Ebû Hüreyre
Künyesi
"Ebû Hüreyre" künyesi ile anılmasına dair en yaygın rivayet, koyun otlatırken bulduğu kedi yavrularını elbisesinin eteğine koyup onlarla oynaması nedeniyledir. İlk karşılaştıkları zaman Resulullah’ın ona Ebû Hüreyre diye hitap etmesi bu künyenin Hz. Peygamber tarafından verilmediğini gösterir.
Ebû Hüreyre'nin bu adla anılmaktan hoşlanmadığı, kendisine zaman zaman Hz. Peygamber'in hitap ettiği gibi "Ebû Hir" denmesini arzu ettiği rivayet edilir.
Soyu
Ebû Hüreyre, hem baba hem de anne tarafından tanınmış bir aileye mensuptur. Yetim olarak büyüdüğünü söylemesi babasını küçük yaşta kaybettiğini gösterir.
Müslüman oluşu
Ebû Hüreyre'nin Hicret'in 7. yılının başlarında Tufeyl bin Amr ed-Devsî vasıtasıyla Müslüman olduğu ve kabilesinden 60 veya 70 aile ile birlikte Tufeyl'in başkanlığında Hz. Peygamber ile görüşmek üzere Medine'ye gittiği bilinir.
Vefatı
Vefatından bir süre önce hastalandı ve 678 yılında 78 yaşlarında iken vefat etti. Onun 677 veya 679 yılında öldüğü de söylenir. Cenazesi Cennetü'l-baki’ye defnedildi.
İlme olan düşkünlüğü
Ebû Hüreyre Medine'ye ulaştığı günden itibaren kendisini tamamen dine verdi ve Resûlullah'ın yanında bulunduğu sürece dünyevî hiçbir arzu peşinde koşmadı.
İslam'ı geç benimsediği için kaybettiği yıllarını telâfi etmek amacıyla, açlıktan bayılacak dereceye geldiği halde Mescid-i Nebevî'deki Suffe'den ayrılmazdı.
En çok hadis bilen sahabi
Ebû Hüreyre'yi en çok hadis bilen ve hadisleri en iyi ezberleyen sahâbî konumuna getiren çeşitli sebeplerin başında, onun Hz. Peygamber'le ilgili her şeyi öğrenme, hadisleri ezberleme konusundaki şiddetli arzusu ve dolayısıyla Resûl-i Ekrem'in yanından ayrılmaması gelir.
Rivayet ettiği hadisler
Ebû Hüreyre'nin rivayet ettiği hadislerin 326'sı hem Buhârî'de hem Müslim'de bulunur. Ayrıca 93 rivayeti sadece Buhârî'de, 98'i de sadece Müslim'de mevcuttur.
Sahih-i Buhârî'deki rivayetlerinin tamamı mükerrerleriyle birlikte 1011'dir. Ahmed bin Hanbel onun rivayetlerini el-Müsned'de toplamıştır.
Meziyetleri
Mekke'nin fethinden önce hicret ettiği için hicret sevabı alması, 3 yıl boyunca Hz. Peygamber'in sohbetinde bulunması, onu ve annesini müminlerin sevmesi için Resûl-i Ekrem'in dua etmesi ve hadise gösterdiği ilgiyi takdirle karşılaması onun meziyetlerinin en önemlileridir.
Katıldığı gazalar
Ebû Hüreyre, kısmen Hayber fethine ve daha sonra yapılan gazvelerin hepsine katıldı. Umretü'l-kazâda Resûlullah'ın kurbanlıklarını Mekke'ye götürmekle vazifeli olanlar arasında yer aldı.
Hz. Peygamber'in, düşmanlara karşı oluşturduğu bazı özel timlerde de görev aldı. Daha sonra onun Yermük Savaşı'na ve Cürcân'ın fethine katıldığı kaydedilir.
Valiliği
Hz. Ömer, halifeliği döneminde Kudâme bin Maz'ûn'u zekât ve vergi âmili olarak Bahreyn'e gönderirken Ebû Hüreyre'yi de orada namaz kıldırıp kaza işlerine bakmakla görevlendirdi.
Daha sonra onu görev yaptığı Bahreyn'e iki defa vali olarak tayin etti.