e son halini verince Emir Sultan'ın huzurunda okudu ve çok beğenildi. Onun eseri huşu içinde dinlemesi ve okumasını teşvik etmesi, eserin kısa zamanda tanınmasını sağladı.
Tek eseri
Süleyman Çelebi'nin bilinen tek eseri Vesîletü'n-Necât'tır. Aruzun "fâilâtün fâilâtün fâilün" kalıbıyla yazılan eser, on bir nüshası karşılaştırılarak elde edilen metnine göre 768 beyit olup on altı babdan meydana gelir.
Fatih, Lâleli, Süleymaniye, Saliha Hatun, Millet, Nuruosmaniye ve Köprülü kütüphanelerinde birçok yazma nüshası mevcuttur.
Çevrildiği diller
Vesîletü'n-Necât, kaleme alındığı günden bu yana mevlithanlar tarafından çeşitli meclislerde farklı musiki makamları eşliğinde icra edilir.
Bu eser, Rumca, Arapça, İngilizce, Almanca, Boşnakça, Arnavutça, Çerkesçe ve Gürcüceye çevrilerek geniş bir kültür havzasına yayıldı.