Eğitimi
Halep'te Bîmâristânü'l-Argūnî el-Kâmilî'de tıp eğitimi gören Nasrullah, burada hekimbaşılığa kadar yükseldi. Halep Valisi İbşir Paşa'nın mahiyetinde bulunan Nasrullah, Halep'ten ayrıldı ve Paşa ile birlikte sonrasında iyi vazifelerde bulunacağı İstanbul'a gitti. İmparatorlukta IV. Sultan Mehmed'in saltanatın yaşandığı dönemdi.
Vefatı
Salih bin Nasrullah 3 Rebîülâhir 1080 (31 Ağustos 1669) tarihinde IV. Mehmed’in maiyetinde bulunduğu bir sırada Tesalya Yenişehri’nde (Lárissa) öldü ve orada defnedildi.
Görevleri
İstanbul'da ilk etapta hassa hekimi daha sonra ise Fatih Darüşşifası'nda başhekimlik yaptı. Burada hastaların tedavisinde gösterdiği üstün başarılar, IV. Mehmed'in de kulağına gitti. Böylece Sultan'ın takdirini kazanarak ihsanlarına nâil oldu ve hekimbaşılığa getirildi. Osmanlı topraklarında on dört yıldan fazla bir süre hekimbaşılık görevini yürüttü. Nasrullah, hayatı boyunca hassa hekimliği, İstanbul kadılığı, saray tabipliği görevlerinde bulundu.
Osmanlı tıbbına katkıları
Salih bin Nasrullah Latince'yi iyi bilmesi sebebiyle 17. yüzyıla kadar gelen klasik İslâm tıp ve eczacılık uygulamalarının günümüze ulaşmasına katkıda bulundu. Osmanlı tıbbının modernleşmesine öncülük etti. Salih Efendi, 600 yıl boyunca Doğu ve Batı tıbbına hükmeden İbn Sînâ modelinin Doğu'daki son temsilcisiydi. Batı'daki önemli hekimlerin görüşlerini ele alıp Doğu tıbbına uygun olarak yorumladı. Bazı Batı yazarlarının eserlerini Latinceden Arapçaya çevirerek bu alanda da öncülük yaptığı bilinmektedir.
Gayetü'l-beyân fî tedbîri bedeni'l-insân
Nasrullah, bu eserini padişahın isteği üzerine hazırladı ve IV. Mehmed'e sundu. Padişahın bu eserden çok memnun olmasından ötürü Nasrullah'a samur kürk giydirildiği belirtilmektedir
Gayetü'l-itkan fî tedbîri bedeni'l-insân
Müellifin ölümü üzerine müsvedde halinde kalan bu Arapça eserin orijinal nüshası ülkemizde değil Kudüs Rum Ortodoks Patrikhânesi Kitaplığı'ndadır.