Anne Babalar Buraya

ÇEVRE DUYARLILIĞINA SAHİP ÇOCUKLAR YETİŞTİRMEK

'Çevre duyarlılığına sahip olmak' denince akla ilk gelenlerden biri ve bence en önemlisi sorumluluk sahibi olmak.

Günümüzde yalnızca insanların konforunu gözetmeye dayalı anlayış; toprağın, suyun, havanın da hayatımızın bir parçası olduğu ve bütünsel bir döngüde yer aldığımız gerçeğini zedeliyor. Zedelenen bu gerçek, bizi biz yapan çevresel kaynakları aidiyet duygumuza katmaktan uzaklaştırmaya, marketten aldıklarımızın tohumdan bugüne uzanan emeğin bir sonucu olduğunu idrak edememeye, sağlığımız pahasına kolay olanı seçmeye ve hayatımızı doğanın ritmini gözeten düzenli alışkanlıklarla yönetememeye sebep oluyor.

Oysa 'iyi insan olmak' denince aklımıza gelenler sadece insanın insana yaptıkları olmamalı. Hayvana, bitkiye, toprağa, suya duyduğumuz sorumluluk ve incitmeme duyarlılığı, insanı iyi yapan en önemli unsurlardan biri.

Ayrıca doğada vakit geçirmek çocukların beden koordinasyonunun ve çok önemli bir başlık olan duyu bütünlemenin önemli bir parçasıdır. Çocukların yapılandırılmış faaliyetlerde bulunmak ve oyuncaklar ile oynamak yerine doğadaki malzemelerle oyun oynamaları yaratıcılık becerilerini de geliştirir. Doğa hem bedensel hem zihinsel hem de ruhsal bileşenlerle güzel duygulara yer açan deneyimler sunar. Ben doğayı en çok şükür ve merak duygusu ile ilişkilendiriyorum.

Şükür duygusu yaşamı canlandırır, zenginleştirir, iyileştirir. Buna dair yapılmış bilimsel çalışmalar var. Çevre bilinci şükredeceğimiz detayları çoğaltır. Doğanın uyum ve cömertlikle sunduklarının farkında olmak bizi daha derin, coşkulu ve içten bir şükür duygusuna götürür.

Merak duygusu var bir de… "Çocuklarla ne üzerine anlamlı bir sohbet yapacağım." diye düşünürüz bazen… Karıncaların nereden nereye gittiği, bazı meyveleri neden kışın yiyemiyor olduğumuz, yıldızların ne işe yaradığı, yaprakların şekilleri… Bunlarla ilgili konuşmak, parka gittiğimiz zaman bu soruların cevabına vakit ayırmak, hayret ve hayranlığımızı yansıttığımız etkinlikler yapmak çocuklarımızla vakit geçireceğimiz anlamlı bir alan olabilir. Buradaki merak duygusu odaklanma, ayrıntılara dikkat etme gibi konularda da katkılar sunabilir. Ayrıca okul dönemindeki çocukların teorik bilgilerinin kalıcı olması için de doğada vakit geçirmeye ihtiyaçları vardır.

Peki çocukları 'çevreye duyarlı' yetiştirmek için başka neler yapabilirsiniz?

SAKSIDAKİ ÇİÇEKLERLE UĞRAŞMAK

Toprakla temas etmenin en basit yollarından biri evinizdeki saksılarla uğraşmaktır. Çocuğunuzla beraber seçtiğiniz bir çiçeği doğru yere koymak, çiçeğin bakımını araştırmak, çiçeğe nazikçe davranmak aslında 'basit bir saksı' olarak düşündüğümüz bir canlının öğrettiği pek çok şeyi kapsar. Ayrıca bununla aşılanan sorumluluk, çocukların eve katkıda bulunmalarını sağlamaya dair bir strateji de olabilir.

ATIKLAR

Çevreye duyarlı olmanın yollarından biri de üzücü büyük tahribatlara rağmen birçok konuda olması gerektiği gibi değiştiremeyeceklerimize değil değiştirebileceklerimize odaklanmak. Her gün binlerce atık doğaya karışıyor ve tabii ki bunun için yapılması gereken ilk şey: Giyimden beslenmeye kadar tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmek. Bu dikkat bizi, topluma karşı sorumluluk almaya ve değerlerimizle bağlantılı bir hayat yaşamaya sevk edecektir.

Atacağımız adımlardan biri de atıklarımızı ayrı ayrı atmaktır: Kâğıt, cam, plastik, pil, elektronik, besin, kumaş… Ayrılan bu çöpler belediyelerin kategorileştirdiği büyük atık bidonlarına da atılabilir.

Ve eğlenceli kısım: Kompost! Kompost kısaca, evdeki besin atıklarını çeşitli yöntemlerle gübre haline getirmektir. Farklı yöntemleri vardır ve büyüklüğünü, süresini kendiniz seçerek yapabilirsiniz. Haydi, Çocuğunuzla yapabileceğiniz doğa dostu bir aktivite daha! 😊

KORUNAKLI BİR ÇERÇEVEDE TÜM HAYVANLARLA TANIŞMASINA MÜSAADE ETMEK

Ebeveynlerin hayvanlara nazik davranması elbette ki çocukların davranışlarının en büyük referansıdır: Uzaktan ya da yakından hangi hayvan olursa olsun şefkatinizi gösterebilirsiniz. 😊

Mesela çocuğunuzun yılana dokunmasını tabii ki istemezsiniz. Buradaki önemli nokta verdiğiniz tepkinin nefret yansıması olmamasıdır. Yılanın neden yaklaşılmaması gereken bir hayvan olduğunu, yılanın belki de sadece kendini korumak için başkalarına zarar verebileceğini anlatabilirsiniz. Yılan belirgin bir örnek… Belki çocuğunuzun kedilere, köpeklere, kuşlara böceklere de mikrop kapabilir endişesiyle dokunmasını istemiyor olabilirsiniz. Ancak bu, o canlıları araştırmaya, o canlılarla uzaktan da olsa tanışmaya ve onları sevmeye engel değil.

Eğer 'çocuğumu uzak tutayım' refleksinizde hayatınızı zorlaştıran bir korku tepkisi söz konusuysa tabii ki yapılması gereken profesyonel bir destek almak.

VE KAMPLAR!

Çocuklar için Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın organize ettiği çok eğlenceli, doğayla iç içe olmanın keyfini tadacakları, ekip olmayı deneyimleyecekleri ücretsiz kamplar var. Bu kamplara katılmış biri olarak unutulmaz keyifli anlar yaşadığımı da ekleyeyim. 😊
Bakanlığın sitesini ve sosyal medya hesaplarını takip ederek bilgi alabileceğiniz gibi birçok noktada bulunan gençlik merkezleri ile de irtibat kurabilirsiniz.

Bakanlığın kamplarının yanı sıra farklı oluşumların sunduğu izcilik kampları ve doğa yürüyüşleri de size çok kıymetli deneyimler sunacaktır.

🖌Klinik Psikolog Sena Kübra Çataloğlu