Parmak izleri, sesler, şimdi de yüzler kopyalanıyor!
Dünyaca ünlü teknoloji devi Apple, geçtiğimiz Salı günü üzerinde hiçbir tuş bulunmayan ve tamamen ekrandan oluşan son teknolojisi iPhone X’i tanıttı. Apple’ın bu yeni teknolojisinin en çok dikkat çeken özelliği ise, FaceID olarak adlandırılan yüz tanıma sistemi oldu. Bugün yapılan bir açıklamaya göre ise, Face ID teknolojisine ABD Senatosu'ndan soruşturma geldi.
Apple'ın yaptığı lansmanın ardından, Rusya'da ikamet eden NSA'in eski çalışanı Edward Snowden bu teknolojinin güvenlik zafiyeti içerdiği yönünde açıklamalarda bulunmuş; Apple'ın yüz taramayı normalleştirdiğini ifade ederek kesinlikle kötü amaçlarla kullanılacak bir teknoloji olduğunu belirtmişti.
Birçok kullanıcı, bu açıklamanın ardından kişisel güvenlik ve gizlilik konusunda endişeye düştü ve ABD Senatosu'ndan Al Franken, duyduğu endişe nedeniyle Apple CEO'su Tim Cook'a mektup yazdı.
Senatör Franken, Apple'ın Face ID algoritmasını yetiştirmek için kullandığı "bir milyar yüz görüntüsü"nün nereden geldiğini sordu ve Apple'ın müşterilerinin yüz görüntülerini başka bir amaçla kullanmayacağına dair güvence istedi.
FACE ID NASIL ÇALIŞIYOR?
Apple, yaptığı lansmanda FaceID teknolojisinin diğer teknolojilere kıyasla çok daha güvenli olduğunu açıklamıştı. Bu teknoloji, telefonun sahibinin kimliğini tespit etmek için 30 bin adet kızılötesi nokta barındırıyor ve karanlıkta da çalışabiliyor.
Apple'ın patentini aldığı yüz tanıma sistemi, iPhone'un ön kamerasını kullanarak bir yüzü algılıyor ve tanıyor; eğer tanıdığı yüz sahibine aitse, cihazın kilidini açıyor.
Face ID ile yüzü iPhone'a tanıtmak için, ilk olarak kullanıcının ekranda beliren bir yuvarlak alan içerisinde, yüzlerinin her açıdan ekranda görülecek şekilde hafifçe hareket ettirmeleri isteniyor. "iPhone'unuzu yüzünüzden 25-50 cm uzaklıkta tutun", "kafanızı aşağı, sola, sağa ve yukarı hareket ettirin" gibi farklı yönlendirmeler de yapan iPhone, ikinci defa tekrarlanan işlemin ardından yüz tanıma sistemi ile koruma altına alınıyor.
YÜZ TANIMA TEKNOLOJİSİ NERELERDE VE NASIL KULLANILIYOR?
Yüz tanıma teknolojisi, dünyada birçok devlet ve özel şirket tarafından kullanılıyor. Bazı araştırmacılara göre, kart ve şifrelerin gizli tutulması, suçluların yakalanması ve ülkeye giriş çıkışların denetlenmesi gibi alanlarda hızlı ve güvenilir olması nedeniyle avantaj sağlıyor. Ancak, bu teknoloji mahremiyetin yok olması nedeniyle, benzerlerine sadece filmlerde rastlayabileceğimiz bir distopyanın parçası hâline gelebilir.
Yüz tanıma teknolojisi birçok ülkede güvenlik amacıyla kullanılıyor. Avustralya'daki havaalanlarında yüz tanıma sisteminin pasaportların yerine geçmesi, Almanya'da ise "terörle mücadele" kapsamında havaalanı ve tren istasyonlarında uygulamanın hayata geçirilmesi gündemde.
Geçtiğimiz aylarda İngiltere'de metro istasyonlarında yüz tanıma sistemi denenmeye başlanmıştı. Çin'de ise sistem o kadar yaygın ki, yemek ısmarlamak ya da kıyafet satın almak için ekrana bakmak yeterli.
Bu sistem sayesinde aileler kayıp çocuklarını ya da yakınlarını bulabiliyor. Üstelik bilgisayar, telefon ve kart şifrelerini çok sık unutanlar için de bir kurtarıcı olacağı tahmin ediliyor.
BU TEKNOLOJİLERİN ZARARLARI NELER?
Dünyaca ünlü teknoloji devlerinin geliştirdiği "kullanıcı odaklı" ve "kullanıcı dostu" görünen bu teknolojilerin en dikkat çekicileri, parmak izi tanıma özelliği (Touch ID) ve ses yardımcıları (Siri); son günlerde ise yüz tanıma teknolojisi oldu.
Parmak izi okuyucular, kişisel güvenliğin sağlanması amacıyla, birçok cihazda yaygın olarak kullanılıyor. İlk olarak Apple, iPhone 5S modeli ile akıllı telefonlarda parmak izi okuyucusunu (Touch ID) kullanıma sunmuş, onu birçok Android işletim sistemli akıllı telefon üreten firma takip etmişti.
PARMAK İZİMİZİ KOPYALADILAR
Geçtiğimiz yıl yapılan bir çalışma, özellikle akıllı telefonlarda ve bilgisayarlarda sıkça karşımıza çıkan parmak izi kilidinin güvenli olmadığını gösterdi. Akıllı telefonların kilidini açabilen iki boyutlu parmak izi kopyalarının hazırlandığı yöntemde, parmak izleri taranarak resim formatında kaydediliyor, ardından özel bir kâğıt ve mürekkep kullanılarak basılıyor. Kısa sürede hazırlanan bu parmak izi baskısı, farklı markalara ait akıllı telefonlar üzerinde denendi ve sahte parmak iziyle kilitlerin açıldığı ortaya çıktı.
Akıllı telefonlarda pek çok kişisel verinin kaydedilmesi ve bu telefonların bankacılık işlemlerinde kullanılması gibi sebeplerle akıllı telefonların güvenliği büyük tehlike altında.
SİZİN SESİNİZLE CÜMLE KURABİLİRLER
IOS ve Android telefonların son yıllardaki önemli yeniliklerinden biri ise, konuşmalarınızı dikte etme özelliği ve bu konuşmalara karşılık sistemin cevaplar üretmesi. En popüler olanı ise, Apple tarafından 2010 yılında satın alınan Siri adlı ses yardımcısı.
İlk olarak iPhone 4S'te kullanılan bu özellik, daha sonra diğer teknoloji devleri tarafından da üretildi ve yaygınlaştı. Uzun süre kullanıldığında, kullanıcıyı anlaması daha da kolaylaşan bu teknoloji, zamanla söylenenleri daha iyi anlıyor, telaffuzu tanıyor ve istenilene daha yakın cevaplar veriyor. Hâttâ kullanıcı daha sormadan, sık kullanılan şeyleri ve ne zaman kullanıldığına dair pratikleri de hafızada tutuyor.
Son yıllarda yapay zekâ alanındaki çalışmaların artması, kayıt altına alınan seslerin kötüye kullanımı (kelimelerdeki hecelerin bölünerek yeni kelime ve cümleler oluşturulabilmesi), bankacılıkta ses ile işlem yapılması, bu teknolojinin sakıncalarını görmeye yetebilir.
BÜYÜK BİRADER DE BİZİ GÖRECEK Mİ?
Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI), 2016'da yapılan bir araştırmaya göre, 117 milyon yetişkinin fotoğraflarından oluşan bir veri tabanını elinde bulunduruyor. Şüphelileri kimlik ve ehliyet fotoğraflarıyla karşılaştırarak eşleştirmek için yüz tanıma teknolojisini kullanıyorlar.
Facebook ve Google gibi teknoloji devleri, etiketleme teknolojileri için milyonlarca fotoğrafı veri tabanında topluyor. Olası siber saldırı durumunda, bu verilerin ele geçirilmesinin mümkün olup olmadığı ise henüz bilinmiyor.
Yüz tanıma teknolojisi, akla sistemin kötü amaçla kullanılma ihtimalini de getiriyor. Mühendisler, "Kişi ne kadar uzun süre kameranın önünde durursa, o kadar doğru veri elde edilebilir" diyor. Yani, telefon kilidini açmak için yüzünüzü her okuttuğunuzda, sistemin sizi tanıma oranı o kadar artıyor.
Sistemin, kişisel kullanımlarda birçok güvenlik riski ve gizlilik ihlali yaratma ihtimali bulunuyor.
Özel şirketler ve devletlerin yüz tanıma teknolojisi kullanarak topladıkları verilerin nasıl veya ne zaman kullanılacağı bilinmiyor. Bunun yanında, George Orwell'ın ünlü distopyası 1984 romanında bahsettiği gibi, "Büyük Birader" bizi izliyor olabilir.
FİKRİYAT